9. BÖLÜM

1.9K 26 6
                                    

İyi okumalar💞 💞


Hastanede söylediği sözlerle utanmıştım. Şuan hastaneden çıkışımızı yapıp eve doğru gidiyorduk. Camdan dışarıya baktığımda Mardinin manzarası çok güzeldi. Ben manzaraya büyülenmişken Savaşın sesiyle oraya döndüm.

"Beğendin mi buraları?"

"Evet çok müthiş." etkilenmiş sesimle konuşurken Savaş bu halime kıkırdadı. Elini elime koyarak okşadı.

"Sen böyle güzel bakarsan Mardinin katili olurum." dedi. Cümlesi hoşuma gitmişti ilk defa. Ama önceki günlerde böyle değildi. Sevgisine bir şey demiyorum ama yanlış seviyordu. Bunu yaparken sevdiği kişinin canını yakıyordu.

Bir evin önüne geldiğimizde güneş batmak üzereydi. Arabayı durdurduğunda çıkacakken Savaş bileğimi tutarak "Bekle"dedi. Ben ne yapacağını beklerken arabadan indi. Önden dolanıp benim kapımı açtı.

Benim inmeme yardım ettiğinde mutlu olmuştum. İkimiz birlikte eve geçerken "Savaş" sesini duymamızla karşıya baktık. Tahminen 60-65 yaşında olan bir kadın koşarak Savaşa sarıldı. Tahminen babaannesi dir.

Sarılmaları bittiğinde ayrıldılar. Kadın bana bakıp vücüdumu süzdüğünde gülümsedi. Kadının gözü bendeyken Savaş yaşlı kadına

"Eee Zümrüt sultan nasılsınız?"

"İyiyim evladım. Gözümüz yollarda kaldı seni beklemekten. Bu hanım kızımız kim?" göz işaretleriyle beni gösterdi Savaşa. Savaşta elini belime koyarak

"Benim karım Gökçe"

"Hoşgelmişsin kızım. Geçmiş olsun." dedi ve Zümrüt hanım bizi kalacağımız odaya götürdü. Odanın kapısını açarak "Burası sizin odanız. Rahat rahat yatın." diyerek odadan çıktı.

Savaş geriye çekilip "Hanımlar önden" dedi ve eliyle gösterdi odayı.

İçeriye girdiğimde odayı süzdüm. Yatak ve dolaplar beyaz renklerinde halı ile perdeler bej rengindeydi. Ben odayı ayrıntılı incelerken bu esnada Savaş ta içeri girdi. Savaşa döndüğümde şaşkınlık içinde ağzı açıktı.

"Aaa odamı değiştirmişler." çıktı ağzından. İlk defa şaşırdığını görüyordum ama bu onu tatlı yapmıştı.

"Evet oğul evlendin ya o yüzden değiştirdik." arkamızdan gelen sese baktığımızda Zümrüt hanım elinde tarihi eser havası katan tepsi ile duruyordu. Tepsinin içine baktığımda bornoz, havlu, parfüm, bakım ürünleri, tarak, gecelik ve iç çamaşırı vardı. Savaş dolabın kapağını açıp kıyafet aldı. Bize dönüp "Ben kaçar hamama" diyip gitti. Zümrüt hanım arkasından "deli çoçuk" dedi ve yanıma geldi.

"Eee kızım nasılsın? " sevecen tutmaya çalıştığım sesle "İyiyim. Vurulduğum için ağrılarım var ama durulmayacak kadar değil. Siz nasılsınız?" dedim. Zümrüt hanım beni yatağa oturtturup tepsiyi komodinin üzerine koyarak kendiside yanıma oturduğunda konuşmaya başladık.

"Sizli bizli konuşma. Ben sesin artık ninenim." onu onaylarak konuşmaya devam etti.

"Kızım şimdi bir şey diyeceğim ama yanlış anlama"

"Estağfurullah buyrun ne diyeceksiniz?"

"Kızım sen bizim buraların törelerini bilir misin?"

"Hayır"

"Kızım burada çoçuk yapmazsan üzerine kuma getirirler. Sana tavsiyem evlendikten sonra çoçuk yap. Tamam mı?"

Kafamı sallayıp onayladığımda elini iki kere dizime vurup ayağa kalktı.
"Kızım şimdi sen güzelce banyonu et. Sonra güzel güzel dinlen. Hem beni de artık annen gibi de görebilirsin. Haydi selametle." kafamı salladığımda annem hiç bana sarılmamıştı. İstesem sarılır mıydı? İstemeden bilemem ki?

ZOR KAÇIŞ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin