(Kambian) Bölüm 24

257 22 109
                                    

Keyifli okumalar dilerim ❤️

Satır arası oy ve yorum yapmayı unutmayın ❤️

Not: bölümde çok detaylı olmasa da +18 bulunuyor bunu dikkate alıp okuyun.

~~~~~~

Tam önümde gerçekleşen sahne karşısında, ne yapacağımı şaşırmış durumdaydım.

Ak saçlı Cadı, ellerini kaldırdığında.
oda'daki tüm mumlar sönmüş ve karanlığa mahkum olmuştu.

Üzerime ışık saçması geldiğinde, hızla kendimi yere fırlatmıştım.

Yuvarlanıp, bacağına çelme taktığımda. dengesini kaybederek başını çarpmıştı.

Alev alan ellerim, boğazına yapışırken. gözlerindeki karanlık silüeti görmüştüm.

Kontrol edildiğini o an anlasam bile, hızla beni duvara çarptığında başım dönmüştü.

İkinci saldırısına hazırlanırken, ona kendi gücümle karşılık verip. camdan aşağı fırlatmıştım..

Kapı güm diye açıldığında içeri, Azezâl ve Babam girmişti.

İkisi'de bana tepe'den bakarken camı işaret etmiştim.

Babam beni yerden kaldırırken, Azezâl camdan aşağı bakıyordu.

"İyi misin Bebeğim..."

Babam beni endişeyle kontrol ederken..
hâlâ başım dönüyordu ama başımı olumlu şekilde sallamıştım.

"Aşağıda baygın şekilde yatıyor.... muhafızlar alıyorlar."

Azezâl'ın cümlesi ile aşağı kata indiğimizde kız, sedye'de baygın şekilde yatıyor ve huzurlu görünüyordu.

Lânet k*ltak..

Azezâl, yanıma gelip beni kontrol ederken, babam herkese uyarı yapmaya başlamıştı.

"Tüm kapıların sıkıca kapanmasını istiyorum. Kapıların Nöbetinde en az 500 kişi olacak şekilde heryere dizilin!"

Babam yanımıza gelirken bize de emir yağdırmaya başlamıştı.

"Dışarı çıkmanızı istemiyorum özellikle de senin.."

Son cümlesini, parmağını yüzüme doğrultarak söylerken. Gözlerindeki öfkeyi görebiliyordum.

O toplantı odasına ilerlerken biz'de, Azezâl ile bakışmakla yetinmiştik.

"Gözleri... Gözlerinin içinde bir silüet vardı.. korkunç derecede çirkindi.. Ve karanlık ruhunu hissetim."

Azezâl, biraz düşündükten sonra cevaplamıştı.

"Onu esir alan kabilenin lideri olmalı.. Onu ancak o kontrol edebilir, neyseki ucuz yırttın.. daha kötüsünü düşünemiyorum."

Kollarımı masaya dayarken kafamı yaslamıştım.

Azezâl'ın, ellerini saçlarımda hissetiğimde. karıncalanma hissi tüm vücudumu sarmıştı.

Aniden içeri Hâlena ve Zifar girdiğinde bu an bozulmuştu.

"İyi misiniz prenses.?"

"Ben iyiyim Hâlena."

"Cadı uyanıp bayılıyormuş, gücünü kontrol edemiyor gibi bir hâli var.. umarım sarayı başımıza yıkmaz.."

Zifar'ın, son sözü dikkatimi çekerken onu nasıl kurtarabileceğimizi merak ediyordum.

"Başka bir kabileden yardım alamaz mıyız?"

EL-ZAHMER - CİNNİ & KÂMBİAN Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin