10

14 5 2
                                    

(Saat: 17.03)

Kara Baykuş: Gece

Kara Baykuş: İyi misin?

Kara Baykuş: O olaydan sonra başına başka bir şey gelmedi değil mi?

Kara Baykuş: Benim haberim olmayan

(Saat: 18.39)

Kara Baykuş: Gece nerdesin?

Kara Baykuş: Neden cevap vermiyorsun?

Kara Baykuş: Görüldü bile atmıyorsun

Kara Baykuş: Her şey yolunda mı?

(Saat: 20.54)

Kara Baykuş: Gece cevap verir misin artık

Kara Baykuş: Başına bir şey gelmedi değil mi?

Kara Baykuş: Gece korkutuyorsun beni

Kara Baykuş: Gece lütfen cevap ver

------------------------

Uğur, Gece'nin neden cevap vermediğini bilmiyordu. Eğer Gece'nin başına bir şey gelseydi bundan haberi olması gerekirdi ama hiçbir şey duymamıştı. Şimdiyse Gece hiçbir mesajına cevap vermiyor hatta bakmıyordu bile.

Gece'nin evde olmayışı onu daha da çok geriyordu. Abisi anneleri için gitmişti konuşmalardan duymuştu bunu o yüzden Gece tekti.

Evden markete gitmek için çıktığını sanıyordu ama Gece saatlerdir ne eve geliyor ne de mesajlarına cevap veriyordu.

İşin en kötü tarafıysa telefonundan bile nerede olduğunu bulamamasıydı.

O piç kurusunun Gece'yi öldürmeye çalıştığı günden beri Gece'nin telefonunun konumunu bir türlü göremiyordu. Muhtemelen her türlü önlemi almak istemişlerdi ve şerefsizler gerçekten iyi bir önlem almışlardı. Çünkü Uğur ne yaparsa yapsın bir türlü bulamıyordu Gece'nin nerede olduğunu.

Umutsuzca Gece'den bir mesaj beklerken telefonuna gelen arama ile tüm sinirleri tepesine attı.

BU KAHPENİN EVLATLARI NE YAPTIKLARINI SANIYORLARDI?!?!

------------------------

(Saat: 16.28)

Abim annemlerin yanına dönmüştü. Beni ikna etmek için çok uğraşmıştı ama kabul etmemiştim. Eğer onların yanına gidersem bu sefer aileme de bir şey yapacaklarından korkuyordum. Hala olayı atlatabilmiş sayılmazdım. İlk güne kıyasla elbette daha iyiydim ancak travmalar o kadar da kolay atlatılamıyordu ne yazık ki.

Abim varken markete o gidiyordu ama artık o gittiğine göre markete gitmesi gereken kişi bendim. Normalde üzerimi değiştirmeye çok üşensem de üzerimdeki pijama dışarı çıkmaya pek uygun olmadığından daha düzgün bir şeyler giydim.

Mutfakta eksikleri tek tek tespit edip bir liste hazırladım. Markete gittiğimde almam gereken bir şeyi unutmaktan nefret ediyordum bu yüzden de markete gitmeden önce bir liste hazırlıyordum. Buzdolabını iyice inceledim, almam gereken sebze ve meyveleri de kontrol ettikten sonra liste hazırdı.

Kapıya tam gelmiş çıkacakken kalbimin bir sıkıştığını hissettim. İçimde kötü bir his oluşmuştu nedense. Olayı hala atlatamamış olsam da bu derece kötü olmasını ben bile beklemiyordum açıkçası. Kendimi dışarı çıkmaya zorladım. Derin derin nefes alıp vererek kendimi sakin tutmaya çalışıyordum. Ne olabilirdi ki saat henüz akşam dört buçuk civarıydı, bu saatte de başına bir şey gelmezdi herhalde.

Etrafımı sürekli inceliyor yakınımda kimse var mı diye kontrol edip duruyordum. Her ne kadar kendimi sakin tutmaya çalışsam da bunun bir sınırı vardı sonuçta. Olabildiğince hızlı ancak dikkat çekmeyecek adımlarla markete girdiğimde istemsizce bir "oh" çektim.

Listeden sürekli kontrol ederek eksiklerimi alışveriş sepetine koymaya başladım.

Bir kilo domates ✓

Deterjan✓

Canımın istediği birkaç meyve✓

Akşama atıştırmalık✓

...

Her şeyi sepete doldurduktan sonra kasaya ödemeye gittim. Kasadaki kadının güler yüzlü oluşu benim de gülümsememi sağlamıştı. İçime bir mutluluğun serpildiğini hissetmiştim. Marketten de güler bir yüzle çıkmıştım.

Daha marketin önünden ayrılmamıştım ki Melis ile karşılaştım. Onun pek mutlu olduğu söylenemezdi. Sebebini tahmin edebiliyordum.

"Birileri yine zorla markete gönderilmiş sanırım."

"Of hiç sorma ya, tek çocuk olmak çok zor!"

İkimiz de gülmüştük bu söylediklerinin üzerine. Her fırsatta tek çocuk olmaktan yakınıyordu. Her zaman bir kardeşi olsun istemişti ama hiç olmamıştı işte. Ben de onun bu yakınmalarını dinlemeye alışmıştım artık.

"Tek başına dışarı çıkmışsın, daha iyi hissediyor musun artık?"

"Sayılır. Tam olarak iyi hissettiğimi söyleyemem ama en azından markete gidebilecek kadar iyiyim."

"Zamanla düzelecek bir şey zaten canım. Hallolur bir gün ya!"

"Genciz, güzeliz, hallederiz be!"

"Aynen öyle!"

Melis ile konuşmak biraz iyi gelmişti. Moral olmuştu bana. Marketten çıkarken iyi olan ruh halim daha da iyi olmuştu.

Ama nereden bilebilirdim ki bunun bu kadar kısa süreceğini...

Gayet mutlu ve sakin bir şekilde eve giderken yine içime bir sıkıntı düşmüştü. Gülen yüzüm asılmış, tedirgin bir hal almıştı. Sebebini anlamam da uzun sürmemişti zaten.

Arkamdan duyduğum adım sesleri iyice gerilmeme sebep olurken bir yandan da adımlarımı hızlandırıyordum. Tek isteğim bir an önce eve varmaktı.

Ama nasip olacak mıydı?

Ben hızlandıkça arkamdan hızlanan adım seslerinin iyice yaklaştığını işittim. Korkudan titremeye başlamış, adımlarım düzgünlüğünü yitirmişti. Gözlerim dolmuş, önümü bulanık görmeye başlamıştım.

Adım seslerini dibimde hissettiğim anda tam bir çığlık koyverecektim ki ağzıma kapanan bez ile sesim çok boğuk çıkmıştı.

Elimdeki poşetler yere saçılmış, kaçmamı engelleyen kollardan kurtulmaya çalışıyordum.

Ama nafile...

Yavaştan gözlerimin kararmasıyla bilincimi kaybettim.

___________________

Gecemin GüneşiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin