Bitmiş Bir Hikayenin Sonsuzu

44 10 1
                                    

James güneş kutusunu tamamen boşalttı, hiç fotoğraf olmaması mümkün değildi. Kutuyu salladığı sırada tabanı yere düştü, içinden de fotoğraflar.

Fotoğrafları alıp incelediği sırada rüya görüp görmediğinden emin olmak için kendine hafif bir tokat attı, hayır rüya değildi. Fotoğraflarda yıldızlar kadar parlak gülümsemesiyle Regulus Black vardı, en yakın arkadaşının küçük kardeşi.

Bir şeyler yerine oturmaya başladığında aklına daha net anılar doldu, Regulus'un sesi, gülüşü, ağlayışı, yaraları ve aşkı.

★☆✷flashback✷☆★

Regulus hızla kendisine sarıldığı zaman şaşkınca çocuğa baktı, elinde Regulus'a bugün verdiği güller vardı, ezilmişlerdi. "Reg? Sorun ne?"

"Özür dilerim, çiçeklere iyi bakamadım." Regulus'un ağlayarak sayıkladığı şeylerden tek seçebildiği bunlardı. Defalarca özür diliyordu sevgilisi, çiçekleri düşürdüğü için ne diye bu kadar ağlıyordu ki? "Sorun değil, daha güzellerini alacağım sana nolur ağlama daha fazla."

Regulus'un bir süre sonra uyuya kaldığını fark etti, çiçekler için kendini bu kadar hırpalaması canını yakmıştı. "Je t'aime petite chérie." Regulus'un mırıldanarak kendisine daha da sokulmasıyla gülümseyip kokusunu içine çekti.

★☆✷flashback end✷☆★

Dolan gözlerini hızlıca sildi, her şeyi hatırlamak istiyordu. Neden ayrılmışlardı? Regulus hastahane kanadında uyanana kadar onu önemsediği için beklemişti, biri istediği için değil.

Ellerini saçlarından geçirdi, stresle saçlarını karıştırdı. Ona neden söylememişti? Gerçi kutuyu ona göndermiş ve kendi anı kutularının da varlığını hatırlatmıştı.

Fotoğrafları toplayıp kutuya özenle yerleştirdi, saçılmış eşyaları ve çiçekleri de kutuya koydu. Küçük bir geyik oyuncağını görünce kaşlarını çattı, animagus formuna fazla benziyordu.

★☆✷flashback✷☆★

Regulus sırtını çatal boynuzlu geyiğe yaslamış elindeki tahta parçasına şekil vermeye çalışıyordu. Geyik yanağını yaladığında gülüp yanağını öptü. "Bu halin fazla rahat bırakıp uyusam mı acaba?"

★☆✷flashback end✷☆★

Regulus kendine doğru hızla gelen bir güneş, James Potter, gördüğünde olduğu yerde dona kaldı. James'in ne hissettiğini çözememişti, neden hızla kendisine doğru geliyordu? Kızgın mıydı?

"Regulus!"

Hatırlamış mıydı? Gözlerini kaçırıp derin bir nefes aldı, kavga edecek ya da tartışacak enerjisi yoktu. Beline dolanan kolları hissettiği zaman şaşkınlıkla gözlerini açtı, James ona neden sarılıyordu?

"Potter, kafayı mı yedin? Biri görecek!" Bunu söylerken James'e sarılması çok uygun değildi ama açıkçası umrunda da değildi.

"Umrumda değil. Neden söylemedin?" Omuz silkti ve başını James'in omuzuna gömdü. "İlk başta hafıza kaybı yaşadığını bilmiyordum. Sonrasında da nasıl söylemem gerektiğini bilemedim, yaşanmış ve bitmiş bir hikayeydi bizimkisi."

Belli etmemeye çalışarak çok özlediği kokuyu içine çekti, kokuyu her istediği zaman alabilmek için ayrıldıktan sonra James'in parfümünden stoklamıştı. Parfüm yeterli gelmediği zamanlarda Amortentia hazırlar ve onu koklardı, onu en çok cezbeden 3 kokuda James'e aitti bu yüzden iksiri koklarken gözlerini kapatırsa James'in orda olduğuna yemin edebilirdi.

