Ayçiçeğinin Kalbi

Biz Burdayız

Uyandığımda kirpiklerimi kırpıştırarak gözümü açtım tavana baktığımda Ateş'in evinde olduğumu hatırladım.

Ayağa kalktığımda tuvalete doğru yürü- düm. Yüzüme soğuk suyu çarptığımda kendime geldim.

Üzerimi değiştirmek için dün aldığımız poşetlerini içinden beyaz bir pantolon seçtim üzerime geçirdim bir sarı tişört alıp pantolonumun içine soktum saçımı tarayıp beyaz spor ayakkabımı ayağıma geçirip kapıya doğru yönel- dim.

Tam salona girecektim ki kapıdan çıkan Ateş'i gördüm yüzünü buruşturmuş telefonda biriyle konuşuyordu.

Ne konuştuğunu anlamaya çalıştım.

"Siz nasıl dediklerimi umursamadan bu riski alabilirsiniz. Siz beni delirtmek için mi çabalıyorsunuz?"

"Ne demek bugün işi halletmemiz lazım benim pastaneye gitmem lazım."

Ne pastanesinden bahsediyordu bu

"Siz adamı getirdiniz demi"

Adammı Allah'ım ne oluyor doğrumu duyuyorum ben.

"Of! Tamam geliyorum boş yapma kapat."

Dedi ve kapıyı kapatıp çıktı bende hemen çantamın içine telefonumu atıp bir Pet şişe su, ilaçlarım ve bir miktar para aldım ve koşarak evden çıktım.

Ağacın arkasına girdim ve nefesimi tu- tup arabanın hareket etmesini bakle- dim.

Araba harekete geçince biraz ilerleme- sini bekledim ardından gelen taksiyi durdurdum ve hemen atladım.

Taksici adam "nerede gidiyoruz bacım" dedi bende soluk soluğa "şu siyah arabayı takip edermisiniz" dedim ve nefesimi ritmine sokmaya çalıştım.

Bendeki garipliği fark eden adam "Bacım iyimisin" deyince sinirimi bozuldu ben nereden bu adamın bacısı oluyormuşum.

"Sorun yok dedim." Telefonumu açıp kişilere girdiğimde Ateş'in numarasını telefona kaydettiğini gördüm hemen onu tehit etmek için aradım

Çalıyor...
Çalıyor...
Çalıyor...

Ve hala Çalıyor açan yok hayır şurada ölüyor olsam adamın umrunda bile değil.

En son Ateş'in arabayı bir dağ evinin yanında durdurduğunu fark ettim.

"Abi ben burada iniyorum borcum ne kadar dı?"

"Yüz elli TL yeter bacım" dedi ve bu se- fer bacım demesini umursamadan parayı uzatıp indim.

Hızlı adımlarla dağ evine doğru ilerle- dim.

Ateş kapıyı kapatıp içeri girdi tam bir adım atacaktım ki biri ağzım kapattı ve yere çakıldım.

Gözlerimi araladığımda bir fabrika büyüklüğünde bir odada gözümü açtım ağzım ve ellerim bağlıydı çantam ise yerdeydi.

Ben yine neredeydim kapı açıldığında ürperdim içeri bir adam girdi belinde- ki namlu direk gözümle ilişti.

Konuşmaya çalıştığımda yanıma gelip ağzımı açtı "oh be ya niye hap ben kaçırılıyorum kardeşim" dedim anında adam saf saf bana bakıyordu.

"O çevrede senin gibi narin bir kadın göreceğime inanamadım bende olayı yakından inceleyeyim dedim."

"Aptal herif sen çenenden önce beynini kullanıp sonra beni niye kaçırdığını açıklasan"

"Cimcimeye bak sen bekle burada rahat dur."

Deyip çıktı elimi çözmenin bir yolunu bulmalıydım elime baktığımda bilekliğimi görünce sırıttım bilekliği ipe sürttüm ve uzun uğraçlarımın sonunda ip bağı koptu "işte bu" tam ayağa kalk- mıştım ki adam içeri girdi "bak sen boşuna çözmüşsün ipi böylece kaçabile- cebini mi sanıyorsun."

"Bana bak sana burdan bir uçarım" dedim hırsla "Sen bu kız halinle kime ne anlatıyon" dedi ve üzerime yürüyün- ce vakit kazanmak için tokadı geçirdim ayağa kalkınca bilerek çantama doğru yürüdüm ve çantamı elime aldığım gibi biber gazını yüzüne sıktım.

Hemen ardından kafamı geçirdim yere düşen adama "Sana çenenden çok bey- nini kullanmanı söylemiştim dedim ve çantamı kapıp kaçtım taksiciye durdu- rup evin adresini verdim.

Sonra ilaçlarımı kullanıp rahatladım.

Eve vardığımda Ateş'ten aldığım anah- tarla kapıyı açmak üzereydim ki kapı- nın önündeki çiçekleri gördüm bir demet ayçiçeğini gördüğümde tebes- süm ettim.

"Üzerinde bir not vardı "senin kadar iyi bit ayçiçeği bulamayınca bunları aldım kadınlar günün kutlu olsun:)"

Tebessümümüm büyürken çiçeği alıp içeri girdim.

Vazo gibi bir kaba çiçekleri bıraktım ve odama çıktım.

Bugün ilk defa birine kafa attım evet hemde kadınları gözünde küçülten nohut kadar beyni olan bir adama bugünden sonra kadınlarından varlığımı anlamıştır herhalde.