Yanılsama

37 5 0
                                    

Altıncı bölümden herkese merhaba.🐣❤️


Maskelerin hayatımızda ki yeri sadece balolar zannederiz. Sadece maskeli balolarda mı maske takarız? Aslında hayatımızın her yerinde maskeler var, insanlar benliğini saklamak için maskeleri kullanırlar. Kimi neşeli gösteren maskeyi geçirir yüzüne üzüntülerini göstermemek için, kimi kötülüğünü saklamak için iyi maskesi takar, kimi güçlü görünebilmek adına maske takar zayıflıklarını belli etmemek için, kimileri ise yalanlarını saklar doğruluk maskesiyle. Bu çok korkunç bir durum çünkü karşındakini iyi tanımıyorsan sana gösterdiği yüzünün gerçek olup olmadığını anlayamazsın ki bundan daha korkuncuysa tanıdığını zannettiğin birinin aslında sana gerçek yüzünü maskelemesidir.

Özgürün bize getirdiği haberle beraber olay yerine gitmeden önce hazırlanmak için merkeze girdik. Herkes toparlanıp aşağıya inmişti, Arın benim yanımda kendine hazırlattığı odasında eşyalarını toparlıyordu ben ise kendimi toparlamak adına elimi yüzümü yıkamak için tuvaletlerin olduğu yere gittim. Tuvalete girer girmez aynanın karşısına geçip aynadan kendime baktığımda Arınla konuşmalarımız sırasında bana bakışları gözümün önüne gelip duruyordu. Sanki düşüncelerimi görüyor, beni benden iyi tanıyor gibi bakıyor. Bu durum biraz korkutsa da bir yandan da güzel geliyordu. Mavi gözleri öyle huzurlu hissettiriyor ki insanın içine işliyor bakışları. Benimle konuştuğu sırada ki ses tonu bile farklı geldi bu sefer. Düşüncelere o kadar dalmışım ki dışarıdan bana seslenen Arının sesiyle kendime geldim.

" Leyal hadi herkes bizi bekliyor"

" geldim" elimi yüzümü yıkayıp kuruladıktan sonra aynaya bakarak üzerimi düzelttim daha sonra üstüme başıma son bir kez bakıp iyi göründüğüme kanaat getirince kapıyı açıp dışarıya çıktım. Beni gören Arın gözleriyle baştan aşağı süzdü, galiba iyi olup olmadığımı tartıyordu.

" hadi aşağı inelim beklemesinler" deyip yürümeye başlamıştım ki bileğimi tutunca durdum ve ona döndüm.

"iyi misin sen, kendini iyi hissetmiyorsan eve gidip dinlen biz hallederiz " böyle düşünmesi neden bilmiyorum ama hoşuma gitmişti. Onu iyi olduğuma inandırmak için gülümsedim " iyiyim hem çalışmak daha iyi gelecek eve gidersem düşünceler beynimi yer" gülümsememe karşılık verip " peki madem sen nasıl diyorsan öyle olsun ama kötü hissedersen git dinlenmen lazım arada" gözlerimle onu onaylayınca bileğimde ki elini yeni hatırlamış olmalı ki hemen çekti. Yürümek için adım atınca bu sefer ben bileğini tutum bana tekrar dönünce " teşekkür ederim savcım" gözleri bir an bileğinde ki elime kayınca dudaklarında beli belirsiz oluşan tebessüm görür gibi oldum ama emin olamadığım için elimi hemen çektim, bu hareketimle gözlerinde oluşan bakışı anlayamamıştım.

" neden şu teşekkür etme işinde anlaşamıyoruz senle"

" zamanla savcım" derken ellerimi teslim olurcasına kaldırdım ve şakayla karışık " ama ben bu düşünceli hallerinize alışırsam kötü olur sanki" söylediğim şeyle tebessüm etmişti "alışmalısın çünkü içinde sen olan bir şeyin kötü olma ihtimali yok" demeyi kendi de beklemiyordu ki ikimizde şok olmuş bir şekilde birbirimize bakakaldık. Boğazı gıcık olmuş gibi öksürmeye başladı, daha sonra kolunda ki saate bakıp " baya oyalanmışız gidelim" der demez beni beklemeden yürümeye başladı. Bende üzerinde durmadan arkasından yürüyüp ona yetiştim ki hızlı yürümediği için zor olmamıştı. Yan yana bahçeye indiğimizde ekip arabalarına yerleşmişti, ben de yanından ayrılıp arabama binmeyi düşünüyordum tabi " ayrı arabalarla gitmeyelim diğerleri de bir araba yapmış madem senle Özgür benim arabayla gelin" derken aynı anda arabasının yanında sigara içen Özgüre kendi arabasını işaret edip onu çağırdı. Biz arabasının yanına vardığımızda Özgürde yanımıza yaklaşmıştı, elinde ki sigarasını yere atıp söndürmüş ve beklemeden benim yöneldiğim arka koltuğun kapısını açıp binmişti. Elim kapı kolunda binen Özgüre bakakalmışken Arın "sende arkaya binmeyeceksin her halde sonuçta şoförünüz olabilirim dediğimi hatırlamıyorum " evet, bende olsam böyle hissederdim ama suç benim değil ki sonradan gelip beni görmeyip arkaya binen  Özgürün neyse mecbur öne oturacaktım. Elimi çekip ona bakarken" tabi ki öne oturacağım" deyip ön kapıyı açmıştım binip kapıyı kapatmak için uzanmıştım ki ismimin seslenildiğini duydum ve kafamı kaldırıp kimin seslendiğine baktığımda bizim birimden genç komiserlerden biri koşturarak beni bulmak için etrafına bakıyordu, daha fazla yorulmasın diye elimi dışarıya doğru uzatıp " buradayım" seslenişimle gözleri olduğum yeri bulmuştu, yanıma gelince elinde ki zarfı bana uzatmıştı " bu sizin adınıza geldi baş komiserim" elinde ki zarfı almıştım almasına ama hiçbir şey anlamamıştım ne zarfı ki bu, kimseden bir şey bekleyip beklemediğimi sorguladım bir an gerçi haberim olan bir şey olsa asla unutmam ondan dolayı şaşkındım, zarfın önüne arkasına baktım fakat benim ismimden başka bir şey yazmıyordu. Getiren komisere bakıp "kim getirdi isim yok tarif eder misin bana getireni gördüysen" mahcup bakışlarını görünce getireni görmediğini anlamıştım zaten " yani getireni gördük bir motorcuydu kaskı takılı olduğu için tam göremedik adamı ve ismini soramadan bırakıp çıktı " tedirgin olmamak için kendimi içten içe sakinleştiriyordum " bir daha olmasın dingonun ahırı değil sonuçta bir polis merkezine kimin gönderdiği belli olmayan zarf gelemez şu anlık görmezden geleceğim siz yine de kamera kayıtlarına bakın bakayım getirenin yüzü bir yerde görülmüşse tanıyabiliriz belki hiç olmadı araştırırız" kafasını sallayarak " tabi baş komiserim, iyi görevler size" diyerek uzaklaşmıştı. Onun gitmesiyle kapıyı çekmiştim Arın ise hiç beklemeden arabayı çalıştırmıştı. Elimde ki zarfı açıp açmamak arasında kalmış şekilde bakarken Özgür arkadan " zihin gücüyle içindekini görebilmek gibi bir gücün vardı da bizden mi saklıyordun esmerim " deyince düşünmeyi bırakıp açmaya karar verdim. Zarfı açıp içindeki kağıt parçasını çıkardığımda aslında kendimi dizginlediğimi zannediyordum ta ki yazıyı okuduğum an elimin titrediğini, gözlerimin korkuyla büyüdüğünü fark edene kadar. Bunları yanımda ki beylerde fark etmişti tabi biri nedenini tahmin ederken diğeri verdiğim tepkilere anlam vermeye çalışıyordu. Konuşamayacağımı anlayan ve beni bu derece korkutan nedene sinir olan Özgür bir anda " yine mi eski çağda kalan kadınımdan bir not" kızgın olduğunun farkındaydım ama böyle bir çıkış beklemiyordum. Bizim için tehdit olan yada bizi korkutan her türlü şey çocukluğumuzdan beri onun canını sıkardı. Ve her seferinde o çıkmazdan bir şekilde beni alıp çıkarırdı tamda şuan yaptığı gibi. Arın'ın önüne dönmesiyle bende kağıda geri döndüm ve tekrar tekrar yazıları okudum. Fakat arada bir Arın'ın gözlerini üzerimde hissetmedim değil. 

GECENİN ESİRİWhere stories live. Discover now