Gitme

45 1 0
                                    

Uyandığımda yanımda Miran'ın uzandığını fark ettim uyuyordu onu rahatsız etmemek için kıpırdamadan durdum ve gözlerimi kapattım fazla uyuduğum için başım ağrıyordu sanırım ama uyumak istiyordum yine de bi yarım saat sonra Miran kalktı böyle böyle aradan 2 hafta geçti bugün düğünüm vardı kalktım hazırlandım ve Miran'ı uyandırdım  "Hadi kalk kendi düğününüzde geç kalacağız" Miran güldü  "Geç kalmayız , Geç kalmayız merak etme " dedikten sonra eline telefonu aldı ve saate baktı "Geç kalıyoruz lan" dedi bu sefer gülen taraf bendim Miran hemen kalktı ve hazırlandı arabayla beni kuaföre bıraktı ve gitti akşam 5 gibi geldi ve beni aldı  "Ben bu kadar güzel bi insan görmedim daha önce" dedi güldüm "Sen iltifat etme ya yapamıyorsun" dedim  "Aaa kalbimi kırıyorsun" dedi ikimiz de güldük düğün salonuna geldiğimizde gelin odasına geçtim eşyalarımı bıraktım ve  Miran'ın yanına gittim "Gelin ve Damadı piste davet ediyoruz" dedi Mikrofonun başındaki kişi dans etmeye başladım o sırada Miran konuştu "Berfin" "Hı"  "Ben" "Sen?"  "Ben sana aşık oldum" "Ne" "Ben sana" "Miran ben de seni seviyorum " dediğimde Miran bana sarıldı ben de Miran'a.

Dans bitti yerlerimize geçtik ve birçok şey oldu halay çektik sarıldık ve hem komik hem güzel hem yorucu bir gündü tam o saniyeye kadar karşımızda tanımadığımız birçok adam ne olduğunu anlamadan çıkardıkları silahlar havada uçuşan mermiler ve o mermilerden biri  Miran'ın tam kalbine denk gelmişti "Miran" bağırmamla herkes bana döndü her şey bir kaç saniyeliğine durdu.

Daha hiç bir şey başlamamıştı  ve başlamadan bitti bitemezdi  . Sevdiğim adam ellerimde can verdi veremezdi..   Resmen çığlık atıyordum "Ambulans çağırın ne bakıyorsunuz" Birhat omzuma dokundu hafifçe  "Yenge biz aradık hastaneyi hadi siz gidin biz herşeyi halledeceğiz" "Ben ben hayır ben gidemem onu böyle bırakamam olmaz" "Kardeşim hadi bak siz kızlarla eve geçin biz halledeceğiz" "Hayır hayır ben de geleceğim onu bırakamam" o sırada ambulans sesi geldi ardından görevliler gelip Miranı sedyeye aldılar ben ise gelinlikle peşlerinden gidiyordum ki abim kolumu tuttu "Berfin abicim siz kızlarla eve geçin bak bu halde zaten gelmezsin" "Abi olmaz onu bu halde yalnız bırakamam" hıçkıra hıçkıra ağlıyordum ki zaten istesem de onu yalnız bırakamazdım zaten ama abimin uzun ısrarları üzerine zor da olsa kızlarla beraber eve geçmeyi kabul etmiştim Maral yürümemi sağlamak için bi koluna girdi"Berfin hadi gel" o sırada da Elisa diğer koluma girmişti arabaya bindik.. Maral araba sürüyordu "Benim abim güçlüdür bunu da atlatır" Elisa moralimi yerine getirmek için böyle davranıyordu biliyordum "Tabi o çok güçlü" diye Elisayı devam ettirdi maral ben ise sadece dışarıyı izliyordum yüzünden yavaşça süzülen yaşlar bacağıma damlarken bi elimle de gelinliğimi sıkıyordum Elise elini bozulmuş olan saçlarımda gezdirmeye başladı "Berfin" cevap vermedim cevap vermedim o gücü kendimde bulamadım ama o konuşmaya devam etti "Benim abim bu zamana kadar çok şey yaşadı ve hepsinin de üstesinden geldi ben bunu da yıkıp geçicek ve sapa sağlam yanında olacak sana sarılacak" derin bi iç çektim "Berfin abim seni gerçekten çok seviyordu biliyorum ki sende onu çok seviyordun" yüzümde hafif bi gülümseme belirdi aklıma onunla geçirdiğimiz zaman gelmişti o gülümsemeyle beraber gözlerim de doldu Berfin saçlarımı okşuyordu ki araba durdu ve eve geldiğimizi fark ettik yağmur yağıyordu.

