İtiraf

48 1 0
                                    

Kulağıma yaklaştı ve hafifçe mırıldandı "Belki seninle böyle değil de normal bi nedenle ve normal bi şekilde karşılaşmış olsaydık sana aşık olabilirdim güzellik abidesi. Seni sevebilirdim. Böyleyken çok zor ama yine de denerim. Herkes gibi sende benden nefret etme diye elimden geleni yaparım ama olur mu bilmiyorum. Sen beni sever misin bilmiyorum ama ben sana bağlanmak istemiyorum ve biliyorum şuan benden nefret ediyorsun ama sana söz veriyorum her şeyi düzelteceğim ama sen üzülme " Dışardan bakınca hiç bi tepki vermedim ama çok şaşırdım neydi simdi bu ? Beni uyandırmak için mi yaptı ? Uyandırmak istese neden norma bir şekilde değil de bu seklide uyandırmaya çalışsın. Her şey çok karışıktı. Yoksa gerçekten de böyle mi düşünüyordu...

Dolap sesleri geldi sanırım üstünü değiştiriyordu bense hala söylediği şeylerin etkisindeydim. Daha sonra yanıma uzandı ve belime sarıldı öylece kaldım orda ne yapmam gerektiğini ona ne cevap vereceğimi ya da sadece cevap vermem gerekip gerekmediğini bile bilmiyordum. Belki de susmam gerekiyordu çünkü bazen susmak bazı şeyler için en büyük cevaptır nereye kadar susabilirdim onu bile bilmiyordum her şey çok fazla  karışmıştı bundan sonra ne olacaktı hiçbir şekilde kestiremiyordum bile ama sustum o an için sustum sonra da öylece orada uyuduk. Belki de bundan sonrası benim için yeni bir başlangıç olacaktı belki de sadece sabretmem gerekiyordur...

Sabahın ilk olmayan ışıklarıyla gözlerimi açtım. Neden mi ilk olmayan çünkü saat 12 ye geliyordu. Miran yanımda değildi açıkçası biraz korkmuştum sonuçta bu bu evdeki ilk günüm, ne olabileceğini dahi bilmiyordum  mutfaktan sesler geliyordu kalın bi kitap aldım ve mutfağa doğru indim gerçi kitap ne ise yarayabilir di ki hayır yani okuyoruz sonuçta bunu. Mutfakta biri vardı gözlerim yeni uyandığımdan dolayı bulanık görüyordu o yüzden kim olduğunu kestiremedim . Ben de kitapla kafasına vurdum. Ama nasıl bir vurmak resmen kitap kırılıyordu  "Ahhh" diye bağırdı. O an anladım ki Miran’dı ah ben ne yapıyorum ya ammaaan banane keşke kırılsaymış kafası , ne kadar umurumdaysa. Zaten banane yani "Kızım senin benim canıma kastın mı var" dedi. He evet kastim var  o yüzden kitap geçirdim kafana. Hayır biraz mantık ya canına kastım olsa kitapla mı vururum. Daha sert bir şey  kullanırım tabii ki de. Salak bu çocuk salak belli zaten  "Miran ben çok özür dilerim yani yanlışlıkla oldu ben başkası sandım" dedim hihi kesinlikle başkası sanmışımdır. Tüh nasıl olur ya asla o olduğunu bilsem de yapmayacaktım dimi zaten hihi " Ya biraz mantıklı düşün dışarda o kadar koruma var eve birinin girmesi mantıklı mı " Sinirim bozulmuştu. Sanırım haklıydı. Haklı falan değil o olduğunu bilsen de yine yapardın zaten. Bi sus be iç ses yalan mı eee aslında doğruydu ama sus içses sus "Offf amma uzattın he" dedim belimden tuttu kendine çekti ben ondan kurtulmaya çalışırken konuşmaya başladı "Ya ölseydim kimle evlenecektin güzelim" güzelim derken ne diyor bu it herif iyice şımardı.  Elimi yanağında gezdirdim "Bilmem" dedim ardından hafif hafif dudağıma yaklaşmaya başlamıştı o sırada sert bi tokat attım. Onun hakkettiği de buydu zaten. "Yılışma yılışma Allah Allah" Miran hemen göz devirdi bir an o gözlerini çıkarıp ona yedirmek istemedim değil hani. Çok sinir bir insan ben buna nasıl katlanıcım ya Allah'ım sabır ver "Karımı öpemeyecek miyim ben ya" deyince ters ters baktım karım derken  "Hatırlatırım bu evliliği biz istemedik" 'Ya kızım ne fark eder hey Allah’ım" o kızım senin varya hayır hayır küfür etmeyeceğim  bugün küfür etmeyeceğim kendime söz verdim Gerçi bunun yanında çok zordu ama "Ne demek ne fark eder" biraz daha konuşursa ağzının ortasına birtane çarpacaktım "Basbayağı ne fark eder işte kızım" hala kızım diyor Allah'ım kafayı yiyeceğim bi de ne fark eder diyor çok şey fark eder çok şey kendi kendimle tartışırken iyice yaklaşmıştı bana sert bi seklide ittim onun karşımda sırıtıyordu anlık bi suratına yumruk geçirme hissi geldi   bana yaklaşmasını istemiyordum buna izin vermeyecektim de zaten ne olursa olsun bu evliliği ben istememiştim belki de onu hiç bir zaman sevmeyecektim tabi ben bunları düşünürken o bana iyice yaklaşmıştı  "Şimdi nereye kaçacaksın küçük hanım..." Burun burunaydık....

O an aklımdan dün gece söylediği şeyler geçti beklide sadece benimle dalga geçiyordu o yüzden hiç bir şey bu kadar hızlı ilerlememeliydi ağırdan almam gerekiyordu ne olursa olsun. Fakat aynı zamanda onu üzmek de istemiyordum ümitlendirmek hiç istemiyordum arkamı dönüp odama yöneldim O sırada kapı çaldı göz devirdim ve yönümü değiştirdim bi an miranla göz göze geldik ama hiçbir tepki vermedim  kapıya yöneldim abimler gelmişti ona hala kırgındım fazla mı uzatmıştım konuyu bilmiyorum ama ben onun yüzünden daha doğru düzgün tanımadığım hatta hiç tanımadığım hiçbir şeyini bilmediğim  bir adamla evlenecektim belki de onu hiç bir zaman sevemeyecektim ya da  birbirimizi çok üzecektik hiç bir şey belli olmazdı ama bunun için onları da suçlamamam gerekiyordu.

"Hoş geldiniz" dedim istemsizce. Abim içeri girerken arkasında Miran'ın kardeşi girdi "Hoş bulduk" dedi Maral ardından Miran konuşmaya başladı ama yüzü asılmıştı ve üzgün olduğu belliydi "hoş geldiniz" derken göz devirdi "Oooo enişte biz istenmiyoruz galiba" dedi abim o sırada Miran güldü ‘’ yok yok olur mu oyla şey’’ "Siz geçin ben bir şeyler hazırlayıp getireyim" dedim "Bende yardım edeyim mi?" dedi Maral "Olur" diye mırıldandım bu olaya onun da üzüldüğü her yerinden belliydi  mutfağa geçtik tam dolaplara yöneliyordum ki sessizliği maral bozdu. Sesinin tınısı çok güzeldi kendisi de çok güzel bir kızdı. Sanırım abim ona aşık olmakta haklıydı "Berfin bak ben çok özür dilerim böyle olmasını ben gerçekten istemezdim" dedi mahcup bir sesle en samimi duygularıyla konuşuyordu yüzünden de belliydi zaten  "Sorun değil senin bi suçun yoktu zaten herkes sevdiğiyle olmak ister bu konuda kimse sizi suçlayamaz ve hepimiz biliyoruz ki abim gelip isteseydi de vermezlerdi sende üzme kendini artık mutlu ol " dedim ona dönüp." Berfin benim abim öyle içini kimseye çabuk açmaz onun yanında ol olur mu? Belki de seni sever belki mutlu bi aileniz olur belki birbirinize aşık olursunuz" dedi gözlerim dolmuştu dün söyledikleri aklımdan tek saniye dahi olsun çıkmıyordu " Sanmıyorum fakat umarım öyle olur" dedim ve birbirimize gülümsedik.

