Dalgalı saçları gibi uçuşan, aklı bir karış havada güzelliğiyle şeytanları bile dize getirecek bir kız çocuğu ve zehirli aşkıyla sınadığı olgun bir adam.
Kim Taehyung otuz beş senelik hayatında hiç bu kadar güzel sınandığını hatırlamıyordu. Kim Jen...
Yorum yapın lütfen yoruum, hevesleneyim ve daha uzun bölümler yazabileyimm. Sadece yorum rica ediyorum aşk bahçelerimm.🤍 (baskabiseyisteyememzatenjsjksksks)
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
.
Jennie üzerindeki utangaçlığı atıp rahat pijamalarını giyindikten sonra aşağıya inmişti. Taehyung ise orta tezgahın yanındaki bar taburelerinden tekinde oturuyordu ve ocağın üzerinde pişen jajangmyeonun kokusu mutfağı çok hafif doldurmuştu. Jennie gergin adımlarla içeriye girdiğinde Taehyung onu fark etmiş, hemen kafasını kaldırıp tebessüm etmişti.
Genç olan onun rahat haline ayak uydurmaya karar vermişti, bir kazaydı ve görmezden gelinmesi iyiydi. "Hey, gel buraya." Taehyung çağırdığında Jennie tebessüm ederek adımladı ve tam yanındaki bar taburesine oturdu. Hafiften acıyan ellerini orta tezgaha yaslamıştı Taehyung'a bakarken. "Bana jajangmyeon mu yaptınız yüce Kim Taehyung?" Jennie bir prenses edasıyla tebessüm edip sorduğunda Taehyung samimi tebessümünü tutamamıştı.
"Sadece sizin için Bayan Jennie Kim." Jennie aldığı karşılıkla dayanamayıp sırıttı. "Aptal Jaemin ve Minjun'a hava atacağım Kore'nin en zengin adamı bana kendi elleriyle jajangmyeon yaptı diye." Bunu gülerek söylemişti hemen ardından ise aklına gelenlerle daha çok güldü. "Ama sen otuz beş yaşındaydın değil mi, kesin sugar daddy'm olman konusunda benimle dalga geçecekler. Aslında başta birbirimiz olmak üzere çok zorbalayıcı davranırız, beni bununla günlerce zorbalabilirler-" Jennie kendi kendine söyleyip gülerken Taehyung ona hem gülüyor hem de garip sözlerini sorguluyordu.
"Sugar daddy'n mi? O ne demek?"
Taehyung gülümseyerek sorduğunda Jennie'nin gülüşü bir bıçak gibi kesilmişti. Eliyle ağzına vurma isteğini bastırmaya çalışıyordu şimdi.
"Hiç," dedi sahte bir sırıtmayla, "Gerçekten hiç." Dedi önemsizmiş gibi elini sallarken. Şanslı olmalıydı ki Taehyung'un dikkati yaralı avuç içinde kalmıştı. "Hey ellerine pansuman yapmayı unuttuk, bekle beni geliyorum hemen." Taehyung yeni hatırlamış gibi aceleyle kalktığında Jennie alnındaki olmayan teri sildi ucuz yırtmış gibi. "Tanrım, aptal olmalıyım ne sugar daddysi!" Kendi kendine söylenirken kısa bir zaman sonra Taehyung elinde küçük bir ilk yardım çantasıyla geri dönmüştü.
Dikkatle içinden birkaç şey çıkarırken Jennie gergince etrafa bakınıyordu. Taehyung teklifsizce fakat en nazik şekilde bileğinden tuttuğunda Jennie'nin bakışları tekrardan ona dönmüştü. Kaşları hafiften çatılmış olan adam elindeki kesiklere dikkatle bakıyordu. Jennie onun odaklanmış halinin ne kadar seksi göründüğüyle ilgili paragrafların zihninde dönmesiyle gözlerini kırpıştırarak önüne döndü.
O sırada Taehyung ise kesiklerin içinde taş veya başka bir şey kalmış mı diye kontrol ediyordu. Temiz olduğuna emin olduktan sonra biraz krem sürmüş ardından da iki tane yara bandını nazikçe yapıştırmıştı. Aynı işlemi diğer eline de yaparken Taehyung'un kalbini sızlatan bir şeyler vardı. Jennie'nin bugünkü hâli gözünün önünden gitmiyordu. Banyoda dakikalarca ağlayışı, bahçedeki halleri ve odasına ilk girdiğinde gördüğü o boş yüz ifadesi.. Taehyung onun için endişeli hissediyordu.
