2.0

910 85 71
                                    

Yorum yapmayı unutmayın lütfen :')

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Yorum yapmayı unutmayın lütfen :')

*

Haftanın son dokunulmazlık oyununa saatler kalmıştı. Aynı zamanda bu dokunulmazlık oyununun konseyinden hemen sonra Rio karnavalı için Brezilya'ya gidilecekti ve gidecek yarışmacılar da hâliyle heyecanlıydılar.

Hem eğlenceli olacaktı hem de güzel anılar biriktirmiş olacaklardı. Lilya ve Yağmur da şu an sahilde oturmuş karnaval hakkında sohbet ediyorlardı.

"Hemen gitsek keşke." Dedi Yağmur, sarı saçlarını açarken.

"Kaç gündür bekledik, Yağmur. Yarına kadar da bekleyebilirsin." Böyle demesine bakmayın, Yağmur'dan daha heyecanlıydı aslında. Sevdiği arkadaşlarıyla birlikte eğlenmek Lilya'yı mutlu ediyordu. 2021 survivor'unda da bu kadar büyük ödüller gelmezdi hiç.

"Sen Poyraz'ı seçtin ya..bu Aleyna'yı şaşırtmış belli ki, adada söylüyordu." Dedi Yağmur.

"Eskiden aramız bozuktu. Bu yüzden şaşırmıştır."

"Yani. Aranızın düzelmesine şaşırıyormuş. 'Ben o kadar şeyden sonra yüzüne bile bakmam, Lilya hemen unutmuş' tarzında şeyler söylüyordu."

Duyduklarından sonra bakışlarını kumlardan çekerek yanında oturan Yağmur'a çevirdi. "Burada neler olduğunu bilmediği hâlde neden saçma sapan yorumlar yapıyor peki?" Aleyna'yı ilgilendirmiyor bile!

"Bilmem." Dedi omuzlarını silkerek. "Barıştıysanız ne güzel zaten. Ben sevindim sizin adınıza."

"Bunu Aleyna hanım da anlasa..hayır sevinmese de olur. Yeter ki benim hakkımda konuşmasın."

"Konuşuyordu. Senin hakkında da, Poyraz hakkında da."

"Nagihan abla ve Nefo, 'milletin arkasından konuşuyor' diye boşuna söylemediler. Ne diyeyim, şaşırtmıyor işte."

Ogeday'ın da dediği gibi, burada verdiği kararlar yüzünden hiç bir yarışmacıya hesap verme gibi bir mecburiyeti yoktu.

İkili bir süre daha sohbet ettiler. Sonrasında ise, Yağmur ayaklanıp barakaya gitmişti. Lilya ise hâlâ kumların üzerinde oturmuş denizi izliyordu. Bu esnada, balık tutmaya giden ve yine elleri dolu gelen Yasin, Poyraz ve Ogeday'ı gördü.

"Bad boys grubu yine şaşırtmamış." Dedi Lilya, ayağa kalkarak. Mavi takımda Hakan dışındaki erkekler birlikte takılıyorlardı ve Aysu da onlara böyle bir isim takmıştı. Komikti yani..

"Bak bana öyle deme." Dedi Ogeday, kumların üzerine çıkarken. "Takım aç kalmasın diye balık tuttum o kadar."

"Gören de tek başına tuttu sanıcak! Aquaman yanınızda olmasa bir tane bile yakalayamazdınız!" Demişti Yasin, Oge'nin omzuna bir tane vurarak.

Lilya, ikilinin bu hâllerini gülerek izliyordu. Yasin hiç şüphesiz takımın neşe kaynağıydı.

Ogeday'la uğraşmayı bırakan Yasin, tuttuğu balıkları Ogeday'a verdikten sonra Poyraz'ın omzuna dokundu. "Bu romantik arkadaşın sana bir hediyesi var Lilya. Ver hadi!"

Poyraz, 'dilimi eşek arısı soksaydı da, sana söylemeseydim, Yasin.' Bakışları attı arkadaşına. Kolumbiya'ya gittikleri gün Lilya'ya güzel bir bileklik almıştı, fakat o zamanlar araları bozuk olduğundan verememişti. Ve Yasin'e de bahsetmişti bu durumdan. Fakat ikisinin yalnız kaldığı bir zamanda hediye etmeyi planlamıştı. Yasin, planı bozana kadar öyleydi en azından. Ve belli ki bu durumdan çok keyif almıştı.

"Yasin, Poyraz'dan olsa olsa ormantik olur." Dedi Ogeday ve bu cümlesiyle Poyraz'ın öfkeli bakışlarına maruz kaldı.

"Ogeday, yürü." Dedi Yasin, Ogeday'ın kolundan tutarak. "Poyraz'dan dayak yemek üzereymişiz gibi hissetmeye başladım."

İkili hızlı adımlarla birlikte uzaklaşmaya başladılar. Lilya ise Ogeday'ın değimiyle ormantik Poyraz'a gülmekle meşguldü.

"Bana ormantik mi dedi o?" Dedi Poyraz, Ogeday'ın arkasından bakarken. "Kendinden haberi yok herhâlde."

"Sana iyi söylenmeler ormantik Poyraz."

"Nehir kenarına mı gidiyorsun?"

"Evet."

"Barakadan birşey almam gerek sonra ben de gelicem."

"Nasıl istersen."

Poyraz, erkekler barakasına doğru gelmişti. İçeri girdikten sonra çantasına bıraktığı bilekliği almış ve tekrardan Lilya'nın yanına gitmek üzere barakadan çıkmıştı.

Nehir kenarındaki bankda oturan Lilya'nın yanına oturdu. Oturduktan sonra da bilekliği vermiş ve Lilya'nın vereceği tepkiyi beklemişti. Hoşuna gittiğini gördüğünde ise mutlu olmuştu.

"Neden daha önce vermedin?"

"Sinirlenip kafama atmandan korktum."

"Yok ya kafana atmazdım. Sadece kabül etmezdim." Demişti bikekliğini takarken. "Teşekkür ederim, Poyo."

"Rica ederim." Dedi gülümseyerek. "Bu arada ben romantik bir adamım. Ogeday'a bakma sen."

"Çok." Dedi dalga geçerek.

"Dalga geçmeyi bırak." Poyraz, gözlerini bir süre etrafda gezdirdikten sonra gördüğü çiçeklerden birini kopararak eline aldı.

"İzin verirsen saçına takmak istiyorum." Dedi yanında oturan Lilya'ya bakarken. Lilya'dan izin aldıktan sonra ise yaklaşıp elinde tuttuğu çiçeği kızın saçlarına taktı. "Güzel oldu."

Lilya, gülümseyerek elini saçlarında gezdirdi. Emin olmuştu. Poyraz'a eskiden olduğu gibi değer vermeye başlamıştı. Hata daha çok değer veriyordu, arkadaşlıktan daha fazlası olan duyguları Lilya için çok güzeldi. Poyraz'layken iyi hissetmeye başlamıştı. Aynı durum Poyraz için de aynıydı. Ki, o Lilya'yı sevmeyi hiç bırakmamıştı zaten. Değişen tek şey dostluk olarak gördüğü duygularıydı. Poyraz, Lilya'ya aşıktı.

"Lilya, sen de istersen sana her zaman romantik sürprizler yaparım."

Lilya, anlamadığını belli edercesine Poyraz'a bakıyordu. Poyraz ise gülümseyerek konuşmaya devam etti.

"Bir birimize arkadaş diyoruz fakat benim hissettiğim şeylerin arkadaşlıkla hiç bir alakası yok, Lilya. Seni seviyorum, çok seviyorum. Ben sana aşık oldum.."

*

Poyraz'dan itiraf geldii!

Bu arada aklımda yeni bir hikaye fikri var fakat başrole karar veremedim. Bu yüzden de seçimi size bırakıyorum, fikrinizi yazmayı unutmayın lütfen.

Ogeday

Hilmi Cem

Dinle Beni Bi' [Yiğit Poyraz]Where stories live. Discover now