26. Bölüm: Çardak

960 56 0
                                    

Poyraz bana sorgular gözlerle döndü. "O kimdi?" Etrafı incelemeye başladım. Bir çardak dolusu insan biza bakıyordu. "Kocamın sağ kolu."

O sırada bir kadın cırlaması geldi. "Evli misin?!" Kim olduğuna döndüğümde "Selin'in 17 yaşındaki hali gibiydi. Kafamla onayladım onu.

"Tabi, kocan senden kaçmaya yeltendiyse..." dedi ve bir sessizlik oluştu. "19 yaşımda evlendim ama kocam kaçar diye değil, kocama bakanlarını gözünü oymam için resmî bir sebebim olsun da haklı çıkayım diye." dedim.

Herkes "ooooo" diyordu. Kız göz devirdi ve çardaktan kalktı omzuma çarparak uzaklaştı. Bu hareketiyle galiba benimle uğraşacağını "ergence" belli etmişti.

Poyraz kulağıma eğildi "Sen takma onu." dedi. Omuz silktim. "Çokta umrumdaydı sanki." dedim ve göz devirdim. "Arkadaşlar bu" dedi ve bana döndü.

Galiba adımı unutmuştu. "Lal Sidelya." dedim kısa keserek. Bir kız çardakta oturanların arasından hızla kalkıp koşarak yanıma geldi. "Merhaba, ben de Şeker." dedi tatlı tatlı.

Uzattığı elini tuttum ve salladım. "Memnun oldum Şeker." dememle hemen koluma girdi. "Ay bende çok memnun oldum canım." dedim "ı" harfini uzatarak.

Beni kolumdan çardağa çekti ve bir grup insanın arasına oturttu. Sağımda Şeker, solumda ise soğuk nevale bir adam vardı. Hepsi benimle yaşıt gibiydi.

"Canım, bak şimdi bu Aral." dedi ve kendisinin yanındaki adamı gösterdi. "Bu arkadaşımız biraz çılgındır" dedi ve kulağıma yaklaştı.

"Emin ol çılgın değil, deli." dediğinde kıkırdadım. O sırada Aral konuştu. "Dedikodumu yapmayın gözümün önünde nazar deyecek."

Hızla şaşırmış bir ses çıkardı. "Isırın bakayım dilinizi." dediğinde Şeker ile aynı anda dilimizi çıkarıp ısırdı. "Kıçınızı da kaşıyın. Ben kendimi korumaya alayım da sonra mazallah nazar değer." dedi ve elini dişine götürüp çardağın ortasındaki ahşap masaya vurdu.

Bu sefer Şeker kahkaha atarken ben kıkırdamıştım. O sırada Aral elini uzattı sıkmam için. "Ben Aral, bu çirkin benim kuzenim olur." dedi.

Elini sıktım ve kendimi tanıttım. "Ben de Lal Sidelya." Gülümsedi. Karşılığını verdim. Şeker konuştu. "Bu da Barin. Kendisi Aral'ın bir arkadaşı. O da aramıza yeni katıldı. Bence iyi anlaşırsınız."

Yanımdaki soğuk nevaleydi Barin. Elimi uzattım yüzümdeki gülümsemeyle. "Ben de Lal Sidelya."dedim. Elimi sıktı. "Güzel isimmiş. Anlamı ne?" Heyecanlandım. Her ne zaman birisi ismimin anlamı sorduğunda heyecanlanırdım. Adımın anlamını seviyordum.

"Lal, değerli; Sidelya ise, yıldız çiçeği demek. Kısacası "Değerli Yıldız Çiçeği" demek." Kafa salladı. "Senin adın da güzelmiş. Anlamı ne?"dedim. Gerçekten merak etmiştim.

"Yolcu demek. Annem ölmeden önceki hayali tüm Dünya'yı gezmekmiş. Kendisi gezememiş, bari ben gezeyim diye koymuş." dediğinde kendimi suçlu hissettim, sorduğum için.

"Özür dilerim, ben bilmiyordum." Kafasını önemli değil anlamında salladı. Şeker bu hüzünü anlamış gibi hemen neşesiyle konuşmaya başlamıştı.

"Neyse, Lal'cim numaranı verir misin? Seni bizim gruba ekleyeyim." dediğinde kafa salladım ve numaramı söylemeye o ise yazmaya başladı.

O sırada telefonuma mesaj geldi.
0 506***: sizi "ŞEKER VE ŞEKERİNKİLER" adlı gruba ekledi.

Şok Haber! ; Gerçek Aile Klişesi / DÜZENLENDİWhere stories live. Discover now