3. Bölüm

17.5K 1.4K 150
                                    

Selamm, nasılsınıızz??

Bölümü zamanında atamadım üzgünüm.

Satır içi yorum yaparsanız sevinirimm.

Sınırlama: 300 oy

İyi okumalaarr

Bazen ufak bir gülümseme, bazen samimi bir konuşma, bazen derin bir sessizlik.. Ama sadece huzur.

Bazen de asılan yüzler, haykırılan konuşmalar, yankılanan feryatlar.. Ama sadece acılar.

Acı nedir ki?

Sevdiğinle küsmek? Ya da küsecek birinin olmaması.

Eğitim hayatındaki sıkıntılar? Yada hayatındaki eğitimin sıkıntıları. İkisi de aynı anlamı taşıyor gibi gözükse de birbirinden tamamen bağımsız cümleler, yaşanmışlıklar.

Birinin eğitim hayatını anlatırken, diğerinin hayatındaki eğitimleri anlatması.. Acı.

Sessizlik.

Neden sessizlik var ki? Toplum içinde herkesin aynı anda susması garip değil mi? Bence çok garip. Ne de olsa sessizliğin zamanı dolup, gitmesi gerektiğinde ağızları elbette konuşmak için açılacak.

Sessizlik ise saniyeleri, dakikaları hatta bazen saatleri bile alıp götürecek. Sadece zaman kaybına yol açacak.

Şu anda sessizliğin yarattığı bir zaman kaybı yaşıyorduk. Ya da yaşamıyorduk. Sadece, peşine düştüğüm gerçekler ile yüzleştim, ve gitmeye yol arıyorum.

Karşımda anlamaz gözlerle bir bana, bir yanımdakine bakan 3 adam vardı. Yanımda ise.. Evet yanımda. Belki onca şey yaşanmasa her nefesimde yanımda olacak, güvenimi kazanan ilk insan vardı. Sarp'a minnettardım. Eğer karşılaşıp konuşamasak belki de işim daha da zorlaşacak, hatta kimseyle yüzleşemeyecektim bile.

İlk konuşan, yani çok ve boş konuşan tabii ki de Fırat'tı. "Ne saçmaliyesen sen?!" dedi her zamanki gibi gür ve yüksek sesiyle.

Sarp bıkmışlıkla dışarıya nefesini verdi. "Bulduk diyorum abi. Delfin'i bulduk." Benim hakkımda konuşurken yüzüne ve sesine yerleşen mutluluğu fark etmiyor değildim. Neydi bu kuzen sevgisi?

"E-eminmisin Sarp." dedi Alpar tereddütle. Üçü de ne diyeceğini veya inanıp inanmayacaklarını bilememişlerdi sanırım. Bence haklılardı. Ne de olsa arada yıllar vardı ve belki de bebekken yüzümü bile görmemişlerdi. Sarp hevesle başını onaylarcasına salladı. "DNA testi yaptırdık hastanede. Kan bağımız çıktı. Sülalede başka kaybolan yoktu herhalde." dediğinde gülecek gibi oldum.

İçinde olduğumuz durumu düşününce ne hissetmem gerektiği hakkında bir fikrim yoktu. Ben az önce kan kardeşlerimle, yani abilerimle yumruk yumruğa kavga etmiştim değil mi?

E herkesten bir farkımız olsun değil mi canım.

Ilgar bir şey söylememişti. Fırat burnundan sert bir nefes verip hızlı adımlarla bulunduğumuz yerden çıktı. Ilgar'ın ardından Alpar'da çıktığında ikimiz kalmıştık. "Kaldık yine biz bize be kuzen." dedi Sarp efkarlı efkarlı.

Bakışlarımı yüzüne çevirdiğimde boyu benden uzun olduğu için yukarıya bakıyordum. "Bakıyorum da hemen beni kuzenin belledin."

Oflayarak gözlerini devirirken kollarını önde bağlayıp, bir ayağını öne attı. "Senin bu abin olacak adamlar ne kadar sıkıcı anlatamam. Bir tek Kaya var ara sıra bulaşıyorum ona da.. Ha bir de Güney. Iyy, ıyy kafasını gömmüş derslere okuyacağım diyor."

Bu haline kıkırdadığımda tek kaşını kaldırdı. "Şimdi sen geldin takılacak biri oldu. Sıkılmam artık." dediğinde kaşlarımı çattım. "Ne o." dedim. "Burada kalacağımı mı düşünüyorsun?"

Aşiret DızlamakWhere stories live. Discover now