25. Bölüm: Dershane

1K 50 2
                                    

Dün lunaparkta biraz daha eğlendikten sonra eve gelmiştik. Akşam evde önce pizza söylemiş, ve onu yemiştik. Hem de sucuklu sucuklu oh mis.

Sonra ise koltuğa uzanmış çizgi film izlemeye başlamıştık. İzlediğimiz çizgi film Damla'nın Dolabı idi. Koltuğu arkaya doğru açmış battaniyemizi almıştık. Barlas'ın yanına kıvrılıp izlemiştim. Tabi o sırada uyuya kalmıştım.

Şu an ise ne mi yapıyorum? Tabiki de giyinecek bir şeyler arıyorum. Ne için mi? Tabiki de dershane için. Gözüme kestirdiğim krem rengi askısız cropu ve grimsi kot eteği alıp üzerime geçirdim. Ayağıma ise beyaz ayakkabılarımı giydim.

Takılarımın olduğu yere gidip Barlas'ın aldığı ve lunaparka giderken taktığım tek taş yüzüğümü taktım. Odadan çıktım ve merdivenleri inip salona giriş yaptım. Barlas, tekli koltuğa yayılmış telefonuyla uğraşıyordu.

Gelen topuk tıkırtısı ile kafasını kaldırıp bana baktığında önce vücudumu süzdü sonra ise gözlerini, gözlerime dikti. Ayağa kalktı ve yanıma geldi. Elini saçıma koydu ve kulağımın arkasına sıkıştırdı.

"Güzelim, dershane'ye gidiyorsun. Daha kapalı giyinebilir misin?" dedi. Sanki reddedeceğimi bılmiyormuşçasınaydı. Sol elimin işaret parmağımı kaldırdım ve iki yana sallarken konuştum "Olmaz kocamcım."

O sırada işaret parmağımı kapatıp yüzük parmağımı açtım. "Bak." dedim yüzüğümü gösterirken. "Yüzüğümü taktım zaten. Merak etme." dedim ve elimi kaldırıp iki yanağına koydum.

Elime öpücük kondurdu. "Aferin benim güzel karıma." Duraksadı. "Bir dakika, düğün olmadan karım demem çok mu saçma kalıyor?" dediğinde başımı iki yana salladım reddedercesine.

Ellerimle yanaklarını sıktım. "Hayır, ama hala ihtiyarsın." dedim ve dış kapıyı açarak dışarı çıktım. O sırada üzerime atlayan birisiyle yere yapışmam bir oldu. Kim olduğuna baktığımda hiç görmediğim bir koruma olduğunu gördüm.

Barlas, geldiğinde adamı ittirdi ve beni kaldırdı. Kollarının arasına almasıyla bende ona sıkıca sarıldım. "İyi misin güzelim?" başımla onayladım. Adama döndü ve gür sesiyle bağırdı. "Sen nasıl benim karıma saldırmaya çalışırsın?"

Adam başını eğdi ve özür diledi. Beni arabaya yolladı. Ön koltuğun kapısını açıp oturdum. Yaklaşık 2 dakika sonra şoför koltuğunun kapısı açıldığında direksiyon başına Barlas oturdu.

Oturur oturmaz kemerini taktı. O sırada aklıma gelen şeyle Barlas'a döndüm. "Benim ne çantam ne de kitap kalemim var."

Barlas o kadar rahattı ki. "Ben adam yollayıp getirteceğim." demesiyle başımı olaylar anlamda salladım. Arabanın durmasıyla geldiğimizi anladım ve hızla kapımı açıp arabadan indim.

Barlas da arabadan indi ve içeri girmeden önce sarıldı. "Bir şey olursa ara beni güzelim. İki saat sonra buradan alacağım seni." dedi. Kafamı salladım ve binanın içine girdim.

Sınıfımı öğrenmek için müdürün odasına gelmiştim. Kapıyı tıklattım. "Gel." İçeri girdiğimde müdür bey benim yaşlarımda bir adamla konuşuyordu.

"Merhaba, ben sınıfımı öğrenmek için gelmiştim ama." Müdür bey kafasını salladı ve bilgisayarında bir kaç işlem yaptıktan sonra bana döndü.

"Lal Sidelya Çetiner, değil mi?" Kafamı ağır ağır iki yana salladım. "Mutenaoğlu soyadımı kullanıyorum normalde ama." dediğimde adam kaşlarını çattı.

"Çetiner, kocamın soyadı da." Başıyla onayladı. "Sınıfınız 12/C" dedi ve adama döndü. "Poyraz, aynı sınıftasınız, ona dershanemizi gezdirir misin oğlum?"

Adam başını onaylar anlamda salladı. Kapıyı açtı ve çıktı, peşinden ise ben çıktım. "Neden açığa geçtin?" sorusuyla afalladım.

"Evlendiğim için, daha iyi olacağını düşündüm." diyerek açıkladım. Bahçeye çıkmış bahçeyi geziyorduk. O sırada önüme atlayan adamın yüzüne yumruğumu geçirdim.

Önüme atlayan kişi Barlas'ın sağ koluydu. "Yenge ya! Gitti güzelim burnum!" Diye hayıflanıyordu. "Özür dilerim, iyi misin?" Diye sorduğumda kafa salladı ve elindekini uzattı.

Kalem kutu ve defterdi. "Teşekkür ederim." dediğimde rica etti ve yanımdaki okulun gezdiren adının Poyraz olduğunu öğrendiğim adama ters bir bakış atarak uzaklaştı.

Şok Haber! ; Gerçek Aile Klişesi / DÜZENLENDİNơi câu chuyện tồn tại. Hãy khám phá bây giờ