33.

47 3 0
                                    

Babamların ziyaretinden birkaç gün sonra, şehrin öbür ucundaki - sokaklarda kaldığım yere daha yakın- olan hapishaneye almışlardı.
Hücrede tek başımaydım.

Tek başıma olmam güzel birşeydi. Bu sayede ranzadaki iki yatakta benimdi. Hangisinde istersen yatabilirdim. 

Kötü olan şeyse.. burdaki polisler o kadar iğrenç ki. Eray'ı özledim.

Resmen köpek muamelesi görüyordum. Ciddi ciddi elime bir top verip kapıyı kapatmışlardı.

Ranzanın üst katında uzanmış topu yukarı atıp geri tutuyordum.

Birden zincir açıldı. Polisler içeri birini itekleyip dışarı çıktılar. Tabi ki söylene söylene.

Bunlar nasıl insanlar?.. hiç acımaları yok mu?.. içeride kal fare. Sesini çıkarma böcek. Yok bunlardan adam olmaz. Yok cehennemde yanın. Bunlar sadece bazıları.  Peh. Bu ne biçim tavır?

İçeri atılan adama bakmadan,

"Üst kat benim söyleyeyim. Kavga edeceksen haber ver. Dayak yemek istemiyorum."

"Bulut? Sen misin?"

Has- duyduğum ses düşündüğüm kişinin mi? Mk cidden hayal görüyorum sandım.

"Ne?"
"Boşver gitsin. Üst kat senin olsun. Umrumda değil."

Mq bu gerçekten o.
Fal taşı gibi açtım gözlerimi. İçimi iyiden iyiye bir heyecan ve mutluluk sarmıştı.

Ranzadan inmeden aşağı kata baktım.
Ranzada oturup öne doğru eğildiği için geniş omzunu ve kısalan beyaz saçlarını görebiliyordum.

"Kayra?!"

Başını bana çevirdi.
Gözlerim parladı galiba olm.

"Bulut?"

Düşmeden alt kata inmek için çokça çaba harcadım.

Ayağa kalkmıştı. İner inmez boynuna atlamış olabilirim.

"Yaşıyorsun olm!"

Çekilip yüzüne baktım.

"Öyle kolay ölmemi beklemiyordun herhalde."

Gülümsedim. Sonra yüzündeki yanığı fark ettim. Sağ yanağında büyük bir yanık izi vardı.

Bakarken kaşlarımı çatmışım biraz.

"Bulut. Böyle bakma. Bana şeyi hatırlatıyorsun.. işte. Onları."

Hemen düzelttim yüzümü.

"Affedersin"

Yere oturup sırtını ranzaya yasladı.
Yanına geçip oturdum. Tanıdığım insanlardan görmek iyi gelmişti.

"Ee?"

Dedi.

"Ne var ne yok?"
"Eh. Ordan çıktıktan sonra bir askeriyeye nakil oldum. Kardeşlerimi falan buldum.. siyah kıravatlılara karşı bir sürü kişi topladım. Falan. Sen?"

Bana çevirdi başını

"Bi sefer de rahat dursan olmaz dimi?"

Kaşlarımı kaldırıp indirdim.

"Bulut Kara'yım ben. Ünlülerin katili olan."

Gülümsedi.

"Nasıl burdaki polisler?"

Başımı kaldırıp indirdim hafifçe.

"Tch. İğrenç."

Kaşlarını çattı.

"Eray'dan kötü yani?"
"Eray o kadar kötü değil ki."
"Bulut. Savunma bana o şerefsizi. Adam hepimizden nefret ediyor. İğrenç bakışlar atıyor. Elinde olsa yakacak hepi- dur bi saniye."

Yok canım. Eray yapmaz değil mi?"

"Bu yangını o çıkarmış olmasın?"
"Yok be. Yapmaz.. yapmaz değil mi?"

Kayra başını salladı.

"Bilmiyorum Bulut. Herşey olabilir."

Ayağa kalkıp geçen polislerden birini durdurdum.

"Be istiyorsun mavili pic?"
"Sizin böyle konuşmanız yasak değil mi?"
"Sizin adam öldürmeniz kanunlara aykırı değil mi?"
"Öyle. Şimdi anlat. Eray Aslan diye birini tanıyor musun?"
.
.
.
______________________________

Tanımaz tanımaz

Boş Kafes (bxb)Wo Geschichten leben. Entdecke jetzt