Umursamadım gelinliğimi tutmadım ve gelinliğimin altı hep çamur oldu öylece eve girdim kızlar da arkamdan gelmişti direkt olarak koltuğa oturdum kızlar da Elisa bir yanıma maral ise diğer yanıma olacak şekilde oturdular "Sizce gerçekten iyi olacak mı" diye sordum kızlar bana döndü Elisa "Kızım benim abim çok güçlü tabiki de iyi olacak" diyerek bana moral vermeye çalışıyordu fakat maral hiç bir şey demedi "Açmışınız" doğru düzgün bir şey yememişlerdi biliyordum fakat cevap vermediler sadece birbirlerine baktılar "İyi ben Bir şeyler hazırlıyorum o zaman" Maral bana baktı "Sen dur ben hazırlarım" "Olmaz öyle" "Tamam önce gelin üstümüzü değiştirelim sonra Elisa evi toplar ben yemek yaparım sen de bana yardım edersin olur mu?" "Tamam" beraber ben ve Miranın odasına çıktık kıyafet almak için ama odaya girdiğimde kendimi tutamadım ve gözlerim doldu kızlarda bunu fark etmiş olacak dı ki  kızlarla bir şeyler seçip üstümüzü giyinip çıktık hemen odadan ve salona geçtik televizyondan YouTubeye girdim şarkı açtım sevdiğim şarkılardan biriydi bu Gel yaralarını ben sarayım Ömrümü ömrüne katlayım  Bir gün gülersek eğer Yoluna güller katayım  Kızların yanına gittim yemek yapıyorlardı bende onlarda yardım etmeye başladım yemekleri hazırladım ve sofraya oturduk yemek yerken izlemek için televizyondan bişeyler açtık yemeğimizi yedik bu süre içinde kimse konuşmamıştı o sırada telefonum çalmaya başladı baktığımda Birhat arıyordu telefonu açtım tedirgin olmuştum kızlar bana bakıyordu.

"Yenge" "Birhat bişey mi oldu" "Yenge abimi ameliyata alıyorlar" "Ne neden" kekelemeye başlamıştım maral hemen elimden telefonu aldı ve Birhatla konuşmaya başladı "Yenge sen hemen abime temiz kıyafetler hazırla" donup kalmıştım elisanın dürtmesiyle yerimden kalktım ve hızla odaya gittik once üstumu değiştirdim  kıyafetleri hazırlayıp arabaya bindik yine maral sürüyordu ve yaklaşık 2 saat sonra hastanenin önündeydik arabadan inip hızla hastaneye doğru gittiğimizde kağıda bizi Birhat bekliyordu bizde hızla içeriye girdik o sırada Miranı sedye ile götürdüklerini gördüğümde hemen yanlarına gidip miranın elini tuttum ve kulağına yaklaştım  "Şimdi değil miran daha değil çok erken sen çok güçlüsün biliyorum  ki geleceksin ama hemen gel çünkü sana çok ihtiyacım var tamam mı" daha sonra yanağına ufak bi buse kondurdum ve geri çekildim sevdiğim adamı öylece götürdüler  resmen yıkılmıştım üstüne bağlı olan cihazlar kalbimi söküyordu resmen. Hastanenin kantinine indik birer çay aldım ben Birhat murat abim Elisa ve maral hastanede kalmıştık diğerleri ise gitmişti aradan saatler geçti biz hala ameliyathanenin önündeydi o sırada doktor çıktı ve "Miran beyin yakınları" kekeliyordum "Biziz" "Durumu nasıl" "O iyi mi" "Öncelikle sakin olun" "İyi mi?" "Pek iç açıcı şeyler değil olanlar kötü yara aldığı yer riskli bi yer o yüzden yoğun bakıma alıyoruz her an her şeye hazır olun" Hepimiz olduğumuz yerde kaldık dizlerimin bağı çözüldü yere düştüm soğuk zemini iliklerime kadar hissettim nefesim kesilmeye başladı sustum gözlerim karardı , sustum nefesim kesildi ve sustum bilincimi kaybettim...  Gözlerimi açtığımda başımda hemşireler vardı "İyi misiniz efendim" "ben" "siz?" "Ben onu görmek istiyorum" "Tabi buyurun" koruyucu kıyafetleri giydikten sonra içeriye girdim karşımdaydı uzanıyordu gözleri kapalıydı ama hala çok yakışıklıydı ellerimi saçlarında gezdirdim daha sonra ellerimi yanaklarına koydum ve yanaklarını okşamaya başladım ve ardından konuştum .

