6.Bölüm;Beyaz Lale

138 12 22
                                    

İki ay sonra

Hayat geçip gidicidir. Önemli olan hayatı kimle veya ne yaparak geçirdiğinizdir. Evet bende hata yaptım Emir'i severek ve onla zaman geçirerek belki fakat yine de aldatan taraf ben olmadığım için ve böylesine saçma bir ilişki bittiği için mutluydum. Aslında bunu bir ay önceki bana söyleseydik inanmazdı ve hala Emir'i sevdiğini savunurdu. O gün ne kadar ağlasam da bir kaç gün daha ağlasam da ilerleyen günlerde çokta umrumda olmamaya başlamıştı. Kendi başıma iyiydim. Emir olmadan önce ki gibi.

Belis kapımı çalıp odaya girdi. Girmesiyle kafamı ona doğru çevirdim. "Kerem'in doğum günü bugün. Akşama doğum gününü kutlayacağız. Gelir misin?" Kafam ile onu onayladım. Belis güldü ve dolabıma ilerleyip bir elbise çıkardı. "Hayır. Ben elbise giymek istemiyorum. Başka bir şey giyerim. Bırak elbiseyi yerine." Belis ofladı ve elbiseyi yerine bıraktı. "İyi ben çıkıyorum. Sende giyin hemen." Belis'e gözlerimi devirdiğimde Belis odadan öpücük atarak çıktı. Gözlerimi kapatıp kafamı yatağın başlığına dayadım. Tabii telefonum izin verseydi. Gözlerimi geri açıp telefonuma doğru elimi uzattım. Arayan kişiye baktığımda bilinmeyen bir numaradan arıyorlardı. Telefonu açtım ve hoparlöre aldım. Odada zaten bir tek ben vardım. Karşı taraftan bir erkek sesi geldi. "Nil..." Sesi biraz tanıdık gelmişti. Sesimi dahi çıkarmadım. "Nil cidden ben özür dilerim." Emir'in sesi olduğunu anladım. Sinirle telefonu kapattım. Özür dileyerek hiç bir kalp iyileşmezdi. Öyle zannedilir sadece. Özür dilemek vicdan rahatlatmasından başka bir şey değil. En azından bana göre.

Kerem'in doğum günü vardı. Onun için kalkıp giyinmeye başladım. Üzerime beyaz bir gömlek ve siyah uzun bir pantolon giydim. Saçlarımı açıp belime kadar uzanan saçlarıma baktım. Çok güzel duruyorlardı. Model yapmama gerek yoktu saçım açık gidebilirdim. Yanıma küçük bir çanta aldım. Telefonumu alıp tarihe baktım. 7 Mart. Kerem'in doğum günü 7 Mart. Giyindiğimde odadan çıkıp hızlı adımlar ile aşağı indim. Belis'in yanına vardığımda Belis'in üstünde elbise vardı. Belis gözlerini benim üzerimde gezdirdi. "Makyaj yapmamışsın." Omuz silktim,"Ne gerek var? Boşver." Belis gözlerini tıpkı benim yaptığım gibi devirdi. Bende gülüp dış kapıya ilerledim. Belis koşarak geldi. Ayakkabılarımı giyip dışarı çıktım. Belis de topuklu giyip çıkmıştı. Arabamın anahtarına basıp kilidi açtım. Belis topukluların izin verdiği kadar hızlı yüruyerek arabanın yanına geldi ve kapıyı açıp arabaya bindi. Bende arabaya binip arabayı çalıştırdım. Belis heyecanla elindeki kutuyu gösterdi. "Bak," dedi tıpkı bir çocuk gibi,"Bak ben ikimiz adına Kerem'e hediye aldım." Kafamla gülerek onayladım onu. Belis'in tarifleri ile doğum günü partisinin olduğu yere geldik. Belis ile birlikte arabadan inip doğum günü partisinin olduğu yere ilerledik. Belis ile birlikte içeri girdik ve ben boş bir masaya ilerlerken Belis Kerem'in yanına gidip yanağına bir öpücük kondurmuştu. Evet onlarda sevgili. Belki bahsetmişimdir. Hatırlamıyorum.

Şarkı kesilip ışıklar kapandığında herkes hep bir ağızdan "İyiki doğdun Kerem!" diyordu. Pasta önüne doğru geldiğinde dilek dileyip pastaya üfledi. Üfledikten hemen sonra yanında olan Belis'in başına bir öpücük kondurdu. Belis ise mutluluk ile Kerem'e sarıldı. Herkes Kerem'e sarılırken ben ise hava almak için yukardaki balkona çıktım. Çıkarken Emir ile göz göze geldik.

Balkona çıktığımda derin bir nefes aldım. Yaz olmasına rağmen esen rüzgar havaya serinlik katıyordu. Kafamı gökyüzüne kaldırdım. İçimin bir an bile olsa huzur dolduğunu hissettim. Balkon demirliklerine dirseklerimi koydum ve bir elim demirliği tuturken bir diğeri çenemin altında duruyordu. Arkamdan adım seslerinin gelmesiyle sadece kafamı çevirerek arkama baktım. Gördüğüm kişi ile demirlikleri bırakıp balkondan çıkmaya yeltendim. Kolumu tutup çıkmamı engelledi. Kafamı Emir'e doğru çevirdim. "Ne var?" Emir gözlerime baktı. Ona son söylediğim şeyi yaptı. Gözlerime baktı. Eskilerine benziyor mu diye. "Benzemiyorlar. Benim hatam değil mi?" Kafamı hafif bir şekilde aşağı yukarı salladım. "Zaten senin hatandı. Korkuttuğun şeyin üstüne gittin. Eğer sonucu seni tatmin etmediyse hala kendi suçun." Emir aniden beni balkonun demirliklerine yasladı. "Şu konuyu açma artık! İnsanların sana söylediği her şeyi yüzüne çarpmayı bırak!" Emir'den kolumu çektim. "O zaman sende sana güvenen insanlara ihanet etmeyi bırak Emir!" Gideceğim sırada Emir beni balkon demirlikleri ile arasına aldı. "Cidden mi? Sana ihanet ettiğimi mi düşünüyorsun?" Kafasını hafif yana yatırıp yaklaştı. "Gözümle gördüm Emir?" Emir güldü. Eskiden olsa bu kadar yakın olduğumuz için içim erirdi. "Öğrenmen gereken çok şey var Nil." Kaşlarımı çattım. "Sen sevgilinin yanına git. Gene boynunda yatarsın." Emir iyice dibime girdi. Ben ise hafif eğilip kolunun altından çıktım. Balkondan çıkıp aşağı doğru indim. Emir de benim arkamdan indi ve kulağıma yaklaşıp. "Birazdan yapacağımız şey için ağlamazsın umarım Nil." Dedi ve sırıtıp gitti. Salak ya. Neye ağlayacakmışım? Boş bulduğum bir masaya oturduğumda Kerem eline mikrofon aldı. "Hepiniz hoş geldiniz. Bildiğiniz üzere bugün doğum günüm ve 24 yaşına girdim. Sizin huzurlarınızda bir kaç kişiye teşekkür etmek istiyorum. Öncelikle her şeyden çok sevdiğim ve değer verdiğim sevgilim Belis Canver'e çok teşekkür ederim hayatımda olduğu için. Tabi Nil Ekin burda mı bilmiyorum ama ona da çok teşekkürlerimi sunuyorum. Sonuçta birlikte olmamızda büyük bir rol oynadı. Ve kardeşim Emir Aslan'a çok teşekkür edip başından beri Belis ile bildiğimiz Elis ile olan ilişkilerinin mutluluk ile sürmesini diliyorum." Belis? Beklemezdim. Kardeşim dediğim birinden bunu beklemezdim. Hızla mekandan ayrılıp arabama gittim. Arabaya binip eve doğru sürdüm. Eve geldiğimde her şeyi koltuğun üstüne fırlatıp koltuğa oturdum.

Bale (Kelebeklerin Arasında)Where stories live. Discover now