Yeni odamda düşüncelerimle baş başayım. Aklımda ki soru, ben kim olucam? Aslında o kadar masum değilim. Masum olmayı ben seçtim çünkü suçlu olursam en küçük şeylere bile sinirlenirdin. Bu okulda bunu istiyor zaten. Bir suçlu... Onlara istediği Mercan'ı verebilirim. Çünkü Mercan değildi benim gerçek adım. Gerçek adım Almina. Annemlere ismimi değiştirmek istediğimi söylediğimde ilk baş kabul etmediler. Fazla ısrar edince değiştirdik. 

Mercan benim karanlık yanımdı. O karanlığa küçük bir ışık tutmak zorunda kaldım.

Ailem benim bu karanlık yanımı bilmiyorlardı çünkü ne  yapsam temizliyordum. Sonra bu asi ve kötü kızı bastırma kararı aldım. Aslında bu kararı neden aldığımı bende bilmiyorum. Ama bu okul o Mercan'ı geri getircek ve ben bunu isteyip istemediğimden emin değilim. Bir yanım deli gibi bunu isterken diğer yanım istemiyor. Bu düşüncelerle sabahı zor ettim. Üstümü değiştirdikten sonra yurttan çıktım ve okula doğru yürümeye başladım. Aklımdaki sorular gerçek dünyaya olan bağlantımı kopardığı için birine çarptım. Amanın gene o çocuk. "Neye dalgınsın böyle?" diye beni azarladığında yutkundum ve hızla gidicekken kolumdan tutup gitmemi engelledi. Bir ona birde elindeki koluna baktım. "Lütfen elini çek. Gitmem lazım ve derse geç kalkmak istemiyorum." dedim kısık bir sesle. Kerem alayla Ateş'e baktı. "Abi bırakıcak mısın?" Ben kendimi sakinleştirmeye çalışırken ikiside bundan zevk alıyor giydiler "Se non mi lasci accadranno cose brutte (beni bırakmazsan kötü şeyler olucak)" Bana göz devirdi. "Non ho paura di quello che farai.Ma mi dispiace per te, per ora lo lascio fare a te. Ora (Senin yapacaklarından korkmuyorum. Ama acıdım sana şimdilik bırakıyorum. Şimdilik...)" Kerem de anlamış gibi homurdanarak "Kavga izlemek istiyordum." diyince ona ter ters baktım sonra kolumu çekip okula doğru yürümeye başladım. Kısık bir sesle kendime "Sen Almina'sın asla Mercan değilsin" diyerek kendimi sakinleştirmeye başladım

                                                                                                      ...

Dersleri dinlememek rutinim olmuştu. Son ders zili de çalınca kalkmak için bir atakta bulunduğumda kızlar beni etrafımı sarıp beni geri oturttular. Ben ne olduğunu bile anlamadan karşımdaki kız masa elini vurarak "Ateş'ten uzak dur!" diye yeri görü inleterek bağırdı. O an kendimi tutamayıp psikopat gibi bağırdım ve insanı deli edicek yavaşlıkta ayağa kalktım. "Git kendini Ateş'ini kendin bul. Bana da bulaşma." dedim ve ona doğru eğildim. "Ateşin ta kendisiyim. Benden uzak dur." dedim ve masadan eşyalarımı alıp sınıftan çıktım. "Yeter çok bile dayandım. Artık ben her halimle Mercan'ın." diye mırıldandım ve yurtta doğru ilerlemeye başladım. Arkamdaki ses duymamla irkilerek o tarafa dönmem bir oldu. Evet bu kişi Ateş'i "Demek sen zaten ateşin ta kendisisin." dedi alaycı bir sesle. "Seninle uğraşacak zamanımda değilim, çok yorgunum. Lütfen uğraşma benle." dedim ve yürümeye başladım. O arkamdan bakarken ben yurda girdim.

Odama gittiğim an hemen dolabımı yeniden düzenledim ve gerçek Mercan'ın kıyafetlerini yerleştirip yatağa uzandım. Uyku her yerimi esir alırken odamın kapısının açıldığını duydum. Gözlerimi açamayacak kadar yorgundum kimin geldiğini göremedim. Yatağımın sarsıldığında yanıma oturduğunu anladım. Saçlarımı çekti. Derin bir nefes alarak ellerimi dudaklarıma dokundu, sonrada boynuma. Saçlarıma bir öpücük kondurup yatağımdan kalktı. Kapının sesini duyduğumda uykuya esir düştüm...

Uyandığımda bugün gerçek Mercan'ın doğucağı gündü... Üstüme siyah bir crop, altıma da siyah mini bir etek giydim. Tabi ki de siyah botlarımı giymeden bu kombini tamamlayamazdım. Güneş sarısı saçlarımı saldığımda aynadaki Mercan'a baktım. "İşte hazırım, bakalım gerçek Mercan bu okula fazla mı?" diyerek alayla sırıttım. Ve çantamı alarak yurttan çıktım.

İnsan yürüyerek de her yeri akar ya işte tam olarak o oluyordu. Gören bir daha bakıyordu. İlk beni gören dünkü kızlar olunca hepsi sertçe yutkundu. Onlara göz devirip devam ettiğimde bu sefer okuldaki bütün erkekler bana bakıyordu. Onlara sırıttığımda hepsi yerinde sendeledi. Son olarak Ateş ve Kerem. Kerem şok içinde bana bakarken Ateş duygusuzca bana bakıyordu. Onlara saçlarımı savurunca Kerem "Abi ben valla kalp krizi geçiricem. Bu nasıl bir güzellik yaa." dediğini duyduğumda gururla sınıfıma girip yerime oturdum ve çantamdan silahımı çıkarıp mermisine bakerken herkes şok içindeydi. "Babacığımın doğum günü hediyesi. Hangisinizde deneyim diyerek onlarda silahı gezdirdiğimde hepsi çığlık atmaya başladı. "Ben de öyle tahmin etmiştim." dedim silahı çantama koydum ve belimden bıçağımı çıkardım "Anneciğimin doğum günü hediyesi." dediğimde herkes gözlerini kocaman açtı. Bıçağı belime koyduğumda sınıfa çoktan öğretmen girmişti.

Günahkarlar OkuluWhere stories live. Discover now