∘ 𓆡˙ ˚ 𓇼 ˚ ˙ ∘ 𓆝 •˙ 🫧˙ ˙
İnsanı en çok bilmediği korkutur bir o kadar da merak içine düşürürdü. İçinde birçok gizem, canlı barındıran okyanuslar ve denizler ise bu durumun en iyi örneğiydi.
Suyun şarkısını herkes dinleyemezdi, yalnızca ce...
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
∘ 𓆡˙ ˚ 𓇼 ˚ ˙ ∘ 𓆝 •˙ 🫧˙ ˙
Bahçeden gelen sesler ,daha fazla yattığı yerde rahat rahat takılmasına engel olurken bir sinirle yataktan kalktı Serdar.
Ne ara yanına aldığını bilmediği telefonuyla evine ne ara eklendiğini bilmediği merdivenleri inip havuzun olduğu bahçeye açılan sürgülü kapının önünde dururken hiçbir şey yok gibiydi.
Telefonunun flaşını açtığı sırada çakan gürültülü şimşekle birlikte bembeyaz gözler ve siyah bir silüetle karşılaştı.
"Sen bittin insan.. " dedi yabancı silüet ve birden elini kaldırıp cama vurduğunda irkilerek uyandı Serdar, saniyesinde yastığını yüzüne bastırıp çığlık attı. Sabahtan beri aynı rüyayı-Pardon, kâbusu görüyordu artık kafayı yiyecekti hatta bir ara bahçeyi kontrole bile çıkmıştı.
"Kafayı yiyeceğim. " diye fısıldadı sabaha karşı uykusuzluktan ağrıyan gözlerini ovarken gördüğü silüetin Arel'e benzediğini ama bir o kadar da benzemediğini ve 'Kim ki bu ayrıca evren bana mistik uyarılar mı gönderiyor acaba?' diye düşünürken farkında olmadan yatağında,oturduğu yerde ,uykuya dalmıştı.
Suyun altındaki Arel ise Serdar'la dolu güzel mi güzel rüyasından uyandığında boynunun altında duran peluş oyuncağını alıp gülümseyerek gerindi. Hareket etmesiyle birlikte üzerindeki kumlar dökülürken hemen yanında kuma gömülmüş uyuyan arkadaşları da sırasıyla uyandı. Küçük Japon balığı arkadaşı da saçlarının ardından çıkıp yüzgeçlerini oynatarak gerinirken "Günaydın, günaydın! " dedi neşeyle.
"Sana da günaydın Nemo. " aklına gelen adamla hülyalı bir gülümseme oluştu dudaklarında. "Acaba Serdar'ım da uyanmış mıdır? "
"Başladık sabah sabah.. " diye homurdandı Ray, büyük vücudunu oynatıp kuma biraz daha gömüldü.
İkilinin birbirlerine olan duygularını itiraf etmeleri üzerinden yaklaşık iki hafta geçmişti ve her sabah gözünü sevgilisinden uzakta açan Arel'in günaydından bile önce söylediği bir şey vardı.Serdar, Serdar ve daha fazla Serdar!
Bütün gün denizin dibinde yeşil gözlüyü bekliyor, romantik hayaller kuruyor, güzel sesi duyduğu anda yüzeye hiç korkmadan fırlayıveriyordu hatta geçen gün uçarak adamın üzerine iniş yapmış teknenin diğer ucundan denize düşmüşlerdi. Özetle iyice zıvanadan çıkmış, utanmasa bu haliyle karaya çıkıp adamı koklaya koklaya bulurdu!
Felaket tellallığı konusunda nâm salmış Ray ise 'İnsanlar görecek, akvaryuma tıkacaklar bak seni, seni kedilere yem ederler, üzerinde deney yapacaklar Einstein'ın bile beynini bilmem kaç parçaya ayırmışlar seni çarpı üç katı parçalarlar. ' demekten yorulmuştu artık lakin söylenmekten de asla pes etmiyordu aynı Arel'in gün geçtikçe artan Serdar sevgisi gibi!
