Giriş

18.4K 1K 124
                                    

(Bu bölüm alıntıdır. Dilerseniz direkt 1. Bölümden başlayabilirsiniz.)

Her şey bana gelen mektupla başlamıştı. Ufacık bir not kağıdında yazan şeyler büyük olaylara ve hayatımın değişmesine yol açmıştı.

Ben, kendimden emin bir kız olarak kafama koymuş ve karışıklıkların hepsini çok yanlış yöntemlerle çözmeye çalışmıştım.

Soğuk depoda ellerim ve ayaklarım bağlı bir şekildeyken sırtımı duvara yaslamış, daha rahat oturmamı sağlamıştım. Karşımdaki 3 adamın bana yukarıdan bakmasına çok sinir olmuştum.

Bir açıklama beklediklerini anladığımda istediklerini vermeyerek "Şartlar eşit değil farkında mısınız abiler?" dedim. Gözlerini pörtletmiş bana bakıyorlarken devam ettim "Sanki birini döveceğiz. Açın ellerimi, ayaklarımı da karşı karşıya konuşalım.

Hepsi 5 kardeşlerdi. En büyükleri olan Fırat ellerini göğüsünde bağlayarak konuştu "Dışarının halini görmedik sanma!" dedi hiddetle. Konuşurken eli ile dışarıyı işaret etmişti. "Dövecek adam bırakmamışsın, daha kimi döveceksin?"

Göğüsümü kabartarak "İltifat olarak sayıyorum." dedim. "Thanks abilik."

Fırat dışarıya burnundan sert bir nefes verdiğinde bana doğru atıldı. Eğer kardeşlerden en büyük ikinci olan Alpar tutmasaydı çoktan üstüme çullanmıştı. Alpar, Fırat'tan bir küçüktü.

O Fırat'ı benden uzaklaştırmış, bir şeyler söyleyerek sakinleştirmeye çalışırken Ilgar hızla yanıma geldi ve tek dizini yere yasladı. Ilgar'da Alpar'ın bir küçüğüydü. "Ağzını sıkı tut." dedi dişlerinin arasından. "Aksi taktirde hiç birimiz durduramayız." derken kafasıyla onun arkasında kalan Fırat abisini göstermişti.

Kafamı yasladığım duvardan kaldırarak ona daha çok yaklaştım. "Durdurmanızı söyleyen kim?" Fısıldayarak söylediğim şeyi duymazdan gelerek. "Amacın ne?" dedi. "Ne yapmaya çalışıyorsun?"

Gözlerimi kısarak bakmaya başladığımda hala aynı pozisyonda duruyordum, geriye gitmemiştim. "Ilgar Korhan." diye konuşmaya başladığımda onu şaşırtmaya karar verdim.

"26 yaşındasın. Ailede en büyük üçüncü çocuksun. Şirket hisselerinden her hangi birine bir şey olursa şirketin başına geçecek ilk kişisin değil mi?" dediğimde sesli bir şekilde güldü ve gözlerini kıstı. "Sen nereden biliyorsun bunları? Çok korkutucusun." dediğinde bu sefer gülen taraf ben olmuştum. İlk başta herkesin bildiği bilgileri söyleyerek güldürecek, sonra kendisinin bile barışık olmadığı gerçekleri söyleyerek gülecektim.

"Peki.. Bundan 3 sene öncesine gidelim." dedim daha da yakınlaşarak. "Ilgar Korhan. 12 Mayıs 2021 tarihinde hırs ile işlediği cinayetten kaçarak kendini bilerek yapmadığına inandırmaya çalışan 3 numaramız." Aynı onun güldüğü gibi gülerken yutkunmuştu. "Tüh! Bilmemem gereken bir şeydi sanırım."

"Sen.." derken sesi fısıltıdan ibaretti. Ama ben yakınında olduğum için duymuştum. Onu es geçerek arkama yaslandım ve bizden uzaklaşmış olan Fırat'la Alpar'a seslendim. "Siz. 1 ve 2 numaralar."

Kafalarını hızla bana çevirdiklerinde Fırat ile göz göze gelmiş, geçmeyen sinirini fark etmemle sırıtmıştım. "Klasik ergenler gibi başarabileceğiniz bir iş sanıp çete kurduğunuzu ne zaman aşiretinize söylemeyi düşünüyorsunuz?"

Üçünün de yüzüne vurduğum gerçeklerle hepsi bana sinirle bakıyordu. Ilgar yanımdan kalıp ayağa dikilmiş ve sertçe yüzünü sıvazlamıştı. Fırat'ın deponun ortasındaki masaya ilerleyip bir tekme savurmasıyla tahta, yuvarlak masa duvara çarparak parçalara ayrıldı. "Waoww!" dedim heyecanla. "Güçlü erkek seni."

"Yeter lan!" deyip üzerime koşan Fırat'ı iki kardeşin de tutmaması gülmeme neden oldu. Bacaklarımın iki yanına dizlerini yaslayıp yüzüme sertçe bir yumruk attı ama başım ne yana savrulmuş, ne de yanağımın patlamasına neden olmuştu. Hala dimdik bir şekilde gözlerine bakıyordum. "Kimsin sen koyduğumun çocuğu?! Ne istiyorsun?!" derken bu sefer diğer yanağıma geçirdi yumruğunu.

İkinci yumruğunun ardından ağızımdan acılı bir inilti kaçırdım. Yumruğu sol yanağımın elmacık kemiğine gelmişti. Daha önceden çokça o bölgeyi kırdığım için sorunluydu. Durmamış saçımı parmak uçlarına dolamıştı. Artık sabrım kalmadığı için çoktan çözmüş olduğum zincirleri elimden attım. Zorlanmadan ayağa kalktığımda sağ ayağımı çekerek sol ayağımla birleşik olmasını sağlayan zincirin kırılmasını sağladım.

"Yedim lan seni!" deyip direkt Fırat'ın üzerine atlamamla yere düşmüş ve boş olan depoda sesin yankılanmasını sağlamıştı. Art ardına suratına geçirdiğim yumruklardan kurtulamıyordu. Çünkü hem ayağımla dizlerinin üstüne baskı uygulayarak kalkmasını engelliyor, hem de ellerini yüzüne siper etmesine izin vermeyecek kadar hızlı bir şekilde hareket ediyordum.

Fırat daha çok bağırmaya devam edince Alpar koştu yanımıza. Beni belimden tutup asılmaya başlayınca Fırat'ın yüzüne son kez ayağımı geçirerek kaldırmasına izin verdim. Bu sefer Alpar girişince karşılık vermeye başladım. O hızıma yetişemeyince ellerini yüzüne siper etmeye başladı. "Hayvan mısın kızım sen?!"

Ilgar'da tam yanımıza atlayacakken deponun demir kapısı hiddetle açıldı. "Durun!"

Gelen Sarp'tı. Sarp, 5 kardeşin kuzenlerinden biriydi. "Ne yapıyorsunuz siz?!" dedikten sonra yerden kalkan Fırat'a ilişti gözleri. Fırat yine üzerime atıldığında bir şey yapma gereği duymadan Sarp'ın, omuzundan tutarak kendine çevirmesini izledim. "Bu halin ne lan senin?" diye sordu kanlı yüzünü göstererek. Fırat arkasına dönüp bana bakmaya çalıştığında Alpar'ın arkasından çıkarak Sarp'a gözüktüm.

Sarp hemen yanıma geldiğinde büyük ihtimalle kana bulanmış olan elmacık kemiğimi işaret etti. "Yanağına ne oldu?!" Sinirle Fırat'a baktığımda göz göze geldik.

Fırat, Sarpa dönüp "Tanırmısın kuzen sen bu bacıyı da ilgilenirsin?" dedi.

Sarp, Fırat'ın iki omzundan da tutup sarstı. Bağırarak konuşmasından sonra ben hariç herkes put gibi baka kalmıştı. "Tanirem ben bu bacıyı tanirem! Babanızın yıllardır aradığı kardeşiniz o sizin geri zekalı!"

Ve koca bir sessizlik..


Selamm.

Giriş bölümü bu kadardı.

Bölümler giriş bölümünün okunma ve oylama sayısının artışına göre başlayacaktır.

Aşiret DızlamakWhere stories live. Discover now