1//buketten atalaya\\9

397 16 9
                                    

Buket çocuğunun yemeğini yedirirken onu oyalamak için telefonu açmıştı. Babası burada olsaydı gerek kalır mıydı ki sanmam! Biraz oflanıp puflandı ama sonunda yedirebilmişti.

En küçük şeyde bu kadar zorlanıyordu özlüyordu eşini çocuğunun babasını.

Genç ve güzeldi fakat Atalay'dan sonra kimseyi istemezdi. Onu kendine unutturmak istemiyordu. Onunla geçirdiği anıları güzel vakitleri. Bu nedenle aklına geldikçe yazıyor kederlerini gamlarını.

Çocuğunu yatırıp elini tahta bir kutuya attı. Ardından içinden elmaslardan oluşmuş bir kolye çıkarıp boynuna tuttu.

-Ahh seni şişme ördek.

O Atalay'ın lakaplarından biriydi çünkü Buket Atalay'la öğrendiği her duyguyla beraber ona bir lakap armağan ediyordu.

-hatırlıyor musun sevgilim? Oğlunu ilk eline aldığında bayılmıştın düşerken dahi onun üzerine kapanmıştın ilk o zaman anladım ne kadar iyi bir baba olacağını,

-hatırlıyorum...

Buket döndü durdu odanın içinde neydi bu ses kimdendi?

Odanın içinde kimsecikler yoktu. Kolyeyi geri bıraktı ve konuşmaya devam etti.

-neredesin sevgilim, şişme ördek, bay kartal, dondurmacım, kocam. Neredesin be adam?!

-göremezsin buketim, nektarim, cancağazım, nefesim, karım. Göremezsin her şeyim.

-rüya mı? Bari rüyada çık gel yanıma. Nolursun?

-değil söz vermedim mi sana geri geleceğim diye geldim işte! Fakat şimdi göremezsin beni...

Buket korkmuştu etrafa bakındı odanın karanlıkta kalan kısmına göz gezdirdi.

-olamaz böyle bir şey! Sen ÖLDÜN!

-Bak canparem...

-SUS HATIRLATMA KENDİNİ! Uyanacağım birazdan!

-Ölmedim bak!

-ÖLDÜN! Ve bitti BİTTİK artık yalnızız o kadar!

-Buket!

-SUS SUS! ÖLDÜN BİZİ SENSİZ BIRAKTIN!

Karanlığa dimdik adımlarla gidiyordu ki.

-Yapma DUR!

Bir anda dinginleşti aklı başından gitmişti yatağın üzerine oturdu.

-Görme beni böyle, korkarım...

-Seni her türlü severim gel yanıma gelde çocuğumuzun nasıl baba dediğini göstereyim.

-beni böylede seveceğini biliyorum buket. Sen beni en kötü halimde de sevdin.

-o zaman neden gelmiyorsun?

-çünkü korkuyorum... ölmekten, ya ölürsem, seni bir daha üzemem.

-niye geldin o vakit.

-gözlerinsizde yaşayamam.

-nasıl yani hep böyle mi olacak? Sen hep odamın en ücra en karanlık yerinde mi olacaksın.

-evet, sen benim burda olduğumu bileceksin fakat özlemeyeceksin, zamanla öğreneceksin özlememeyi, gamsızlığı.

-istemiyorum ben sadece seni, seni istiyorum.

-üzgünüm tarla kuşu...

Onların aşkıda böyle bitti. Efsanelere konu olacak cinstendi buket onu hep odasının en ücra köşesinde olduğunu biliyordu... bu nedenle genellikle çocuğuyla burada oynuyordu Atalay konuşmayı bırakmıştı. Aynı evde iki yabancılardı. Biri ölü iki yabancı. Buket gamsızlığı alışmayı öğrenmişti. Atalay onun hayatını sadece izliyordu. Dahil olmaya yeltenmiyordu bile. Bir gün ölecekti ve buket belki onu tanımıyacaktı bile. Çocuğu babasını tanırdı nede olsa o yatak odasındaki o hafif hüzünlü kan kokusuydu.

VATAN YÜZBAŞIWhere stories live. Discover now