Dalgalı saçları gibi uçuşan, aklı bir karış havada güzelliğiyle şeytanları bile dize getirecek bir kız çocuğu ve zehirli aşkıyla sınadığı olgun bir adam.
Kim Taehyung otuz beş senelik hayatında hiç bu kadar güzel sınandığını hatırlamıyordu. Kim Jen...
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
-5 Gün Sonra-
Taehyung elinde kadehi, dudaklarında buruk bir kıvrılış ve gözlerinde bolca kırgınlıkla bakıyordu çalışma odasının penceresinden dışarıya. Hava yine kapalı griydi, ağaçlar deli gibi rüzgarla savruluyordu ve gök gürlüyordu. Semâ arada sırada beyaza dönüyordu şimşek çıktığından. Bu Taehyung'u kendine aşık eden görüntüydü. Şehrin bu bölgesinde hava mütemadiyen böyleydi ve Taehyung nedensizce seviyordu bunu. Ona huzuru ve mutluluğu veriyordu sıradan insanların iç karartıcı bulduğu bu hava.
Sıcak şarabından küçük bir yudum aldı Taehyung. Çardakta bağdaş kurarak tek başına kitap okuyan Jennie'yi izliyordu. Kız bugün oldukça mutlu görünüyordu, okuduğu kitabı beğenmiş olmalıydı ki çoğu sayfada gülümsüyordu. Taehyung'a günlerdir gülümsemediği gibi.. Eve döneli beş gün geçmişti ve Taehyung için çoktan bir asır gibiydi o beş gün. Zira yüzüne bile doğru düzgün bakmayan, ona bir kere olsun tebessüm etmeyen, dinlese bile kendisine karşılık vermeyen kızla geçirdiği kırgın ve acılı beş gün ona tabii ki bir asır gibi hissettirirdi.
Tüm güzelliklerini kendisinden gizliyordu kız, Taehyung çabalıyordu onun için. Onunla vakit geçirmek için tüm imkanları buluyordu ama bir işe yaramıyordu. Çoktan deli gibi pişmandı o gece söyledikleri için, hatta neden sevgisinin arkasında durmadığını, neden kendi aşkına illetliymiş gibi davrandığını bile unutmuştu. Kim Jennie ona birkaç hafta önceki eski Taehyung'un düşüncelerini bile unutturmuştu.
Aralarındaki yaş farkı, kızın küçük oluşu, insanların ne diyeceği, Jennie'nin babasına, arkadaşına ihanet edişi, kızın güvenliği ve büyüdüğünde geçip giderse, sadece hevesmiş derse diyeceği aşkı, onu burada kendi durgun ve solgun hayatına dahil edemeyeceği gerçeği... Taehyung bunları unutmuştu, Taehyung sevgisine engel olan tüm sorunları unutmuştu. Şimdiyse tek düşündüğü Jennie'ydi, onun kendisinden mahrum ettiği gülüşleri ve sevişleriydi.
Nitekim geri kalan her şeyden daha acı vericiydi bu. Yinede bir kere bile dur artık dememişti kıza, biliyordu o da seviyordu ama Taehyung'u süründürmeyi seçiyordu. Biliyordu o da çok özlemişti ama gelemeyecek kadar gururlu ve inatçıydı. Aslında Taehyung her şeyi çok iyi bildiğini sanarken kızın gizledikleri yüzünden bir şeyleri atlıyordu.
Esasında Jennie iyileşmeye çalışıyordu, yüzündeki ve bedenindeki yaralar kabuk bağlamış olabilirdi ama Jennie zihninden aldığı darbeyi hâlâ daha iyi edememişti. Bazen durduk yere ataklar geçiriyor, savunmasızca ağlayıp duruyordu. Hâlâ daha kulaklarında dayak yerken dudaklarından dökülen yardım fısıltısı ve acı iniltiler yankılanıyordu. Her şeyin üzerine Taehyung'un hatamsın deyişini de duyuyordu. Kendi kendine iyi olmaya çalışıyordu Jennie, bunu başaramadığı müddetçede Taehyung'a sıra gelmiyordu.