"Seninle konuşmayı ne kadar sevdiğimi , gülerken ne kadar güzel göründüğünü ; gülüşünü ne kadar sevdiğimi düşünüp duruyorum.  Gün boyu seni hayal ediyorum sohbetlerimizi tekrar ediyorum söylediğin ya da yaptığın komik şeylere gülüyorum. Yüzünü ve bana bakış şeklini ezberledim. Kendimi , hayal ettiğim şeye tekrar gülümserken  yakaladım.  Gelecek sefer bir araya geldiğimizde ne olacağını merak ediyorum ve ikimiz de geleceğin neler getireceğini bilmesek de, bir şeyden eminim.. Sen benim başıma gelen en güzel şeysin hiç gitme hep kal çünkü daha gitmek için çok erken sensizlik zor en az ölüm kadar gitme kal."

  Hafifçe gülümsedim ve sonra arkamı dönüp çıktım gözlerim dolmuştu kapıdan çıktığımda gelen sesle dehşetle arkamı döndüm Kapıdan çıktığımda gelen sesle dehşetle arkamı döndüm gelen kişi oydu miranı vuran kişi kendimi tutamayıp bağırmaya başladım "sizin ne işiniz var burda" hemen Birhat geldi arkasından ise murat geldi Adamlar hızla giderken arkasından bağırdılar "Lan gelin buraya" Birhat koşmaya başlayınca murat da arkasından gitti Elisa kolumu tutuyordu "Berfin" ağlıyordum Maral lavabodaydı "Berfin iyi misin" "değilim Elisa değilim " kafayı yiyordum resmen biz kızlarla kantine indik oturuyorduk  Murat ve birhat çok geçmeden geldi hemen ayağa kalktım "ne oldu yakalayabildiniz mi " "hayır arabayla gittiler yetişemedik " " Off " diyip yerime oturdum Onlar da 2 sandalye çekip oturdular 'ne yapacağız'' dedim birhat cevap verdi ''bilmiyorum ama onları bi şekilde bulmamız lazım' murat elindeki telefonu bırakıp bize döndüğünde ''herkese haber verdim merak etmeyin en kısa surede onları bulucaz'' elisa dolu gözlerle bize baktı ''polise gidelim'' ''olmaz'' dedi birhat üzgün bi sesle miran olayları bildiği için bir şey demedi ama elisa olayı üsteliyordu ''neden olmaz" anlatabilecek bişey değildi sustuk "Neden olmaz diyorum cevap versenize" elisa ayağa kalkıp bağırmaya başlamıştı bile birhat elisayı kolundan tutup sakinleştirmeye çalışıyordu sonra ikisi gitti büyük ihtimalle birhat olayı anlatacaktı ama bu olay elisayı nasıl etkilerdi bilmiyorduk Hepimiz miran için çok korkuyorduk tam mutlu olduğumuz anda gitmemeliydi gidemezdi kim di bunlar neden bunu yapmislardi herseyden önemlisi de buydu ''ben bi lavaboya gidiyim'' diyip masadan kalktım gözlerim dolmuştu ve kendimi iyi hissetmiyordum Lavaboya gittiğimde karnımda hissettiğim ağrıyla beraber yere düştüm asla hareket edemiyorum gözlerim kararıyordu gözümün önünden geçen onca insan öylece geçip gidiyor ve görmezden geliyordu kalkmaya çalışıyordum ama asla kalkamıyordum bağırmaya çalışıyordum ama sesimi çıkaramıyordum ne oluyordu böyle neydi bu ağzımda bi bez parçası hissettim gözlerim daha çok ağırlaşmaya başladı tepki veremiyordum nefes alamıyordum kıpırdayamıyordum gözlerim kapandı bilincini yitirdim zaman kavramım yok oldu miranla yaşadığım tüm güzel şeyler tek tek gözümün önünden geçip gidiyordu bir süre sonra sesler de kesildi... Aklımda dönüp duran tek soru "Bu kadar mıydı herşey bitti mi" ne eksik be fazla...

Gözlerimi ise bir daha açamadım... Ve evet herşey bitti... 

YILDIZLARIN ALTINDA [BERDEL]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin