46.bölüm: Tuzak (Sezon finali)

6.5K 334 35
                                    

Yerinizde olsam şarkıyı kaydeder sonuna kadar dinleyerek okurdum. Bence böyle bir sezon finaline etkili olacaktır.

Güzel sürprizlere hazır olun beyler bayanlar. Çünkü hiçbir şey eskisi olmayacak.🥰😊🥰

Bir insanın başına ne geliyorsa meraktan geliyormuş. Fakat şu bir gerçek ki insanın fıtratında merak kaçınılmaz bir gerçektir.

Günler geçecek, aylar geçecek sonra yıllar geçecek. Sonra da bir bakmışsın ki yaşadığın her şey bir yalanmış.

Sonra fark edeceksin, bazı şeyler gözünün önünde çok önceden belirmişti zaten. Sadece sen görememişsin. Geçmişe bakınca anlıyorsun ki, bunu yaşayacağın önceden görmüşsün.

Savaş'ın çağırmasından sonra bir köşeye çekildiğimizde kolları bağlı bir şekilde bana baktı.

" Karıcığım?"

"Efendim bir tanem."

Mahur gözlerle ona bakarken sırıtarak elini beline yasladı. " Bileziği unuttum deme?"

"Bilezik?" Dedim kafam karışık halde.

" Hani Zara'ya takacağımız altın bileziklerden bahsediyorum."

Bir an bende devreler yanarken kaşlarımı kaldırarak yeni aydınlanmış gibi baktım. " Ha sen onu diyorsun! Ben de diyorum ne oldu."

Sırıtarak kollarını bağladı bu sefer."Başka ne bekliyordun ki?"

Başımı kaşıyarak omuz silktim. " Ne bileyim. Bir an bir sorun çıktı zannettim. Ondan."

Bunu diyerek masaya doğru giderek çantamı alıp bileziği çıkarttım. Tüllü küçük bir torba çıkartarak Savaş ile beraber gelin ile damadın yanına gittik.

Ödüm kopmuştu yemin ederim. Bir an Tuncay'ın her şeyi söylediğini zannettim. Ondan böyle bir şey beklemiyorum ama Savaş'ın seslenmesiyle şüphe etmeye başlamıştım.

Artik korkmama gerek kalmadığımı anlamıştım. Rahat bir nefes alarak Zara'nın yanına gidip bileği bileğine taktım. Sonra da sarılarak omzunu sıvazladım. "Tebrik ederim. Umarım mutlu olursun."

" Teşekkür ederim" Diyerek saçını kulağının arkasına alarak Yılmaz'a baktı. Yılmaz ise beline sarılarsk başından öpüp teşekkür etti.

" En çok sizin ilişkiniz bana güzel geliyor. Umarım bizim ki de öyle olur."

Yılmaz bunları dedikten sonra karısına dönerken, Savaş'ın belime sarılmasıyla yapmacık bir şekilde gülümsedim.

Onları başbaşa bırakmak için ordan uzaklaşarak bir köşeye geçtik. Bir süre sonra da Savaş da benden uzaklaşarak diğer ağaların yanına gitti.

Ben de kızların yanına gittim. Kızlar benim stresli halime bir göz uçlarıyla bakarken, ben ise önümde duran şişeyi elime alarak kafaya diktim.
Kızlar birbirlerini daha çok anlamlı bakmaya başlarken, ben ise düğünün bitmesini bekledim.

Fakat buna fırsat kalmadan kızlar sessiz bakışlarıyla sorguya çekerken, telefonuma gelen bir mesajla konudan uzaklaşmaya çalıştım.

Hemen elime telefonu alarak kimin olduğuna baktım. Telefonda bir video belirirken bir anda ekrana bakmakla yetindim.

Kızlar da göz ucuyla telefonuma bakarken, ben ise baktığım videoyla dumur kalmaya devam ettim.

Biraz bakarken fark ettim ki bu video tam da rüyamda gördüğüm kulübeydi. Hazar ağanın ve kızının girdiği kulübe. Öyle ki duvarda çizili silik kelebek ve çocuk bile belirgindi. Yanındaki kırmızı dut ağacını da şimdi hatırlıyorum. Bir de yerde toplayarak yemeye doyamadığım dutları...

Çilem (Kitap Olacak)Where stories live. Discover now