Bölüm 1

103 12 27
                                    

Bu kitap "In Time" adlı filmin evreninde geçmektedir. Kurguya uydurmak için evrende değişiklik yaptığımı bilmenizi isterim. Twitter hesabıma gelmek isterseniz kullanıcı adım ReaxDia. Yorumlarınızı bekliyorum, iyi okumalar <33

Son kişi de gözden kaybolduğunda Jimin, bir sonraki sıra için on beş dakikası olduğunu biliyordu. Neredeyse kırk beş dakikadır oturarak çalıştığından bacaklarını esnetmek için ayağa kalktı. Şimdilik sessiz olan küçücük odaya baktı. Normalde burası bu kadar sessiz olmazdı. Ama mesai arkadaşı Nagil kovulduğundan beri epey sessizdi küçük oda. Sessizliğin yanında Jimin için büyük bir iş yüküydü. Nagil'in yerine birisini bulana kadar birkaç gün idare etmesi gerektiği söylenmişti. Bu da Jimin için çift mesai, tek maaş demekti.

Çalıştığı yere girmek de kovulmak da kolay değildi aslında. İnce eleyip sık dokuyarak seçilirdi çalışanlar. Küçük hataları ve dikkatsizlikleri görmezden gelirlerdi. Eğer yaptığınız yanlış biraz daha büyükse zamanınızdan kesinti yaparlardı. Her türlü çalışmaya devam ederdiniz. Ama zaman çalmaya çalışırsanız gözünüzün yaşına bakılmazdı.

Nagil de bu yüzden kovulmuştu. En büyük hatayı yapmıştı. Zamanı çalmaya çalışmıştı. Nagil'i kovulduğundan beri görmüyordu. Halbuki evleri çok yakındı. Kovulduğundan beri evine de gelmiyordu. Ona ne olmuş olabileceğini düşünmek Jimin'i korkutuyordu. Burada çalıştığı sürede hiçbir kovulmaya şahit olmamıştı daha önce. Çalıştıkları odaya bir anda gelmişler ve Nagil'i sürükleyerek götürmüşlerdi. Korkunçtu. Belki Jimin'de minik bir travma oluşturacak kadar etkilemişti.

Yaşadıkları Dünya'nın kuralları ve işleyişi çok değişmişti. Para artık herkesin unuttuğu, tarih kitaplarında geçen bir şey haline gelmişti. Yaşı daha büyük olanlar belki kripto para zamanını hatırlardı. Gerçi kimin yaşlı olduğunu da anlayamazdınız. Herkes aynı yaşta donmuştu adeta. Genetik müdahaleye uğradıkları için  yaşlanmaları yirmi beş yaşına geldiklerinde duruyordu. Çocuklar hariç herkes yirmi beş yaşında görünürdü. Anneler ve çocukları arkadaş gibiydiler. Sorun şuydu ki yirmi beş yaşına gelip kolunuzdaki saat çalışmaya başladığında sadece bir yıl daha yaşayabilirdiniz. Tabii biraz daha zaman alamazsanız.

Para birimi artık zamandı. Zaman kazanılıp, zaman harcanıyordu. Zenginler sonsuza kadar yaşayabiliyordu. Geriye kalanı ise uyandığında yirmi dört saatten fazla zamanları olsun istiyordu o kadar.

Zaman onlar için her şeydi. Yaşayacakları vakti, alacaklarını belirleyen şey oydu. Kollarında doğdukları andan itibaren taşıdıkları rakamlar her şeyleriydi. Jimin kolundaki hızla azalan saniyelere baktı. Son mesaisine on dakika kalmıştı. O yüzden şimdilik zamanı epey azalmıştı. En azından sabahkine göre.

Bu küçücük odada olmayı sevmiyordu ama buna mecburdu. Önceki hayatına göre burada olmayı gözü kapalı tercih ederdi. Önceden on saat kazandığı bir yerde zorla iş bulmuştu. Hem de ertesi güne geçebilmek için iki farklı işe daha ihtiyacı vardı. Bu onun için çok zordu.

Gözleri çalıştığı polis şubesinin duvarında asılı olan tabelaya kaydı "Her ZAMAN Yanınızdayız". Jimin bu cümleyi biraz ironik bulurdu. Çünkü polisler her zaman yanınızda değildi. Eğer bir polis yanınızdaysa zamanla ilgili bir suç olmalıydı. Eğer zamanla ilgili değilse yanınızda olan polisler ya çaylaklardı ya da göstermelik. Zaman çok önemliydi.  Devamı pek de umurlarında değildi.

Aslında işte tam bu yüzden polislerin işi zordu. Dışarıda çalışmak ve çalan insanlarla uğraşmak Jimin'e çok zor geliyordu. Gerçi Jimin'in işi de insanlarla ilgiliydi ve ondan da çalmaya çalışırlardı. Ama o artık bu konuda usta olmuştu. Kendisinin uğraştığı insanlar ne yaparlarsa yapsınlar polisti.

My Time| jikookKde žijí příběhy. Začni objevovat