9. Bölüm

59 5 0
                                    

Bölüm şarkısı: Özdemir Erdoğan - Bana Ellerini Ver

_________________________________________________

Biz her Insanın kaderini kendi çabasına bağlı kıldık.
Isra, 13

"Utandın mı sen?"

Yooooo

Başımı hafifçe ona çevirdim.
"Pardon."

Bayılıyorum bu kelimeye ya her an'a uyuyor.

Burnundan gülerek tekrar önüne döndü.
"Hiiç."

Ya sabır.

Çok geçmeden araba durdu ve ben resmen kaçararcasına arabadan indim.

Önümdeki belediye evlenme dairesine bakıyordum ve Serkan yanıma gelince beraber kapıya doğru ilerledik.

Ilk önce biraz sıra bekledik sonra bizi içeri aldılar ve gereken işlemleri halletik.

Tahmin ettiğimiz gibi bir ay sonraya tarih verdiler.

Arabada olan son konuşmadan sonra birdaha Serkan ile gerekmedikçe konuşmamıştım ve gözlerimi ondan hep kaçırıyordum.

Bu durum beni baya rezil etmişti ve ciddi ciddi utanıyordum.

Tekrar arabaya bindik ve bu sefer camiye doğru yola çıktık.

"En sevdiğin yemek ne?" diye sordu birden.

Ne yapmaya çalıştığını anladım. Hem aramızdaki rahatsız edici sessizliği bozmak istiyordu, hemde beni tanımaya çalışıyordu.

Biraz düşündüm.
"Bilmem, klasik olacak ama sanırım pizza. Peki ya senin?"

Biraz düşündü.
"Bilmem. Yok aslında. Ama patatesi çok seviyorum. Nasıl olduğu fark etmez her çeşidini. Bence her yemeğe güzel bir tad katıyor."

Başımı salladım.
"Evet bencede çok güzel."

Olaya bak arkadaş; evli olduğum adamla aramızdaki max konuşma patatesin yemeklere olan uyumu.

"Peki ya hiç sevmediğin bir yemek var mı?" Bu sefer ben sormuştum.

Hiç düşünmeden cevap verdi.
"Pırasa. Küçükken nefret ederdim. Annem büyüyünce seversin diyerek ben küçükken bana zorla yedirirdi. Büyüdüm, hala sevmiyorum." Anlatırken yüzünü iğrenircesine buruşturmuştu.

Sanırım bu pırasa olayı onda büyük bir travma bırakmıştı.

"Senin?" diye sordu bu kez.

Lambalarda durduğumuz için dönüp bana baktı.

Yüzüm solmaya başladı. Gözlerimi gözleriyle birleştirdim.
"Tavuk." dedim tereddüt etmeden.

Aklıma yine o anılar gelmeye başladı. Ah o anılar ah.

Birşey olduğunu anlamış gibiydi.

Arkadaki arabalardan biri kornaya basınca yola döndü ve lambanın yeşil yandığını görünce arabayı tekrar sürmeye başladı.

"Anlatmak ister misin?" diye sordu naif bir ses tonuyla.

Bir an düşündüm. Aslında bu soruyu hep red ederdim fakar şimdi nedense anlatmak istemiştim.

Gözlerimi onun yan profilinden ayırarak yola çevirdim.

"Ben küçükken." diye söze başladım ama ona dönüp bakmadım. Gözlerimi yoldan ayırmadım.

Yara iziWhere stories live. Discover now