15.BÖLÜM

20.4K 871 21
                                    

ATEŞ'TEN

Sinem'i evden alıp depoya sürmeye başladım. Bir çok soru soruyordu ama ona cevap vermek yerine işime bakıyordum. Depoya geldiğimizde arabandan indim ve onu dışarı çıkardım.

"Nereye geldik ya! Ben eve dönmek istiyorum"

"Fazla konuşma! Nereye kadar kandıracaktın ha beni oyun bitti. Sinem Acar!" Dediğimde kolundan tutup depoya doğru ilerledik. İçeri girdiğimde Çetin Acar tam karşımda sandalyeye bağlı bir şekilde oturmuş duruyordu.
Sinem'i de adamlara verdikten sonra bir sandalye çekip Çetin'in karşısına oturdum. Biraz sonra Sinem'i de bağlamışlardı. Adamlarımın dışarı çıkmasını istedim bir tek Ali kalmıştı. Ali zaten biliyordu her şeyi benim kardeşim gibiydi bütün sırlarımı o bilirdi ona güvenim tamdı zaten Zeyşan'ı ilk bilende oydu.

Oturduğum yerden kalktım ve Çetin'e doğru bir kaç adım attıktan sonra

"Oyun bitti Çetin Acar. Bebek benden değil biliyorum"dedikten sonra Sinem'in telefon konuşmasını dinlettik. Her şeyi planlamıştım. Ses kaydını bulmak zor olmuştu ama oldu işte. Konuşmaları dinledikten sonra yeğenine doğru baktı Çetin oldukça sinirliydi.

"Boşuna kızı korkutma Çetin bu işte bütün suç senin"

"Sen benim kızımı öldürdün! Unutacağımı mı sandın?"

"Haklısın bak Sanem'i öldürdüm ama o da senin yüzünden öldü. Sen kendi kızını bana yolladın unutma! Sanem'in ölüm sebebi de sensin!"

"Ne saçmalıyorsun sen! Kızım benim yüzümden ölmedi! Sırf bir ihale için öldürdün onu"

"Düşmanlarını hiç araştırmaz mısın? Benim kim olduğumu gerçekten bilmiyor musun? Nereye kadar kaçacaksın ha artık bitti Çetin Acar senin sonun geldi!" dedikten sonra suratına yumruğumu indirdim. Bir kaç kez vurduktan sonra Sinem'in hıçkırık sesiyle durdum. Ağlıyordu.

"Böyle ağlamıştı değil mi annem? Böyle çaresizdi değil mi lan?" dedikten sonra bir yumruk daha attım ve Ali'ye dönüp

"Sinem'i çöz iki canlı o kenarda dinlesin her şeyi"

"Tamam ağam" dedikten sonra Çetin'e geri döndüm.

"Ne diyorsun lan sen" dediğinde gülmüştüm.

"Unuttun mu lan? Çok seviyordun hani? Sırf senin olamadı diye öldürmüşsün ya hani?" dedikten sonra bir kere daha vurdum. Ağzı yüzü kan içindeydi ve bu benim hoşuma gidiyordu aynı annemin çektiği acıları çekmeliydi hatta daha beterini.

"Dilşah..." diye bildi sadece gülmüştüm.

"Dilşah ya! Dilşah! Bak lan şimdi Dilşah Kayaer'in oğlu Ateş Kayaer duruyor karşında!"dedikten sonra oturduğu sandalyeye tekme attım ve yere düşmesini sağladım.

"Unutulur mu sandın? Aslında unutmuşlardı da değil mi? Taki ben her şeyi öğrenince ta ki ben ağa oluncaya kadardı her şey! Anneme neler yaptığını neler yaşattığını öğrendim. Sende aynı acıları hak ediyorsun! Sanem çok temiz bir şekilde ölmüştü. Sen neler yaptın lan anneme!? Kaç kere dövdün seninle evlenmesi için kaç kere tecavüz ettin? Çocuğundan ayırdın lan!"

"O...onu seviyordum."

"Seviyormuş. O yüzden mi öldürdün? O yüzden mi yavrusundan ayırdın? Lan ben senin yüzünden anne mi bir tek eski resimlerinden ve bana yazdığı mektuptan tanıyorum lan! Senin korkundan hiç bir şey yapamamış lan kadın! Sevdiği adamı öldürmekle tehdit etmişsin lan anamı çocuğunu alırım elinden demişsin? Ben şimdi Sinem'den bebeğini alsam nasıl hissedersin lan? Ama dur oda bu oyunun bir piyonu değil mi? O da umurumda değil dimi?" dedikten sonra bir kaç kez daha tekmeledim ve sinirlerime hakim olamayıp silahımı çektiğim gibi kafasına sıktım. Olmamıştı işte dayanamamıştım daha fazla acı çekmeliydi. Silahımı yere atıp duvarı yumruklamaya başladım. Acı çekmeliydi annemin yaşadıklarını yaşamalıydı. Korkuyu bütün vücudunda hissetmeliydi.

Ali yanıma gelip

"Ağam sakin ol aldın işte intikamını"

"Olmadı Ali acı çekmedi annemin yaşadıklarını yaşamadı!"diyerek duvara vurduğumda

"Bana bak Ateş oyun bitti artık. Dilşah ananın intikamı alındı!" diye bağırdığında şaşırdım. İlk defa bana ismimle seslenmiş ve bağırmıştı. Haklıydı oyun bitmişti. Arkamızda ki Sinem'e baktığımda ağlıyordu. Onun yanına gittim ve

"Amcanın nasıl biri olduğunu öğrendin değil mi? Nelere sebep olduğunu" sadece başını sallamıştı ve

"Beni öldürecek misin?"

"Ben masumları öldürmem"

"Sanem'i öldürdün"

"Onu Çetin öldürdü bilerek kollarıma attı. Kendi hırsları için kızını kullandı. Beni, Dilşah Sultan'ın oğlu değil Zehra ananın oğlu sanıyordu ve babamdan intikam almak istiyordu. Benim öldüğümü sanıyordu. Yada beni unutmuştu"

"Özür dilerim. Sana yaşattıklarım için"

"O seni de kullandı artık bir önemi yok oyun artık bitti. Ama seninle işimiz bitmedi"

"Nasıl yani?"

"Bebek benden değil ama herkes benden sanıyor büyük bir açıklama borçlusun sevdiğim kız bile beni bıraktı senin yüzünden"

"Tamam her şeyi hallederim ama büyük bir sorun var?"

"Neyden bahsediyorsun?"

"Zeyşan tehlike"

"Ne? Nasıl ya"

"Amcam onunla ilgilenmesi için bir adam tuttu"

"Lanet olsun! Ona bir şey olursa mahvolurum ben o benim her şeyim"

"Ben... Ben özür dilerim gerçekten böyle olsun istemezdim"

"Ali Sinem'i götür herkese açıklama yapsın bu olayı sen sonlandır bende Zeyşan'ı koruma altına alacağım. Sinem amcan kimi tuttu ne yapacak biliyor musun?"

"Hiç bir fikrim yok ama ona zarar vermeden önce engel ol Ateş" dedikten sonra hızla depodan çıktım ve arabay bindim. Bela resmen peşimi bırakmıyordu. Telefonu çıkarıp Demir'i aradım üçüncü çalışta açtı

"Alo?"

"Demir Zeyşan dertte Çetin onun peşine birini takmış Fırat'a haber ver koruma olayını biraz daha ciddiye alın ben İstanbul'a gidiyorum"

"Ne diyorsun ya! Kim Zeyşan'a ne yapacak!"

"Bilmiyoruz hiç bir şeyde haberimiz yok"

"Bende İstanbul'a geliyorum iki kişilik bilet al"

"Tamam" dedikten sonra telefonu kapattım ve konağa doğru sürmeye başladım.

Yarım saat sonra anca varmıştım. Hızla arabadan inip odama çıktım. Üstümü başımı temizleyip yanıma bir kaç parça bir şey aldım ve babamın odasına gittim.

Kapıyı çaldıktan sonra içeri girdim.

"Baba bir şey konuşmamız lazım"

"Söyle oğlum"

"Sinem her şeyi itiraf etti ayrıca Çetin Acar.... Artık oyun bitti baba intikam son buldu." Dedikten sonra odadan çıktım ve hızlı bir şekilde arabaya koştum. Eminim babam sinir küpüne dönmüştü ama şuan Zeyşan daha önemliydi. Kimse ona zarar vermeden önce onu korumam kazımdı. Telefonu çıkartıp Fırat'ı aradım.

"Alo Fırat?"

"Ateş sen misin?"

"Evet, beni iyi dinlemeni istiyorum"

"Tamam söyle"

"Zeyşan... Onu koruman lazım başı belada sakın bir şey belli edip onu korkutma sadece hep yanında ol.Bizde geliyoruz"

"Tamam burası bende" dedikten sonra telefonu kapattı. İlk olarak Demir'i aldım ve hava alanına doğru sürmeye devam ettim. Artık bir son vermeliydim her şeyi anlatacaktım Zeyşan'a masum olduğumu ve onu sevdiğimi söyleyecektim. Ama önce onu şu beladan kurtarmalıyım,onu korumalıyım....


Beğeni azalmış :( Sıkıldınız mı? Önerilerinizi mesaj olarak atabilirsiniz :) umarım bu bölüm hoşunuza gitmiştir.

O BENİM ABIMOpowieści tętniące życiem. Odkryj je teraz