eight.

37 4 129
                                    

Kaynayan suya odaklı bakışlarım alarmın çaldığını fark etmişim gibi irkilirken depodan alıp tezgahın üstüne bıraktığım makarna paketine uzandım. Paketi açıp içindeki makarnaların kaynayan suya düşmesini izlerken zihnim sonsuz bir çukur gibiydi. Yakınındaki her şeyin bir şekilde içine düştüğü ve sonsuz oluşundan ötürü bir türlü zemine oturamadığı bir çukur, zihnim için oldukça ılımlı bir yaklaşım bile sayılabilirdi.

Konuşmamız gereken tonlarca şey olmasına rağmen bunların hiçbirini Harry az da olsa daha iyi hissedene kadar konuşmak istememiştim. Cliff'in bizi saklandığımız spor salonunda bulduğu ve karşımda dikildiği o anlarda zihnim garip bir farkındalık ile sarsılmış ve o anlarda Harry'ye bakmak, vücudumun kontrolü yitirmesine neden olacak kadar etkili olup bayılmama neden olmuştu. Bir şeyleri hatırlamanın bizim için acı verici olduğu bir sürecin içindeydik ve Harry için de bana ait, bize ait bir şeyler hatırlamak son derece acı verici olmuştu. Baş ağrısına iyi gelip biraz olsun sakinleşmesini umarak duş alması konusunda ısrar etmiştim ve pek gönüllü olmasa da, çünkü tek istediği konuşmaktı, en sonunda kabul etmişti.

Banyodan gelen akan suyun sesi kaynar suyun çıkardığı fokurtulara karışırken derin, sıkıntılı bir nefes aldım. Mutfaktaki sandalyeye sinip birkaç saniyeliğine olanları düşünmemeye çalıştım. Her şey, sanki mümkünmüş gibi, gittikçe karmaşık bir hâl alıyordu. Bunları kabullenmeyi bırakın, algılayamıyordum bile. Sözde bizim için zamanın durduğu, hayatın bir çeşit kıyamete büründüğü o andan öncesinde tanımadığım biriyle bir ilişki içerisindeydim ve yine o andan öncesinde yaşamış olmamın asla mümkün olmadığı olaylar, benim anılarımdı. Kısacası, hiçbir şey mantıklı değildi.

Eksik hissediyordum. Harry'ye sarıldığım o anlarda hissettiklerimi şu anda hissedemiyor olduğum için, ona olan aşkımı bilmediğim için, yaşadığımız anları hatırlayamadığım için ve geriye kalan her şey için eksik hissediyordum. Zaman çizgimin belli bir noktasına geldiğimde biri beni alıp geriye götürmüş ve yola yeniden çıkmamı istemiş gibiydi. Zihnim ise bunu kabullenememişti. Yaşadığı geriye dönüş onu da sarsmış, her şeyin belli bir düzenle korunduğu anılarla dolu rafların sarsılmasına ve çoğunun yere düşüp çoğunun da oldukları yerden kaymasına neden olmuştu.

İçinde bulunduğum beden bile bana ait değildi. Gelecekten geliyordu. Bu düşüncelerim mutfağın içinde yankılanacak güçte bir çığlık atmak istememe neden olduğunda birkaç derin nefes daha aldım. Bu, delilikti. Tüm bunları kabullenip aklımda bir yerlere oturtmam mümkün değildi. İki tane Catherine vardı ve biri, o gün, ailesi ile çıkacağı tatile gitmek için hazırlanırken bu hayattan silinmişti. Diğeri ise, hayattan silinen Catherine'in yerine yola devam etmiş, başka anılar biriktirmişti. Her şeyin koca bir kıyamete döndüğü anlarda silinen Catherine için yola devam eden Catherine'in neler yaşadığını bilmek, bunları hatırlamak ve kabullenmek ise imkansızdı. İçinde bulunduğum durumu kelimelere dökmek bile bu denli zorken bunların gerçekliğini algılamak zihnimin sınırlarını zorluyor, bedenimin içinde tek bir oksijen atomu bile kalmamış gibi bitmiş, nefessiz kalmış hissettiriyordu.

"Tanrım." dedim yardım diler gibi, fısıldarcasına. Kurutmadığım için hâlâ nemli olan saçlarımın arasından parmaklarımı geçirip sıkıntıyla nefesimi verdim. "Yalvarırım, yardım et." dedim, kalbim garip bir hissin altında ezilirken. Bıkkın bir şekilde yerimden kalkıp kaynamaya devam eden suyun içinde birbirlerinden bağımsız hareket eden makarna tanelerini izledim. Kaşığın ucuyla bir tanesini alıp pişip pişmediğini kontrol ettiğim sıralarda banyodan gelen su sesi de kesilmişti. Piştiğini anladığım makarnaları süzüp depodaki konserveler arasında bulduğum domates sosuyla birleştirdiğim birkaç dakikanın sonunda Harry de mutfağa gelmiş, sandalyelerden birine sessizce yerleşmişti.

Du hast das Ende der veröffentlichten Teile erreicht.

⏰ Letzte Aktualisierung: Mar 03 ⏰

Füge diese Geschichte zu deiner Bibliothek hinzu, um über neue Kapitel informiert zu werden!

right where you left me || H.S.Wo Geschichten leben. Entdecke jetzt