Ben yeniden dolaplara döndüm cips çekirdek kek vb. Şeyler çıkarttım Maral da tabaklara yerleştirdi o sırada bir yandan da sohbet ediyorduk. Güzel olduğu kadar samimi bir kızdı ve belli ki abisine çök değer veriyordu. Kolaları da alıp içeri geçtik maç açmışlardı  "Bu gün benim dizim var hiç heveslenmeyin siz tekrarını izlersiniz" dedim. Miran ters ters baktı ama ona bu maçı asla izletmeyecektim "Küçük hanım sinirlerimi bozma benim aç o maçı geri" açmayacağımı o da çok iyi biliyordu ama sınırlarını zorluyordu  "Bir ben küçük hanım değilim iki bozarsam ne olur döver misin" dedim. Abim ve Maral gülüyordu "Yavrum güzelim bizde kadına el kalkmaz hadi aç şu maçı" "Tekrarını izlersiniz hayatım" dedim Miran sırıtmaya başlamıştı ne oluyor der gibi baktım  Az önce çocuğa hayatım dedin Berfin’cim , demedim iç ses , dedin Berfin’cim , demedim iç ses , dedin , demedim kendimle tartışırken onlar çoktan maçı açmıştı bile. "Ya verin şu kumandayı" "Vermiyorum hayatımm" "Of Miran ya" dedim üçü birden güldü ‘’ Ne kızım ya sen diyorsun da ben diyemeyecek miyim’’ ‘’Demedim ayrıca istersem derim ama sen diyemezsin’’ ‘’Allah Allah nedenmiş o’’ ‘’Çünkü öyle istiyorum'’ ‘’Öyle olsun bakalım’’ dedim.

Daha sonra sohbet etmeye başladık Maral gerçekten çok güzel ve samimi bir kızdı. Ona sinirli kalmak neredeyse mümkün değildi.  Aradan biraz zaman geçti abim ve Maral kendi evlerine geçti bende evi topladım. Miran koltukta uyuya kalmıştı benim de o kadar uykum vardı ki onu uyandırmaya bile halim yoktu. Ne yaptığımın farkında bile olmadan  bende yanına uzandım sonra ikimiz de uyuduk gece uyandığımda her yerim tutulmuştu bende Miran'ı dürttüm ve odaya çıktık. Miran uzanmış öylece gözlerime bakıyordu "Nasıl" diye mırıldandı " Ne nasıl" dedim "Nasıl bu kadar mükemmel olmayı başarıyorsun be kızım nasıl bu kadar güzel olabiliyorsun hala aklım almıyor" dediği sırada güldüm ‘’ hadi uyu bak uyku sersemisin ondan böyle diyorsun" dedim beni benimde tutup yanına çekti "Berfin" "Hı" "Ben galiba sana aşık oluyorum" dedi cevap vermeme izin vermeden kendini boynumdaki çukura gömdü ve uyumaya başladı gerçi konuşmam için zaman verseydi bile ne diyebilirdim ki. Elimden sadece susmak gelirdi. Haklıydım da aslında her şeyin nasıl bu kadar hızlı geliştiğini anlayamıyorum bile her şey çok  tuhaftı olması gerekenden bile daha tuhaf. Ondan bir süre sonra ben de uyudum ben onu seviyormuydum yoksa.  Bilmiyorum neden böyleyim açıkçası onu da bilmiyorum belki de sadece gitmesinden korkuyordum ona bağlanmak istemiyordum. Benim için çok zordu ikinci defa yarı yolda bırakılmak istemiyordum. Ayrıca onu hiç tanımıyordum bile işleri aceleye getirip hata yapmak istemiyordum. Yaklaşık 1 hafta sonra nikahım var ama kafamda hiç bir şey belli değil giyeceğim elbise bile ne olacağını bilmiyordum. Olaylardan o kadar bağımsız kalmıştım ki  elimden tek gelen beklemek oldu. Bu 1 hafta nasıl geçecek onu düşüyordum. Öylece kendimi Miran'ın kollarına bıraktım ve uyudum aklımdaki düşünceler asla ama asla susmuyor belki de Miran’la konuşmam gerekiyordu.

YILDIZLARIN ALTINDA [BERDEL]Where stories live. Discover now