3. Bölüm

48 13 14
                                    

Odanın bordo perdelerinden güneş hiç sızamıyordu. Sabahın ilk saatlerini çoktan geride bırakmıştık ama henüz anca kendime gelebiliyordum. Hem yatak fazla rahattı hemde sadece bir günde yaşadığım aksiyon  bedenime çok fazla gelmişti. Hala cok yorgundum ve uyumaya devam etmek istiyordum.

Yatağımda sola doğru döndüğüm anda kapıdan biri seslendi.

"Luna!" Bakışlarımı anında kapıya çevirdim ve yatakta oturur pozisyona geldim. Adam aynı ürkütücü sesiyle konuşmasını sürdürdü. "Luna aç kapıyı!"

Hayır diye fısıldadım korkuyla neler oluyordu. Bu da kimdi ve saray kahinine bağırma cürretini nereden buluyordu böyle?

Kapıya dogru yöneldim peçemi kapadım ve hiç beklemeden açtım kapıyı. O an karşımda benden birkaç yaş büyük olduğunu tahmin ettiğim simsiyah saçları ve bembeyaz teniyle bir genç adam duruyordu.

"Dün seni 3 saat boyunca terasta beklerim Luna neredeydin? Kapılari kapatmışlardı cok endiselendim." Bu da kimdi böyle Luna'nın neyi oluyordu ve ben bu adamdan nasıl kurtulacaktım.
Sesimi alcak tutmaya çalıştım şu an başımı bu dertten kurtarabilemin en kolay yolu hasta taklidi yapmaktı. Yüzümü zaten göremiyordu ve Lana ile hem aynı boylardaydım hemde aynı saç rengine sahiptik kızın gözlerine hiç dikkat etmemiştim umarum ela gözlerim cok dikkatini çekmezdi de başıma bela almazdım.

Kahin'in kılığına girip Saray'a yerleşmek mantıklı bir  karar elbette değildi ama bir kahin geleceğimi görebiliyorken başka yapabileceğim hiç bir şey yoktu. Benden beklenmeyeni yapmıştım.

"Çok fazla ateşim vardi bütün gün uyumuşum." Genç adam anlamaya çalışırcasına baktı gözlerime.
Luna sanırım böyle bir cevap vermezdi. Bana küstah ve burnu havada davranıştı belki de daha sert olmalıydım. "Ve... dinlenmeye drvam etmek istiyorum hala cok yorgun hissediyorum."

Genç adam usulca başını salladı ve elini uzatıp aniden elimi tuttu.

İşte bunu beklemiyordum. O kadar hazırlıksızdım ki korkuyla elimi uzaklastirdim ondan. Bunu zaten bekliyormuş gibi davrandı ve bir tepki vermedi. Gözlerini yere çevirdi ve yüzündeki umutlu ifadenin soluşuna şahit olmama neden oldu.

"Haklısın kral veya biri görebilirdi üzgünüm sevgilim, endiselendim sadece...."

Sevgilim...

Sevgilim...

Sevgilim...

Ben karşımda duran bu genç adamın sevgilisini dün  katletmiştim. Kendi ellerimle hancerlemiştim, son nefesini vermesini kenarda durup izlemiştim.
Ne diyeceğimi bilemeden öylece baktım ona duygularımı saklamam gereken bir anda öylesine belli etmiştim ki genç adam da şaşırdı ve yuzume dik dik bakmaya başladı.

"Luna sorun ne?" Buna diyecek bir şeyim yoktu. Birkaç adım geri çekildim beni tanımaması bir mucize olmalıydı.

"Çok yorgunum dinlenmek istiyorum. " diye fısıldadım sesimi sakın tutmaya çaba göstererek.
Bir cevap vermesine de fırsat vermedim ve kapıyı yüzüne kapatmaya hazırlandım tam o sırada dün beni odaya getiren Karo bizi farketti.

"Saber?"

Saber...

Kapıyı hızla kapattım ve yatağıma doğru adımladım. Kral yetmiyormus gibi bir de başıma Luna'nın sevgilisi çıkmıştı. Elimi çabuk tutmalıydim.  Sarayda daha fazla kalmam kendi ölüm fermanima kendi imzamı atmak olacaktı. Kral anlamasa bile Pesah bunu bir şekilde anlardı. Beni tanımaması da bir mucizeydi ama bu beni ikinci görüşünde de tanımayacaği anlamına gelmiyordu.

KAHİNİN İZİWhere stories live. Discover now