Bölüm 2

46 7 26
                                    

Jimin ve Jungkook arkadaşlarının evine doğru giden yolda yürürken, aynı zamanda bebek için verecekleri hediye hakkında konuşuyorlardı. İkisi de biriktirdikleri iki yılda eminlerdi ama Jungkook bebek için kıyafet de almak istiyordu. Aslında bu kendisini güldüren bir düşünceydi. Jin ve Hyesu ikinci bebeği düşünmedikleri için eğer ileride evlat edinirlerse şu anki bebeğin bütün kıyafetleri ona kalacaktı. Jungkook, Jimin'i geleceğe yatırım yapıyoruz işte diye ikna etmeye çalışıyordu. Ama Jimin bu fikre hiç sıcak bakmıyordu. Jin ve Hyesu bebek için yeterince ürün almıştı. Daha fazlası tamamıyla zaman kaybıydı. Bu yüzden Jungkook'un fazladan kıyafet fikrine hiç sıcak bakmıyordu. Jungkook ise hala kıyafet konusunda karalıydı. 

Jungkook dudaklarını büzerek "Off Jimin neden kıyafet de alamıyoruz?" demişti, belki Jimin ikna olur diye şebeklikler yapıyordu.

"Jungkook öncelikle koskoca zaman polisinin ama dudaklarını büzerek konuşuyorsun."

Jungkook "Hoşuna gitti di mi?" diye sorusunu sorarken bir yandan da pişkince sırıtıyordu. Kocasını tanıyordu kesinlikle hoşuna gitmişti.

Jimin "Gitti sus." deyip göğsüne vurduktan sonra "İkinci olarak zaten bebeğin her şeyi var, bizim ona fazladan" fazladan derken ellerini tırnak işareti yaparak konuştu ve devam etti "aldığımız her şey zaman kaybı. Bunu konuşmuştuk. Şu an onlara verebileceğimiz en makul hediye zaman. Fazladan yer kaplayan işe yaramaz şeyler değil." 

Jungkook aldığı karşılıkla somurtmuş ve "Çok kabasın Jimin. Bebeğin eşyalarına fazladan yer kaplayan işe yaramaz şeyler diyemezsin. Senin bir düzine kıyafetin var ama." diyerek isyanını dile getirmişti.

"Ben onları her zaman giyebiliyorum ama bebeğe iki hafta sonra olmayacak eşyalar için ağzımızı bu kadar yorduğumuza inanamıyorum Kook. Artık kapatabilir miyiz bu konuyu?" Bu konudan cidden sıkılmıştı Jimin. Zamanlarını boşa harcamak istemiyordu. Dibi gördüğü için bu konuda kocasına göre çok daha tutumluydu. Göze küçük gelen saatlerin ne kadar değerli olduğunu biliyordu.

"Şimdilik evet ama ilerisi için hala gündemimizde olacak bir konu haberin olsun."

Jin ve Hyesu'nun dairesine varmalarına az kaldığı için Jimin daha fazla konuyu uzamasın diye Jungkook'a kısa bir "Hmm" diyerek cevap verdi. Böylece yolun geri kalan kısmını sessizce yürüyerek geçirmişlerdi. 

Arkadaşlarının dairesine geldiğinde kapıyı Jin açmış ve "Her zamanki gibi geç kaldınız beyler" diyerek karşılamıştı onları. 

Jungkook arkadaşının dediğine gülerken "Abartma Jin sadece birkaç dakika geç kaldık." diye yanıtladı.  

Arkadaşlarının evi kendi evleriyle tıpatıp aynıydı. Kapıdan girince sağ kısım da küçük bir koridor ve koridora bağlı üç kapı vardı. Biri yatak odasına, biri eskiden kendilerindeki gibi oyun odası olan şimdi ise çocuk odasına çevrilmiş odaya ve üçüncü kapı da son zamanlarda sıklıkla bozulmasıyla meşhur olan banyoya açılmaktaydı. Evin sol kısmında ise açık bir salon alanı ve salona bağlı bir mutfak vardı. 

İçeri girdiklerinde Jimin'in dikkatini direkt olarak Hyesu çekmişti. Uzun zamandır görmediği arkadaşı beklediğinin aksine parıldıyordu. Bu garip gelmişti çünkü aslında hamile olan annelerin yorgun, bitkin olduğunu biliyordu. Hyesu'nun aksine. Hamile anneler karınlarındaki parazitle yaşadıkları ve onlara yirmi beş artı bir yılı dokuz aylık süreçte aktardıkları için bu annelerin vücudunu çok yoruyordu. Saatleri normal hızından dört beş kat daha hızlı azaldığı için genelde yorgun, bitkin, halsiz, solgun hatta hamileliğin sonuna doğru hareket bile edemeyecek halde olurlardı. Ama Hyesu'nun şu an bir koşu yarışına soksan o kazanırmış gibi bir enerjisi vardı. Etrafa gülücükler saçıyor, yerinde hiç durmadan salonun içinde dolaşıyordu. Jiminlerin geldiğini görünce neredeyse koşarak Jimin'nin boynuna atladı.

My Time| jikookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin