32

1.2K 144 14
                                    

Ä🖤Ä

Bölüm - Otuz iki

"Gerçek aşk hikayelerinin asla sonu olmaz

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Gerçek aşk hikayelerinin asla sonu olmaz."



Jimin

Kapı arkasından kapandı ve ben, o anda dünyanın en kötü insanı olduğumu düşündüm. Annesi hakkında hiçbir fikrim yoktu. Kanserden ya da başka bir hastalıktan öldüğünü sanıyordum ama artık ölüm nedeninin bir hastalık olup olmadığını merak ediyordum. Ailesinde annesinin, güvenilebilecek tek sağlıklı ve istikrarlı kişi olduğunu düşünmüştüm. Fakat Jungkook buna bile sahip olamamıştı.

Bu tablo annesine aitti ve muhtemelen iyi bir anne olmamasına rağmen Jungkook onu saklamıştı.

Annesine iyi davranmıştı.

Bir içkiye ihtiyacım vardı.

Ben cin tonik yapmakla uğraşırken içeri on beş/on altı yaşlarında bir çocuk girdi. Kapıyı kapattıktan sonra sabırlı bir ifadeyle kapının yanında durdu. Koridorda James diye biri beni bekliyordu ve bu da şanslı olmalıydı. Takma adı, bir çocuk değil de yonca dövmesi olan, iriyarı bir adam imajı çağrıştırmıştı. Bu zavallı çocuğu Jungkook yetiştiriyor olmalıydı.

Gülümsedim. "Merhaba. Üzgünüm, adını bilmiyorum."

"Eun Jin ama herkes bana şanslı der," dedi ellerini pantolonunun ceplerine sokarak.

"Sana neden Şansı diyorlar?"

"Sanırım şanslı olduğum için efendim."

Bir miktar keyiflendim. "Tanıştığıma memnun oldum, Şanslı. Ben Jimin ama bebek bakıcım olduğunu düşünürsek muhtemelen kim olduğumu zaten biliyorsundur."

Biraz rahatsız edici bir kahkaha attı.

Televizyonu açtım ve koltuğa yerleştim. Yirmi dakika boyunca haberleri izlerken dışarıdan arada sırada gelen kargaşa ve tavanda titreşen müzik sesiyle içkimi yudumladım. Jungkook, ben ofisinde otururken oyun salonunun basılmayacağından emin olsa iyi olurdu. Gerçi bundan pek endişelenmiyordum. Partisine bir FBI ajanı gelmişti; daha fazlasına da sahip olduğuna emindim.

İç geçirdim. Şanslı, eğitimdeki iyi bir mafya üyesi gibi sessizce kapının yanında duruyordu. Sehpanın üzerinden bir deste kart aldım ve elimde çevirdim.

"Şanslı, benimle iskambil oynamak ister misin?"

"Yaa, şey..." Elini ensesinde gezdirdi. "Ben Ace değilim."

SWEET ESCAPE °JikookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin