Bölüm 3

27 6 37
                                    

Jimin için gün güzel başlamıştı. Hem de işe yarım saat erken gelmesi gerektiği halde.

Erken gelmesinin sebebi yeni gelen mesai arkadaşıydı. Ona buranın işleyişin nasıl olduğunu anlatması ve öğretmesi gerekiyordu. Tıpkı Nagil'in ona yaptığı gibi.

İki katlı polis merkezine geldiklerinde Jungkook'dan ayrılıp hemen girişte olan kendi küçük odalarına doğru ilerledi. Kocasına her ne kadar gelmene gerek yok dese de Jungkook onunla birlikte erken gelmişti.

Odaya girdiğinde "Merhaba." diyerek selamlamıştı içeridekileri. Taehyung'un yanındaki çocuk yeni gelen olmalıydı. Zaten bu küçük odaya başka bir sebeple giren olmazdı.

Çocuk neşeli bir şekilde "Merhaba ben Hoseok, sen de Jimin Sunbea olmalısın. Tanıştığıma memnun oldum." dediğinde doğru tahmin ettiğini anladı. Hoseok bu oda için fazla neşeli birisi gibi duruyordu.

Jimin "Evet, ben de." dedikten hemen sonra "Başlayalım mı?" demişti. Tanışma faslını hızlıca geçmek istiyordu. Tanışmayı sonradan da yapabilirlerdi ama Taehyung'un mesai bitimine sonradan yetişemezlerdi. Bu yüzden Hoseok'a hızlıca öğretmek istiyordu. Dediği şey çok kaba durmasın diye "Taehyung'un mesaisi bitene kadar öğrenirsen Taehyung'a yardım ederken ben de kontrol edebilirim. Böylece ilk deneyimin çok daha kolay olur." demişti Jimin. Hoseok hevesli bir şekilde kafasını salladığında "O zaman başlayalım." dedi. Sonunda zulmü bitiyordu.

Jimin "Öncelikle mesai işleyişimizden bahsedecek olursam," dediğinde Hoseok hızlıca sözüne atlamış ve "Ahh onu biliyorum Taehyung sunbae anlattı." dedi. Jimin çocuğun hevesine hayran kalmıştı doğrusu.

Jimin şaşkınlık ve minnet dolu bir sesle "Ah öyle mi? Teşekkür ederim Taehyung." demişti, normalde Hoseok'tan sorumlu olan kendisiydi ve tüm sorumluluk ona aitti. Taehyung önündeki bilgisayar ile ilgilenmeyi kesmeden önemli değil dermiş gibi kafasını sallayıp yanıtlamıştı onu.

Çok basit bir mesai sistemleri vardı aslında. Gündüz ekibi her sabah gelir ve iki kişi olarak çalışırlardı, gececiler ise tek başlarına bir gece vardiyası geçirir ve diğer gün dinlenirdi.

Jimin "Öyleyse aktarımdan bahsedeyim. Her sabah bir görevli gelip günün tüm zaman ödemesini bize veriyor. Biz de mesai sonuna kadar gelen kişilere zaman aktarımlarını sağlıyoruz. Mesaimiz bittiğinde bankoyu kapatıp kalan zamanı Taehyung ya da diğer gececi olan Sangho'ya devrediyoruz." diye anlattığında "Kulağa kolay geliyor." demişti Hoseok.
Hoseok'un bu dediğine Taehyung bile gülmüştü.

Kulağa kolay gelse de pratikte işleri çok yıpratıcıydı. Hele de çalmaya çalışanlarla uğraşmak ya da mesai ücretinin az olduğunu iddia edip sorun çıkaranlarla.
"İşleyişi anladıysan sıra aktarım kısmında. Normal hayattan farksız. Anne ve babana zaman aktarıyormuşsun gibi, tek dikkat etmen gereken fazla almadıklarından emin olmak. Bu sefer karşında güvendiğin insanlar yok. Senden her zaman daha fazla almaya çalışabilirler gecenin sonuna kadar fark edemezsin bile. Gecenin sonunda çıkan açığı kendi zamanınla tamamlamak zorunda kalırsın."

Hoseok şok olmuş bir ifadeyle "Fazladan almaya mı çalışırlar?" diye sordu.

Jimin Hoseok'un şok oluşunun yanında, artık fazlaca alışık olduğu için, normal bir ifadeyle "Evet, özellikle yeni gelen birinden." diye açıklamıştı.

Hoseok ifadesini bozmadan "Onlar polis değil mi?" diye sorduğunda Jimin aynı tonda "Polisler. Polis olmaları hepsine güveneceğin anlamına gelmez." demişti. Polis merkezinde çalışmaya başladığından beri alışmıştı artık bu duruma. Polis olsalar bile çalmaya çalışır ya da zamanın az olduğunu iddia edip kavga çıkartırlardı.

My Time| jikookWhere stories live. Discover now