32.

41 3 0
                                    

  Kapıyı açtım yavaşça.  Yatağın üstünde bacaklarını kendine çekmiş zangır zangır titreyen bir bedenle karşılaştım.

Başını bana çevirdi.

"Ne istiyorsun?"
"Konuşmak."
"Konuşacak hiçbirşeyimiz yok."
"Evet. Bizim konuşacak hiçbirşeyimiz yok ama benim konuşmam seninde dinlemen gereken şeyler var. Yani ikimiz konuşmayacağız. Ben konuşacağım sen dinleyeceksin arada soru soracağım cevap vereceksin o kadar."

Garip garip yüzüme baktı. Belki ilk kez kendimi kötü hissettim.

İçeri girip yatağın kenarına oturdum.
Elimdeki kelepçelere baktı.

"Yakalanmışsın."
"Hm. Evet. Ben.. özür dilerim. Seni orda yalnız bıraktığım için.."

Şaşırmış gibi baktı bu sefer. Ama yaralı yüzünü gördükçe canım acıyordu.

"Vay. Bir katil benden özür diliyor."
"Evet bende şaşırmıştım."

Yatağın üstündeki battaniyeyi kendine sardı.

"Ne konuşacaksın?"
"Çok birşey yok. Sadece evden neden kaçtın diyecektim."

Şaşkın bakışlarını yüzüme çıkardı.

"Sen nerden biliyorsun? Bir dakika."
"Annem sen gittikten sonra beni evden attı."
"Bulut abi!"
"Ben."

Tuttuğu göz yaşlarını saldı, üstündeki battaniyeyi atıp boynuma atladı. Burnunu çekip başını boynuma gömdü.

Sırtına doladım kollarımı.
.
.
.
Birkaç dakika sonra çekilip yatağın üstünde bağdaş kurdu.
Koluyla burnunu sildi ama kaşları çatık yüzüme bakmıyordu.

"Anlatacak mısın?"
"Annem.. o.. beni tehdit etti... özür dilerim.... Abi.."

Gözlerime baktı. Masmavi bir hüzün cardı gözlerinde. Üzgünlük ve pişmanlık.

"Ben bir çocukla tanıştım. Çok iyi davrandı. Çok tatlı biriydi. Benden biraz küçük. Ama. Babasının karıştığı bir cinayette. Sırf Orda olduğum için ben suçlu gösterildim. O adam yüzünden. 16 yaşımda çocuk hapsi yedim."

"Kim bu çocuk?"
"Alyas.."
"Alyas mı? Lanief olan mı? Elias Lanief'in oğlu mu?"
"Hm."

Konuşmak için ağzımı açmıştım ki birden kapı çarparak açıldı.
Gelene bakmak için çevirdim gözlerimi.
Kim mi geldi?

"Baba?"

Arkasında Alex ve Ayaz vardı.
İçeri tamamen girdiler,
Ayaz koşarak Denis'e sarıldı.

"Herşey o kadın yüzünden oldu."

İçerde birinin telefonu çaldı. Alex cebinden telefonunu çıkardı. Açıp kulağına yasladı.

"Efendim anne-"

Elinden telefonu alıp kulağıma yasladım hızlıca.

"Merhaba anne,"
"Sen kimsin?"
"Ne ayıp! Mavi saçlı oğlunu hatırlamayacak kadar keyfine dalmış olamazsın!"
"Sen! İmkansız! Fırat'ın seni öldürmüş olması gerekiyordu!"
"Heh! Bak bakalım kim kimi öldürmüş."
"Sen bir katilsin! Polisi arayacağım!"
"Zahmet etme. Ben sana polisi bağlarım."
"Ne diyorsun sen!"
"Bu arada. İsteğini gerçekleştirdim. Görüşmeyelim! Kendine kötü bak! Geber!"

Telefonu kulağımdan çekip kapattım. Ve abime uzattım.
Hepsi bana tip tip bakıyordu.

"Ne be"

Babam yaklaşıp bana sarıldı. Ve tek elini saçlarıma attı.

"Yanınızda olamadığım için özür dilerim.."
.
.
.
___________________________

Boş Kafes (bxb)Onde as histórias ganham vida. Descobre agora