10. Bölüm

194 16 3
                                    

Episode 10
"Saçlarından gözlerinden"
***

Gözlerim sıcak havanın etkisi ile açılırken üzerimde tuttuğum ince pikeyi yan tarafıma attım. Asel ve takımla beraber çıktığımız Antalya yolculuğu sandığımızdan daha yorucu geçmiş, herkes kendisini geldiği gibi odasına atmıştı.

  Asel nasıl ikna ettiğini bilmediğim bir şekilde Keremle kalıyordu, Keremin kabul etme sebebi yakında Asel'e evlenme teklifi edecek olmasından kaynaklı olabilirdi, yine de kabul ettiğini gördüğümde diğerleri gibi bende şaşırmıştım.

Gözlerim etrafta gezinirken hiç açılmamış valizim kapının yanında duruyor, yerleştirmemi bekliyordu. Oflayarak yataktan kalktığımda ilk önce yatağı düzelttim. Yatağın yanındaki komidinde duran telefonumu elime alırken ekranımı açıp whatsappa girdim ve ezberimde olan o sohbete tıkladım.

Siz: Günaydın altın çocuk. (12:34)

Yazdığım mesaj anında çift tik olmuştu.

Siz: Özledin mi beni?

Yazdığım son mesajdan sonra telefonumu kapatmış, valizi yatağıma koyup üzerinden bir şeyler seçmiş; hızlı bir hazırlanma gerçekleştirmiştim.

Telefonumu da alıp oda kartımla beraber çıkarken karşı odadan Barış çıkmıştı. İkimiz de birbirimize gülümserken lobiye beraber inmeye karar vermiştik.

"İyi uyudun mu?" Barış'ın sorduğu soruya dudaklarımı büzerken olumsuz anlamda kafamı salladım. "Çok sıcaktı."

Doğruydu. Camları ve klimayı açmama rağmen oda hâlâ sıcaktı, bu da yatakta dönüp durmamı sağlamış, iyi bir uyku çekmemi engellemişti.

"Sen?" diye sordum. Barışta beni onaylar anlamında başını sallarken ikimizin de ortak bir sorunu vardı.

"Size demiştim yazlığa geçelim diye."

Barış söylediğim şeyi başıyla onaylarken dudaklarında bir tebessüm belirdi. "Sana rahatsızlık vermek istemedik. Biliyorsun kalabalığız."

"Saçmalama Barış," diye mırıldandım. "Siz bana asla rahatsızlık vermezsiniz. Ayrıca 7 kişiyiz, yazlıkta daha kalabalık misafir ağırladım."

Barış söylediğim şeye sessiz kalırken çoktan lobiye gelmiştik. Diğerleri de bizimle beraber sayılabilecek bir sürede inerken iki de bir telefonuma bakıyor, bildirim var mı diye kontrol ediyordum. Ama yoktu.

İtalyada saat daha erken diye kendimi teselli etmeye çalışırken takım arkadaşlarından Zaniolonun erken kalktığını söylediklerini hatırladım. İstemsiz bir şekilde yüzüm düşerken Asel'in sesi ile kendime gelmiştim.

"Günaydın!"

Neşeli sesiyle herkes gülümserken bende zoraki bir şekilde gülümsemiştim. Elleri birleşik bir şekilde Keremle beraber yanımıza gelirken ikisinin de suratında büyük bir gülümseme vardı.

"Günaydın." diye mırıldandım. Sesim diğerlerinin sesine karışmıştı, Asel de elini tuttuğu Keremle beraber ilerlemeye başlamıştı.

"Tura başlıyor muyuz?" Keremin sorusu ile bakışlar bana dönerken kendimi gülümsemeye çalışmaya zorladım ve onaylar anlamında başımı salladım.

"Gidelim." diye mırıldandım. En önde ben, arkamda Barış ve Kazımcan, onun arkasında Yunus ve Tuğçe, onların da arkasında Kerem ve Asel vardı. Gazam mübarek olsundu.

***

Elifin bir konu yüzünden morali bozuk, çok çabuk morali bozulabilen birisi ama bunu ileriki bölümlerde okuyacaksınız.

Gerek mesajlarda, gerek panoda yeni Kerem kurgusunun ne zaman olduğunu sorup duruyorsunuz. A thread'ın 1. yıldönümünde; 20 Nisan'da yeni bir Kerem kurgusu ile geri dönüyoruz 🤍

Beni ve bizi bekleyin lütfen 🤍

Yıldızı parlatmayı ve yorum yapmayı unutmayın ❤️💛

Aşktan ölen varsa söyle | Nicolo Zaniolo Where stories live. Discover now