6. BÖLÜM

6K 473 157
                                    

Sabah uyandığımda yine evde kimse yoktu. Saat öğlen 13.00'di. Uyumayı çok sevdiğim için böyle saatler artık benim normal uyanma saatlerim olmuştu diyebilirdim.

Yataktan kalkıp elimi yüzümü yıkadım. Bir şeyler hazırlamaya çok üşendiğim için dışarıdan söyledim. Yemeğim ortalama 15 dakika içinde gelmişti.

Televizyondan internete bağlandım ve sevdiğim bir diziyi açtım, bir yandan da yemeğimi yemeğe başladım.

Yemeğimi yiyip çöpleri attım ve hazırlanmak için odama geçtim. Bugün spora gidecektim, formdan düşemezdim.

Üstüme siyah sporcu atleti altıma ise kısa bir tayt giydim. Tayt giymeyi pek sevmiyordum ama yaptığım iş için en iyisi o idi.

Spor çantamı alıp odamdan çıktım. Üstüme bir ceket geçirdim ve ayakkabılarımı giyip apartmandan çıktım.

Arabaya atlayıp navigasyondan en yakın spor salonunun yolunu açtım ve arabayı sürmeye başladım.

Spor salonuna geldiğimde içeri çok kalabalık değildi bu işime gelmişti çünkü spor yaparken kalabalık olmasını sevmiyordum çok gürültülü oluyordu. Her ne kadar kulaklık taksamda ses geliyordu ve bu hiç hoşuma gitmiyordu.

İçeri girdiğimde herkes bana garipser bakışlar atıyordu. Kaslı bir kadın beklemiyorlardı sanırım.

Abartı bir kasım yoktu oysa. Hafiften karın kaslarım çıkmıştı. Kol kaslarım sadece sıkınca ortaya çıkıyordu onlarında abartılacak bir yanı yoktu. Bacak kaslarım diğerlerine göre daha belirgindi.

Bana bakan insanlar spor salonuna yeni gelmeye başlamış ağırlık kaldırırken bir erkekten yardım alan kızlara alıştıkları için beni garipsiyorlardı bu durumu gram siklemiyordum. Zaten alışmıştım.

Herkesin gözü üzerimdeyken ısınmak için koşu bantlarının oraya gittim. Kulağıma kulaklıkları taktım ve koşu bandına çıktım.

20 dakika boyunca koştuktan sonra banddan indim ve dambılların oraya doğru ilerledim. İlk olarak 1 kiloluklarla başladım sonradan arttıracaktım. Bu sırada fark etmeden çattığım kaşlarımı düzelttim

Aslında çok neşeli eğlenceli bir tipimdir. Ama konu işim olunca dünyadaki en ciddi kişi olabilirim. Mesela maçımın olduğu günler maç gerçekleşene kadar çok ciddiyimdir. Antrenmanlarda da ciddiyimdir, spor yaparken de.

Fakat bunlardın dışında hep neşeliyimdir. Sürekli gülerim.

Sürekli gülerim.

İki kelimeden oluşan basit bir cümleydi, fakat benim için bir maskeydi.

Çünkü gülersem beni güçlü görürlerdi bir şey yapmazları. Eğer ağlarsam, eğer onlara göz yaşlarımı gösterirsem beni güçsüz görürlerdi ve daha çok vururlardı.

Tıpkı babam gibi.

Baba demeye bin şahit isteyen o adam gibi.

Bende o yüzden sadece bana vurmayacak, güvendiğim insanların yanında ağlarım sadece. Yani iki kardeşim ve ablamın yanında. Zaten onların yanında da pek ağlamam, hep gülerim çünkü onlarlayken hep mutlu olurum, eğlenirim.

Dambılları bıraktıktan sonra barfix çekmeye gidiyordum. Kum torbasına en son geçecektim.

Barfix demirlerinin oraya geldiğimde demire tutundum ve kendimi yukarı aşağı çekmeye başladım.

15 dakikanın sonunda demiri bıraktım, kaslarım gerim gerim gerilmişti ve hafiften ağrımaya başlamıştı. O yüzden 10 dakika dinlenmeye karar verdim.

BATAKLIKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin