5

59 7 1
                                    

"Oyunu çift taraflı oynayalım o zaman" dizini indirip sertleşmiş erkekliğini kadınlığıma bastırınca kendimi tutamadım ve inledim.

Gözlerim kayarken düşmemek için kolunu daha da sıktım. Konuşmak istiyordum ama Azad kendini bana yaslayıp hafif hareketlerle sürtünürken bunu yapmak imkansızdı.

"A-azad abimler-" kanuşmaya başladığım gibi kendini hafif geri çekip daha sert bastırdı. Başımı geri atıp alt dudağımı dişledim. Kulağıma eğildiğini sıcak nefesinden anlarken gözlerim de kapanmıştı.

"Sesin gelmiyor güzelim. Ne istiyorsun bir daha söyle" sözleri bittiğinde kalçamda duran elini aşağı kaydırıp bir parmağını iç çamaşırımın üstünden girişime bastırdı.

"Azad!" diye inledim bir ayağım yerden kesilip duvara yaslanırken.

"Beni mi istiyorsun?" hafif gülerek dediği şeye tepki vermek istemiştim ama parmağını biraz daha bastırıp aşağı yukarı kaydırınca sadece titrek bir inleme kaçmıştı ağzımdan.

"Konuşamıyor musun yoksa beni mi istemiyorsun?" hem parmağını hem de başka yerlerini aynı yerde hissetmek beynimi eritiyordu. Elini çeneme atıp yüzümü yüzüne hizaladı.

"Hadi ama yavrum, konuşmazsan ne istediğini ya da istemediğini anlayamam" nefesi aralık dudaklarıma deyince gözlerim kayarken yüzüne inledim. Aldığı derin nefesi duyarken çenemdeki tutuşu da sertleşmişti.

Çenemi bırakıp elini de şortumdan çıkarttı. Gözlerimi açıp ne yaptığına bakacakken birden bedenim çevrilmiş ve yanağım soğuk duvara yaslanmıştı. Ellerimi duvara yaslayıp arkama bakmaya çalıştığım sırada Azad'ın sıcak ve sert nefesini boynumla omuzum arasında hissettim.

Bedenlerimiz yine birbirine yaslanırken Azad bir elini omzumun yanında duvara yasladığım elimin hemen yanında duvara yasladı. Elimi biraz kaydırıp baş parmağını sardım tüm parmaklarımla.

Kalçamda ani ve sert baskısını hissedince başımı hemen arkamdaki göğsüne yasladım. Sağ elini bel boşluğundan önüme uzatıp şortumun lastiğini çekiştirince belimi büküp kalçamı iyice yasladım penisine.

Yaptığım şeyle tırnaklarını karnıma bastırdı kısa bir an. Elini yine hareket ettirip biraz daha aşağı kaydırdı. İç çamaşırıma takılan parmakları bu sefer içine girmişti direkt. Parmakları hassaslaşan tepeciği sertçe ezip ıslanmış girişime değince bacaklarım titredi ve parmaklarım arasındaki parmağını sıktım.

Orta parmağını vajinama sokacak gibi olduğunda sabit tutmakta zorlandığım sol ayağımı ayağına dolamaya çalıştım. Parmağı yukarı çıkarken işaret parmağını da yanına eklemiş ve tekrar dokunduğu tepeciğe birden bastırınca çığlık atmış, hızımı alamayıp kafamı duvara vurmuştum.

İki parmağını bastırdığı yerden çekip sertçe yine vurdu ve daire çizmeye başladı. Tüm vücudum titrerken parmağını bırakıp elimi koluna sardım düşmemek için. Ben koluna tutununca elini duvardan çekip kendini iyice bana yasladı ve elini belime koydu destek olmak için.

"Azad!" nefesimi verirken çıkan 'haah' sesiyle beraber adını söylediğimde kulağımın dibinde inlemiş ve beni de tekrar tekrar inletmişti.

"Rahatlamaya çalış bebeğim" kulak mememi dişleriyle çekiştirince parmak uçlarımda yükseldim. Parmakları hızlanınca iç organlarıma kadar titrediğimi hissettim. Daire çizmeyi bırakıp iki parmağı arasında sıkıştırdığı tepeciği çekiştirince ılık bir his tüm vücuduma yayıldı. Parmakları arasından kayınca tekrar tekrar vurdu iyice hassaslaşan noktaya.

"Ahh" sıcak bir sıvının içimde aktığını hissettiğim sırada titremelerim daha da arttı. Rahatlama gibi bir his tüm vücudumu kapladığı esnada Azad tekrar parmaklarıyla sıkıştırdı okşadığı yeri. Alnımı duvara yaslayıp zangır zangır titrerken son anda girişime yasladığı eline boşaldım.

Hızlı hızlı nefes alıp verirken dudaklarını ensemde hissettim, daha sonra alnını omzuma yasladı. O da derin derin nefes alıp veriyordu. Belimde olan eli karnıma kayıp ayaklarımı yerden kestiği sırada başım göğsüne yaslandı. Diğer elini de şortumdan çıkartıp bacaklarımın altına attı ve beni kucağına alıp banyoya gitti.

Gözlerim kapalı sakinleşmeye çalışırken ayaklarım birden soğuk zeminle birleşti ve birkaç saniye sonra buz gibi su başımdan aşağı aktı. İleri doğru gidip sudan kaçmaya çalıştım ama önümde duran ve belimi tutan bedene çarpınca kaçamadım.

"Su buz gibi! Ne yapıyorsun?" üzerindeki tişörte iki elle sımsıkı tutundum ve yüzümü göğsüne yasladım. Soğuk su beni ayıltmıştı resmen. Güldüğünü duyunca başımı kaldırıp yüzüne bakmaya çalıştım ama yüzüme akan su gözlerime giriyordu.

"Bence kendin yıkanabilirsin." aniden birkaç dakika önce yaşanan şeyler aklıma gelince yüzüm soğuk suya rağmen yanmaya başladı. Yüzümü yine göğsüne gömdüğümde kahkaha attı ve beni duvara yasladı.

"Eğer ben seni yıkarsam bu sefer senin bana bir şeyler yapman gerekebilir" gülerek söylediği şeyle omzuna vurup göğsünden ittim ve yüzümü duvara döndüm. Gülme sesi yine kulağıma doldu ama çıkmıştı da banyodan.

Utanmayı bırakıp hemen duş aldım. Kıyafetlerimi çıkardığım yerden alırken ıslak iç çamaşırını kirli sepetine attım ve geceliği giydim.

Eğer odaya bornozla girersem bu sefer duvarda değil yatakta biterdi sonumuz.

Bunun olmaması için hızlıca giyinip banyodan çıktım. Balkonumun kapısını açık görünce saçlarıma havlu sarıp dışarı çıktım. Azad iki kutu koladan birini açmış içiyordu. Diğer elinde gördüğüm sigara ile yanına gidip elimi parmakları arasındaki sigaraya uzattım.

Çatılan kaşları ile dudaklarıma götürüp bir nefes çektiğim sigaraya bakıyordu. Sigarayı indirdiğimde hala bana baktığı için yüzümü yüzüne yaklaştırıp dumanı yüzüne üfledim.

"Abimler içerken ben de arada içiyorum, o yüzden tuhaf tuhaf bakmayı kes" ışıklarla aydınlanan sokağa bakarken sigarayı yine dudaklarıma götürdüm. Daha elimi kaldırmıştım ki Azad bileğimden tutup kendine çekti.

Gözlerimin içine bakarken gözlerini kısıp derin bir nefes çekti. Benim aksine dumanı yukarı üfleyince güldüm. Küçük masada duran cipse uzanıp açtım ve kendimi iki kişilik koltuğa atıp oturdum.

İçeride olanlardan sonra biraz utanıyordum ama o oldukça rahattı ve bu beni de rahatlatıyordu. Sigarasını bitirip duvarda söndürdü ve yanıma oturdu. Kolunu arkamda koltuğa yasladı ve kolasını içti.

Bende kolamı açıp bir yudum aldım. Elime aldığım cipsin yarısını ısırıp diğer yarısını ona uzattım. Nedensizce yiyeceğini biliyordum ve yemişti de, parmaklarımı yalayarak.

"Pislikleşme" sessizce söylediğim şeyi duymadığını düşünmüştüm ama başını kaldırıp tek kaşını kaldırarak bana baktı.

"Yani derken hani niyeti bozma anlamında dedim, sonra olan bana oluyor" bacaklarımı birbirine bastırıp başımla alt tarafımı işaret ettim. Sırıtarak tekrar arkasına yaslandı. Koltukta biraz aşağı kayıp bacaklarını açtı ve başını omzuma koydu.

"Yorgun musun?" bitirdiği kola kutusunu buruşturup masanın üzerine bıraktı.

"Biraz, işler biraz yoğundu bugün" başımı aşağı yukarı sallayıp ağzıma cips attım. Saçlarını omzuma sürtüp yerini düzeltmeye çalışırken kolumu kaldırdım ve omzuna attım. Bir şey demeden göğsüme kayınca elimi saçlarına daldırdım.

Ben saçlarıyla oynarken uyumuştu. Yaklaşık kırk dakika sonra birden başını kaldırıp şaşkın bakışlarını etrafta gezdirmişti. Beni görünce çattığı kaşlarını düzeltti ve saçlarını karıştırdı.

"İçim geçmiş, gideyim artık" ayağa kalkınca bende kalktım. Üzerime kalçamın altına gelen bir hırka aldım. Beraber avluya indik. Kapıya kadar eşlik ettim ve arabaya binince dikkatli olmasını söyledim çünkü uykusu vardı.

Azad gidince bende içeri geçip koşarak odama gittim. Hayvan gibi uykum vardı ve büyük ihtimalle sabah ezanıyla beraber Hatun ve annem kapıma dayanacaktı.

Ağa İle Hayal Et Wo Geschichten leben. Entdecke jetzt