7.Bölüm;Soğuk Toprak

88 10 1
                                    

Doğum günüm dünde kalmıştı. Dün Emir'de kalmıştım. Hatta birlikte film izlerken uyumuştuk. Uyandığımda Emir yanımda yoktu. Mutfaktan gelen kokular ile mutfakta olduğunu anladım. Gözlerimi ovuşturarak mutfağa ilerledim. Emir eline bıçak almış bir şeyler doğruyordu. Arkasından gidip beline sarıldım. Emir gülerek elinde ki bıçağı bıraktı ve bana döndü. Döndüğü gibi bana sıkıca sarıldı. Bende ona sarıldım ve Emir saçıma küçük bir öpücük bıraktı. Kafamı kaldırıp Emir'e güldüm. Emir ise bu sefer burnuma bir öpücük bıraktı. Uykulu bir şekilde Emir'e yaslandım. "Ne yapıyorsun?" Emir çenesini başımın üstüne koydu. "Kahvaltı hazırladım sadece." Emir'den ayrılıp kestiği salatalıklardan birini ağzıma attım. "Adamsın." Emir salatalık doğrarken hafiften sırıttı. "Yok kocanım." Aa ama çok uzadı bu koca meselesi. "Yeter be Emir. İki gündür 'Kocam,Karım' yapıp yapıp duruyorsun." Emir bana tuhaf bir bakış attı. Omuz silktim. Yemek masasına oturdum ve Emir'de salatalık ve domates olan tabakla arkasını dönüp masaya koydu kendi de masaya oturdu. İkimizde sessiz bir şekilde kahvaltı yaptık ve kalktık. Emir ile birlikte sofrayı toparlayıp ben içeriye o ise odasına geçti.

Aşağıya inen Emir'e gözüme takıldı. Üzerinde eşofman ve tişört vardı. "Yürüyüşe gidicem geliyor musun?" Kafamı yorgunlukla sağa sola salladım. Emir yanıma gelip yanağıma bir öpücük kondurdu. "Ben çıkıyorum o zaman. Bir kaç saate dönerim." Emir'i onayladım ve Emir telefonunu ve cüzdanını alıp evden çıktı.

Emir'in evden çıkmasından bir saat geçmişti. Aklıma annem ile babam geldi. Geçirdiğimiz mutlu anlar aklıma geldi ve gözlerim doldu. Bir yandan da acı da olsa güldüm. Güzel anılar bırakmıştılar. Aniden onları özlediğimi farkettim. Belki de en acı şeydi;Ölmüş birini tekrar göremeyeceğini bildiğin halde özlemek. Mezarlığa gitmekten başka bir şey gelmiyordu elimden. Ve ben bir kaç aydır annem ve babamı ziyaret etmiyordum. Mezarlıklara gitmek istedim ve ceketimi de alıp evden çıktım. Dışarısı benim kafamdaki düşüncelere zıt olarak aydınlıktı. Ekim ayındaydık fakat hava yine de sıcak esiyordu. Adımlarım mezarlığa doğru gitti. Kafamdaki sesler beni ağlatacak duruma getiriyordu. Ne kadar süredir yürüyordum bilmiyordum fakat mezarlığı görmem ile mezarlığa girdim. Mezarlıkta artık ezberlediğim mezarlara gittim. Annem ve babam soğuk bir toprağın altındaydı. İnanır mısınız bilmiyorum ama eğer çok sevdiğiniz kişiler elinizden kayıp giderse ve elinizden hiçbir şey gelmezse kendi eviniz bile artık size eviniz gibi hissettirmez. Çünkü artık eviniz o soğuk toprak olur. Ev artık içi boş,tuğlalardan oluşan bir yapı gibi gelir gözünüze. Ne eskisi gibi huzur bulursunuz orda, ne de eskisi gibi neşe. Hiçbir şey hissetmezsiniz. Girdiğiniz an kulaklarınızda sadece geçirdiğiniz anlar olur. Beyniniz onları hatırlar, gözleriniz sizin isteminiz dışında dolar, kitlenir kalırsınız öylece. Anlarsınız asıl yokluğu soğuk bir toprak sizi avuttuğunda. Annem ve babamın mezarlarına doğru eğildim.

Bir kaç şey demek istiyordum. Ama sesim titriyordu. Gözlerimden yaşlar akıyordu. Gözlerimi bir kez kapayıp derin bir nefes aldım ve açtığımda konuşmaya başladım. "Anne, baba ben geldim. Bir kaç ay gelmedim. Kızmadınız değil mi bana? Kızınız biraz sizin yokluğunuzda kayboldu. Kendini unuttu. Dün doğum günümdü. 19 yaşıma girdim. Artık tam bir genç kızım değil mi? Büyüdüm biraz. Ben biriyle tanıştım. İkinizi de tanıştıracaktım aslında. İkiniz de yanımdan ayrılmasaydınız. Aslında babam ben onla buluşmadan önce gitti ama ben buraya getirirdim onu. En azından annemi onun yüzünü görseydi. İstedim aslında bir an olsun. Ama yapamadım işte. Zaten ayrıldık. Ama geri barıştık. Baba kızın ilk defa senden başka bir erkeğe "Seni seviyorum." dedi. Abim dışında tabi. Abim hala dönmedi anne. Sen gittikten sonra kendini daha fazla işe verdi. Neden bilmiyorum boşluktayım. Olsaydınız ikinizde beni dinlerdiniz. Gene dinliyorsunuz aslında. Sonuçta şuan sadece sizinleyim. Belis ile aramız bozuk gibi. Konuşmuyoruz. Çünkü sen öldüğünde anne o gelmedi cenazene. Kerem var. Belis'in sevgilisi. Emir de gelmedi. O geldi sadece. Ben gelseler istermiydim onları? Aslında isterdim. Hiç değilse bana moral versinler isterdim. Ben alışamadım sizin olmamanıza. Benim suçum belki. Ah baba hatırlıyor musun sen hep "Sakın ben öldüğüm de arkamdan ağlama." demiştin. Sen yoksun şuan. Annem de yok. Ben ağladım baba arkandan. Annemin de. Baleye hala devam ediyorum anne ve baba. Tabii gene yarışmalar. Olsun ben altından kalkıyorum hepsinin. Seviyorum sizi cidden. İkiniz de aniden kaydınız gittiniz elimden. Elimden tek gelen şey sizi böyle ziyaret etmek. Yoksunuz. Ve bana en çok bu koyuyor. Herkesin ailesi var. Annesi, babası. Ama benim yok. Belki de sizin kadar iyi ebeveynleri haketmemişimdir. Ben özür dilerim. Sizsiz geçirdiğim tüm günler için." Elimi yüzüme götürdüm ve ağlamaya başladım. Zaten ağlıyordum daha da şiddetlenmişti. Bir anda beni biri kendine çekti. Elimi hızla yüzümden çekip beni çeken kişiye baktım. Emir çekmişti. İyi de o burda ne arıyordu? Emir beni kendine iyice çekti ve bana sarıldı. Çenesini kafama koymuş, bir eliyle beni sararken diğer eliyle saçlarımı okşuyordu. Ben ise sessiz sessiz Emir'in göğsünde ağlıyordum. Önceden demiştim gene diyorum. Aynı babam gibi kokuyor. Emir saçlarımı okşamaya devam ederken konuşmaya başladı. "Oradaydık. Sen bizi fark etmedin. Biz cenazenin başından beri oradaydık. Sadece sen görmedin. Özür dilerim. Seninle en başında bu konuyu konuşmalıydım." Hala ağlıyordum. Emir ise ağlamam dinmesi için beni sarıp sarmalıyordu. Emir ağlamam hafiflediğinde yüzümü avucunun içine aldı ve dikkatle gözlerime baktı. "Güzelim. Sevgilim. Sen hiçbir zaman yalnız değildin. Ben hep seninleydim. Görmedin, duymadın beni. Ben hep yanındaydım. Evinin anahtarı hala kimdeydi sen küs iken biliyor musun? Belis'den aldım anahtarı. Bazen evine gelip gittim. Ondan bile haberin olmadı. Uyuyordun çünkü." Gece bile mi? Bu çocuğun kafası yerinde miydi? Emir elimi kendi eline aldı ve elimden tutup benimle birlikte yürümeye başladı. O gidiyor,ben onun ardından gidiyordum. Mezarlıktan dışarı çıktığımızda gökyüzüne kaldırdım yüzümü. Hava aşırı derece de soğuktu. Emir elimden daha da sıkı tutup koşturmaya başladı.

Bale (Kelebeklerin Arasında)Where stories live. Discover now