5. Bölüm

81 7 1
                                    


Bölüm şarkısı: Berk Baysal - Zamanla Geçer

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

"Kaliteli yalnızlık, sahte kalabalıktan her zaman daha iyidir."

~Ts. Eliot

Geçmişteki anılarım aklıma gelince istemsizce ellerim titremeye başladı. Şu an tek yapabileceğim şey yeni bir krizin daha gelmemesi için dua etmekti.

Ben Sütlaç ve Latte Macchiato almaya karar verdim. Serkana baktım karar verdi mi diye. Oda Menüsünü bırakıp bana baktı.

"Karar verdin mi?"

Başımı evet anlamında aşağı yukarı salladım.

Müşterilerle ilgilenen kızı çağırdı. Kız yüzündeki içten gülümsemeyle yanımıza geldi. Kız ya işini çok seviyordu yada kendisini o içten gülümsemeye çok alıştırmıştı.

"Karar verdiyseniz siparişlerinizi alayım."

Serkan ilk benim söylememi istiyormuş gibi bana baktı.

"Ben bir tane Sütlaç ve Latte Macchiato alayım." Kız başını salladı ve birkaç şey not etti.

Sonra Serkana baktı.
"Siz ne alırdınız."

Serkan ağızını açıp konuşmaya başladı fakat bana o an herşey çok yavaşmış gibi geldi. Beynimi meşgul eden tek bir sorun vardı; Çay alacak mıydı?

"Bende bir tane Sütlaç ve..."

Korkuyordum. Tek kelimeyle korkuyordum. Okadar stres yapmıştım ki ellerimin titremesi artmıştı. Ellerimi kucağıma sakladım.

"Ve Cappuccino alayım."

Omuzlarımdan öyle bir yük kalktı ki inanamazsınız. Rahat bir nefes aldım. Herşey birkaç saniye içinde gerçekleşmişti ama bana çok daha uzun gelmişti.

"Başka bir isteğiniz var mı" diye sordu kız.

Ikimizde başımızı hayır anlamında sallayınca tekrar işine döndü.

Ne söyleyeceğimi bilemedim. Ne kadar kendi içimde inkar etmeye çalışsam da biliyordum; utanıyorum.

Derin bir nefes alarak sırtımı arkaya yasladım.

" Iııı... böyle konuşmalara nasıl başlanır bilmiyorum. Ilk önce belki birbirimizi tanıyabiliriz. Ondan sonra birkaç kere daha buluşuruz. Bu konuları bence pek uzatmaya gerek yok. Eğer seninde rızan olursa ben bu işi helalinden halledelim derim."

Sesi tereddütlü çıkıyordu. Sanki yanlış birşey söylemekten korkuyormuş gibiydi.

"Bencede, yani birbirimizi tanırız, ondan sonra oluyor veya olmuyor diye bir karar verdikten sonra işi uzatmaya gerek yok bencede."

Rahatlamış gibi bir yüz ifadesi vardı. Bu sefer ilk adımı ben atmak istedim.

"Ismim Yelda aslında iki ismim var, Yelda Begüm. Ama ikinci ismimi kullanmıyorum. Neden bilmiyorum, yani bir sebebi yok. Aşçılık yapıyorum. Haftanın dört günü saat sabah altıdan dört'e kadar. Işimi seviyorum. Zaten sırf onun için geldim. O gastronomi okuduğumu bilmiyor. Ondan gizli okudum. Zaten pek dikkat etmediği için ondan saklama konusunda hiç zorluk çekmedim. Hep hayalimdi aşçı olmak, neden diye sorma bilmiyorum. Ama mutfak benim hep kaçış yolum oldu. Ne zaman mutfakta birşey yapsam onlar yiyecek diye beni ben mutfaktayken rahat bırakıyorlardı. Bu yüzden mutfak benim hep güvenli alanım oldu. Ama aşçı olmama izin vermedi. Aslında okumama da izin vermeyecekti ama arkadaşı Hasan abinin kızı öğretmen olunca bana 'sen büyüyünce öğretmen olacaksın' diye resmen emir verdi. Şu anda herhangi bir okulda öğretmenlik yaptığımı sanıyor. Buraya gelmeme izin vermesinin nedeni de..."

Yara iziWhere stories live. Discover now