"Bana bitmiş gibi görünmüyor." James'in söylediği şeyle iç çekti, bitmemişti ilişkileri, bitirilmişti. "Çiçeklerimin yeni renklerini sevmedim, onları Evans'tan geri alıp eski haline getir lütfen. Kız arkadaşının çiçeklerimi mahvetmesi sinir bozucu."

★☆✷☆★

Remus odadaki menekşelere bakıp iç çekti, arkadaşının artık mutlu olması gerekiyordu. Dizinde uyuyan Sirius'un saçlarına küçük bir öpücük kondurdu, Regulus ve James birbirlerine sürekli çiçekler veriyordu Sirius'ta seviyordu çiçekleri. Ona ilk çiçek verdiğinde 12 yaşındaydı, Sirius'un alerjisi olabileceği hiç aklına gelmemişti.

Sirius'un gözleri kıpkırmızı olmuştu verdiği gül yüzünden, bir saniye olsa bile yanından ayırmamıştı gülü alerjisine rağmen. O günden sonra Sirius'un bulunduğu ortamda çiçeklerin üstünde onların Sirius'a zarar vermesini önlemek için cam kapaklar oluyordu, Remus buna rağmen endişeleniyordu. Sirius'a alerjisi olduğunu öğrendikten sonra hiç çiçek vermemişti, sevgilisi çok severdi çiçekleri ama çiçekler ona hep zarar verirdi.

James'in çiçek almasını önlemek istemediği için Sirius James'e bu alerjisinden bahsetmemisti. James arkadaşı için bütün çiçekleri çıkarırdı odadan bilseydi ama Remus bunun yerine cam kapaklar örttü çiçeklerin üzerine ve bunu çiçeklerin sağlıklı kalması için yaptığını söyledi.

Dudaklarını sevgilisinin alnına bastırdı, Regulus çiçeklerle bu kadar iç içe yaşarken Sirius'un hiç çiçeği olamayacak olması canını yakıyordu.

★☆✷☆★

James önünde sol kolunu açmış çocuğa şokla bakmaktan başka hiç bir şey yapamamıştı. 16 yaşındaydı Regulus, ölüm yiyen olamazdı, çocuktu o!

"İyi misin? Çok acıttı mı?" Regulus'un şokla kendisine bakmasını umursamadan kolunu nazikçe tutmuş ve incelemişti. Beyaz teni lekeleyen siyah izin etrafı kızarmıştı, acıyor muydu? Yavaşça öptü izin üstünü, Regulus'un öpücük yüzünden titrediğini hissetti. Regulus'un şoku daha da artmıştı, niye bu kadar şaşkındı?

"İşareti öptün..?" Başını iki yana salladı, hayır işareti öpmemişti Regulus'un yarasını öpmüş, öperek iyileştirmek istemişti. Başını kaldırıp Regulus'a baktı, bir eli hâlâ onun kolundaydı. Parmakları yarasını okşuyordu. Dolmuş gözlerini gizlemek için başını eğmişti Regulus, yavaşça çenesini tutup başını kaldırdı ve Regulus'un dudaklarına bastırdı dudaklarını.

Regulus'un göz yaşlarının tadı dudaklarındaydı, ağlaması durmuyordu, gri gözlerinde fırtınalar kopuyordu. Dudakları en sonunda ayrıldığı zaman Regulus derin bir nefes aldı, yıllardır nefessiz kalmış gibiydi.

★☆✷☆★
Bölüm sonu

Evet bazılarınız diyecek bu salaklar ne bok yemeye ayrıldı şimdi öpüşüyorlarsa

Açıkçası haklısınız bende bilmiyorum ne bok yemeye ayrıldıklarını hep birlikte okuyup göreceğiz

O değilde bu kurgu taslaklarımdaki isimsiz kurguya uyabilir ikisini birleştirsem mi acaba ya

Neyse yazarken bakarım nolcana

Oy ve yorum yapmayı unutmayın sonraki bölümde ya da eğer varsa diğer kurguda görüşürüzz

Soleil et ÉtoileWhere stories live. Discover now