I'm Done Being Your Best Friend (Çeviri)

77. ZİYARET

Abi dilenci değilim ama biraz yorum ve oy

* * *

Hayatımda ilk kez ziyaret ettiğim Harrison Dükalığı'na faytonla varmam epey zaman aldı. Başkent Cardiff'in en kuzey kesiminde yer aldıyordu.

Logan benimle buluşmak için bu kadar uzaktan geldi ve bu da bir şekilde kendimi biraz suçlu hissetmeme neden oldu.

"Senin için rahatsız edici olmalı."

"Sorun değil. Ben yine de susmayı tercih ederim."

Kesinlikle sessizdi. Başkent çok uzakta olmasa da sanki banliyödeymişiz gibi görünüyordu. Logan'ın sessiz kişiliği göz önüne alındığında bunun ona çok yakıştığını hissettim.

Şaşırtıcı bir şekilde, araba dükün evinin ön kapısından geçtiğinde muhteşem bir manzara ortaya çıktı. Otuz yaşlarının üzerinde görünen hizmetçiler ön kapıdan çıkıp iki tarafta sıraya girdiler.

Beni karşılamak için olabilir mi? İlk defa bana böyle davranılıyordu.
Logan'a titreyen gözlerle baktım. Logan sanki kafa karışıklığımı anlamış gibi sakince açıkladı.

“Onurlu bir konuğu taşıyan araba geldiğinde dışarı çıkmak köşkün kuralıdır.”

“Ben onur konuğu muyum…?”

Logan'a vagonun kapısını açıp ilk kimin indiğineceğini sordum.

Daha sonra Logan arabadan inmeme yardım etmek için elini uzattı.

"Bu düklük evinde Leydi Nelson'dan daha değerli bir misafir olmayacak."

Neden? Sözleri beni utandırdı. Yüzümün yandığını hissettim, bu yüzden beceriksizce gülümsedim ve aceleyle ön kapıya doğru koştum.

"Sizinle tanışmak bir onur, Leydi Nelson."

Dükün evinde beni karşılayan ilk kişi düzgün görünüşlü bir beyefendiydi. Aynı zamanda ön kapıya en yakın duran adamdı.

"Benim adım Justin, Baron Hanks'ten."

"Selamlar, ben Sienna Nelson."

Ben de karşılık olarak onu kibarca selamladım. Selamlaşmamı bitirdiğimde, kendisini takip etmem için işaret yaptı.

"Önemli bir şey değil ama Ekselansları Dük Harrison'ın yardımcısı olarak hizmet ediyorum."

Görünüşüm hakkında biraz endişelendiğimden ellerimle yanaklarıma dokundum. Az önce sıcak olan yüzüm artık soğumuştu. Çok geçmeden ellerimi yüzümden çekerek cevap verdim.

"Dük'ün yaveri olduğuna göre çok becerikli olmalısın."

"Haha, öyle mi? Sizinle tanışmayı ne kadar çok istediğimi bilemezsiniz Leydi Nelson."

Justin bizi oturma odasına yönlendirerek konuştu.

Nasıl bu kadar geniş gülümsediğini görünce, çok iyi bir ruh hali içinde görünüyordu.

"Beni mi?"

“Siz Ekselanslarının arkadaşı değil misiniz? Onun tek arkadaşı !”

Bu benim hatam mı yoksa 'arkadaş'a çok fazla vurgu mu yapıyor? Peki tek diyerek ne demek istedi?

Logan hemen arkasındaydı ama yardımcısı düşündüğümden daha rahattı. Logan, Justin'in söylediklerini pek umursamıyor gibi görünüyordu, ben de bunu kendi illüzyonum olarak görmezden geldim.

"Ayrıl."

Logan oturma odasına girer girmez kapıyı soğuk bir şekilde kapattı. Onu takip etmeye çalışan Justin, kapanan kapıyı zar zor kapatmayı başardı.