Özledim

5K 170 19
                                    

Ve uzun bir aradan sonra yeni bölüm ile geri döndüm. Özür dilerim yazmak bu ara zor oluyor benim için yakında yeni bir kitapta paylaşacağım bunun için kapak tasarımına ihtiyacım var yapan yada yapan bir tanıdığı olan yardımcı olursa sevinirim. Bundan sonra Uras ile Berfin'i de burada anlatmayı planlıyorum. Yani Yen'i bölümler bomba gibi gelecek inşallah. Şimdiden iyi okumalar herkese. Sizleri seviyorum 😘😘

Gözlerimdeki acı ile güne merhaba dedim. Tam bir hafta koca bir hafta geçti. Acılarla gözyaşlarıyla bir hafta atlattık. Bu bir hafta içinde iki kez hastaneye kaldırıldım. Cenazede ve evde bayılmış stresin hem bebeklerime hem bana zarar verdiğini öğrenmiştim. 2 aylık olmuşlardı ve benim yüzümden zor günler geçirmişlerdi.  Son hastaneye gidişimden beri yatak odasından dışarı çıkmıyordum. Eve yardımcı alınmış herkes benim için uğraşıyordu. Emir ile Berfin her gün geliyor canımın sıkılmasını engelliyorlardı. Üniversite sınavına son bir hafta kalmıştı ama bu hiç birimizin umurunda değildi. Elimizden geleni yapacaktık. Acılarımızla baş ederken okumaktan daha  önemli şeyler olduğunu öğrenmiştik. Canım çok sıkıldığı için Büşra'yı aramaya karar vermiştim.
"Alo"
"Selamün aleyküm bacım naber" dediğimde küçük çaplı bir gülmeden sonra
"İyidir bacımmm seni sormalı" diye bacımı bastırarak söylediğinde bu sefer bende gülmeye başlamıştım.
"Canım sıkılıyor ya dedikodu yapmak için seni aradım müsait misin?"
"Müsaitim hatta ne yapalım biliyor musun? Ben son işlerimi ayarlayayım annemden izin alıp yanına gelirim. Artık bana bir çay yaparsın"
"Yaparım tabi sen gel yeter"
"Tamam görüşürüz o zaman" diye telefonu kapattıktan sonra uzandığım yerden kalkıp odamı havalandırmak adına pencereleri açtım. Yattığım yeri düzeltip üstümü giyindim ve aşağıya indim. Mutfakta yemek yapan Ayşe teyze beni görünce
"Kızım ne işin var burada Ateş ağam duyarsa mahveder bizi" dediğinde güldüm
"Merak etme bir şey olmaz, hem Büşra gelecekte çay yapayım dedim"
"Tamam kızım tamam hemen büzme o dudakları" dediğinde bu hamileliğin beni ne hale getirdiğini bir kere daha görmüş oldum.
"Yemeğe ne yaptın Ayşe teyze"
"Sen seviyorsun diye tarhana çorbası yaptım. Karnıyarık ve pilavda var" dediğinde boynuna sarılıp
"Harikasın ya" dediğimde gülmeye başlayıp
"Ah benim hala çocuk olan anne adayım" dediğinde bende gülmeye başladım.
"Hadi sen içeri geç ben çay koyarım yanına da bir şeyler yaparız tamam mı?" Dediğinde başımla onaylayıp içeriye geçtim. Ayşe teyzenin isminden dolayı her zaman aklıma Baran ve Ayşe geliyordu içimi kaplayan hüzünü kenara atıp koltuğa oturdum ve belirginleşmiş olan karnıma elimi koydum.
"Yavrularım" dedim en içten sesimle biliyordum ne kadar küçük olsalarda beni duyuyorlardı. Sanki her zaman söylemem gerekirmiş gibi sabahtan beri kaçıncı kere söylediğimi bilmeden
"Sizi çok seviyorum" dedim.
"Sizde beni sevin tamam mı?" Dediğimde cevap vermiyorlar diye üzüldüm sonrada kendi halime gülüp bu sefer Ateş'i aradım.
"Alo çirkin cadı" dediğinde sinirle
"O ne ya hala çirkin cadı diyorsun bana"
"Ama cadısın"
"Çirkinimde yani"
"Ben öyle demedim"
"Çirkin cadı dedin ama"
"Zeyşan abartma ne oldu"
"Yok bir şey Ateş" diye telefonu kapatıp koltuğa fırlattım.
"Gerizekalı ya!" Diye bağırdığımda gözümün ucundaki inciler çoktan dökülmeye başlamıştım. Gözyaşları içinde telefonu geri alıp Ateş'e mesaj yazmaya karar verdim
"Ukala!! Çirkinsem niye benimle evlendin. Yetmedi bide hamile bıraktın çocuğunda benim gibi çirkin olunca bana kızma pislik!!! Bi daha yanımada yatma hatta git kuma getir üstüme şöyle güzel doksan atmış doksan bi sarışına ne dersin! Gerizekalı!!"
Mesajı gönderdikten sonra elimle gözyaşlarımı sildim. Burnumu çekip çalan telefonumu açtım
"Ne var?"
"Ağlıyor musun sen?"
"Sana ne! Ne yapıyorsam yapıyorum"
"Zeyşan delirtme beni"
"Delir o zaman!"
"Bak güzelim bu hormonlar seni iyice bozdu biraz sakin olur musun?"
"Elimde değil ki benden kontrolsüz oluyor kocam da beni sevmiyor" diye daha çok ağlamaya başladığımda
"Ya deli misin sen bak seninle konuşuyorum seni ne kadar çok sevdiğimi bilmiyor musun? Zeyşan sen benim hatunumsun ya unutma bunu" dediğinde burnumu çekip
"Seviyorsun yani beni"
"Seviyorum"
"Başka biri yok hayatında"
"Tabi ki de yok saçmalama artık"
"Çirkinde değilim"
"Hayır hala çirkinsin"
"Neden ama ya! Güzel olmak istiyorum"
"Hayır benim çirkinimsin herkese güzel olabilirsin benim çirkinimsin sakın güzel olma" dediğinde gülümsedim
"Ay olmam tabi kocacım" dediğimde bu sefer o da gülmeye başladı
"Şu değişimlerin beni benden ediyor hatun" dediğinde birlikte gülmeye başladık
"Sen beni niye aramıştın küsmeden önce"
"Ha şey Büşra gelecek bize yani ben ayağa kalktım haber vereyim dedim Ayşe teyzeye kızma sonra ayrıca akşam olmadı abime haber versen de hep birlikte yemek mi yesek ne dersin?"
"Olur hatunum"
"Ya sen birtanesin seni çok seviyorum"
"Bende seni sakın kendini yorma tamam mı? Ben şimdi kapatayım işlerimi bitirip erken gelmeye çalışırım"
"Tamam sevgilim" dedikten sonra mutfağa yeniden döndüm
"Ayşe teyze akşama misafirlerimiz var"
"Kimler geliyor kızım kaç kişiler ona göre hazırlık yapayım"
"Büşra ile abim belki Berfin ile Emir'de olur"
"Tamam kızım ben ilave bir şeyler yapayım sen geç içeri" dediğinde zaten kapı çalmıştı ve ben içeriye gitmiştim. Salonun ortasında duran Büşra'ya çığlık atarak sarıldım
"Gören sanki aylardır görüşmüyoruz sanır"
"Özledim ama"
"Bende seni" dediğinde salonda yerimizi almıştık. Annemlerin nasıl olduğunu konakta durumların ne olduğunu öğrendikten sonra asıl merak ettiğim konuya gelmişti sıra
"Büşra sana bir şey sorucam ama bu gizli kalmalı büyük dedikodu şimdi başlıyor"
"Tamam dinliyorum seni" dediği de neşe ile içeri giren Ayşe teyze ile sustuk
"Benim dedikoducularım acıkmışsınızdır hadi çay demledim börekte var atıştırın"dediğinde başımızı salladık ve Ayşe teyze mutfağa geri döndü. Börekten bir ısırık almıştı ki
"Hadi sorsana" diye beni uyaran Büşra ile olaya geri dönmüştüm. Çayımdan bir yudum alıp
"Uras ne yapıyor? Konuştun mu haberler nasıl? Neler dedi sana"
"Ay Zeyşan iyiki gelmişim bende çatlayacaktım. Kızım her aradığında Berfin'i soruyor bu benim tanıdığım çocuk değil valla şimdi kafaya koymuş Berfin gelemezse ben yüksek lisansımı orada bir yerde yapayım diye?"
"Artuklu üniversitesinde mi? Kafayı mı yedi bu çocuk imkanlarını bırakmayı göze alıyor yani?"
"Öyle gözüküyor bende çok şaşkınım ama ne olacak bilmiyorum"
"Berfin inşallah İstanbul kazanır da ikisi için iyi olur"
"Umarım öyle olur hem Uras burada zorlanır bence"
"Neden ki?"
" O biraz özgür ruhlu bi çocuk töreye falan ne kadar katlanır bilmiyorum"
"Bence sıkıntı olmaz sizin düğün zamanı gayet iyiydi."
"Orası öyle ama sinirine denk gelmedik"
"Vay baya sinirli mi?"
"Eskiden Demir beni terk ettiğinde çok zor tuttum onu kaç kere Demir'i takip etti hep engel oldum"
"Vay be helal olsun ne kadar abime yapılan bir şey olsada sana sahip çıkması çok güzel" dediğimde başıyla onayladı beni eskileri hatırlayınca kötü olduğunu hissettim. Tam o sırada kapıdan içeriye Emir ve Berfin girdiğinde gülmeye başlamıştım.
"Bunlarda artık kapıyı çalmada yok dingonun ahırımı lan burası!"
Dediğimde hepsi gülmeye başlamış.
"Hadi ama bizi özledin diye geldik"
"Tabi ölüyorum size her gün peşimdeler sülük gibi" dediğimde bu sefer sadece Büşra ile ben gülmüştük. Emir yanıma gelmiş boynuma sarılmış sonrada elini karnıma koyup küçük bir çocuk gibi
"Dayılarının bebişleri neler yapıyor bakalım? Üzüyor mu bu cadı anneniz sizi?"
"Üzmüyor deyin dayıya hadi üzmüyorum artık sizi" dediğimde hepsi gülmeye başlamıştı. Bazen bana cevap veremedikleri için sinir oluyordum ve herkes bunun farkındaydı. Biz öyle şakalaşırken bu sefer Ateş ile Demir abim gelmişlerdi. Ayağa kalkıp onlara sarılmaya gidecekken Berfin
"Dingonun çobanları mı malları mı geldi desem bilemedim" deyince kahkahalar ile yerime geri oturmuştum. Biz dördümüz kahkaha ile gülerken bizi anlamayan ikili ufo görmüş köylü gibi bize bakıyorlardı. Kendimi toparlayıp ikisine de sarıldıktan sonra
"Siz boşverin bizi hadi gidin elinizi yüzünüzü yıkayıp rahatlayın bizde sofrayı hazırlamaya başlayalım"
"Tamam" dedikten sonra yanağıma aldığım öpücükle mutfağa gittim. Tabi kızlarda peşimden geldiler.
"Ayşe teyze hadi sofrayı hazırlayalım"
"Tamam kızım" dediğinde herkes bir elden sofrayı hazırlamaya başlamıştık. Aşağıya yanımıza gelen Ateş beni kendine çekip yüksek sesle
"Yormayın benim hatunumu üç canlı o " dediğinde kıkırdamıştım.
"Görmemişin hatunu olmuş üstüne bir de gebe kalmış hava atıyor it herif"
"Sen de at oğlum atma diyen mi var"
"Büşra gel kız buraya bende seni seveceğim senle hava atacağım" dediğinde bu hallerine gülmeden edememiştim. Büşra da yanımıza gelince abim bir güzel sarıldı karısına tabi gıcık görümce durur mu
"Oh çiftlerimize maşallah sofrayı tek başıma mı kuracağım başlatmayın sevginize hadi yardım edin bana"
"Vay be görünceye bak yürü Berfin abla!" Diye bağıran Emir ile kahkaha atmamız bir oldu.Hep birlikte sofrayı kurduktan sonra neşeli bir akşam yemeği yemiştik. Yemek boyunca Berfin'i izledim bir sıkıntısı olduğu çok belliydi. Mutfakta kahveleri yaparken erkekler içeride oturmuş kendi hallerinde takılıyorlardı. Fırsattan istifade ederek

O BENİM ABIMWhere stories live. Discover now