Sensizlik

225 18 56
                                    

Kalbi durdu.

Duydukları karşısında Ebrar dizlerinin üstüne çöküp kalmıştı.

Hiçbir şey duymuyor hemşirenin dediği şeyler kulağında uğultu şeklinde yankılandı.

Algıları kapanmış olayları kavrayamıyordu artık.

Kızlar bitap düşmüş bir şekilde doktorun koşarak içeriye girmesini izledi ellerinden hiçbir şey gelmemesi her birinin canını yakıyordu.

Bitiyor muydu her şey.

Hiçliğe mi çekileceklerdi yoksa her şeyleri olan kız onları uyanarak havalara mı uçuracaktı.

Bilinmezdi,hem de hiç mi hiç bilinmezdi.

Çöktüğü yerden kalkmaya güç bulamıyordu. Canı yanıyordu. Canı içeride yaşam savaşı veriyordu.

Herkes içeriden gelecek güzel haber için dua ediyor yalvarıyordu.

Eda yavaşça Ebrar'a yaklaşıp ayağa kalkması için destek vermişti.

Ayağa kalkan Ebrar bu hamleyi beklemiş gibi sarılıp ağlamaya başladı.

Kaptan bir anne gibi sarmalıyıp sıkı sıkı sarmıştı yaralarını kapatmak ister gibiydi.

Birazdan daha büyük yaralar açılacağından habersiz olması asla onun suçu değildi.

Bir şey olmuştu.

Can yakan türden dönüşü asla olmayacak bir şey olmuştu çok canlar yanacaktı.

Bu yangın çokta can yakmalara sebep olacaktı.

Yoğun bakımın kapısı sonuna kadar açıldığında görünen doktorla herkes nefesini tutmuştu.

Doktor ise böyle haberleri vermeye alışmış olmasına rağmen kalbinde hissettiği hüzün ve acıyla kapıdan çıkıp kendinden güzel haberler bekleyen kişilerin yanına ilerliyordu.

Adımları emin olan doktor sessizliğinin acı verici olduğunun farkındaydı.

"Hasta buraya geldiğinde çok kan kaybetmişti bütün müdahalelere rağmen kurtaramadık. Hastayı kaybettik başınız sağ olsun."

Hastanenin duvarlarından yankılanan çığlık sesleri bütün herkesin içini yakmıştı.

Zehra olduğu yere çöküp kalmıştı anlamıyordu anlamak istemiyordu.

İlkin ve Elif birbirlerinden güç alır gibi tutunup ağlıyorlardı.

Büyük kaptan güçsüzlüğü hiç bu kadar hissetmemişti. Kendini koltuğa bırakıp sessizce göz yaşlarını döküyordu içinin fırtınası duyuluyordu.

Diğer herkes olması gerektiği gibiydi. Bir yerlere çökmüş ağlıyorlardı.

Ebrar...

O ise giden doktorun arkasından sadece bakmakla kalmıştı.

Yoğun bakımın kapısı tekrar açıldığında herkes ayarlanmıştı sedyede canları yatıyordu ama bir gariplik vardı.

Beyaz çarşafla yüzü kapalıydı. O güzel yüzü görünmüyordu ama herkes Mile olduğunu biliyordu.

Ebrar yanından geçen sedyenin arkasından koşup beyaz örtüyü bir hışımla kaldırdı gördüğü güzeller güzeliyle öyle bir çığlık atmıştı ki boğazları nefessiz kalmıştı.

"Hayır hayır ölmedi o ölmedi gitmez ki o benden gitmez asla canım olmuşken beni cansız bırakmaz yuvam olmuşken yuvamı yıkıp gitmez."

Ebrar koluna girenleri itip Mile'nin elini tutmuştu soğukluk teninin irkilmesine sebep oldu.

'Mi Chica Fuerte' Where stories live. Discover now