7

227 33 36
                                    

"Ay yaram acıyor." Hâlâ sarılmaya devam ederken konuşmasıyla Soobin anında ellerini belinden çözüp Yeonjun'a döndü.

"Sana içeri geç demiştim. Beni dinlemiyorsun." İfadesiz yüzüyle öylece Yeonjun'a bakıyor ve bu Yeonjun'da gözlerini kaçırma isteği uyandırıyordu.

"Korumaların bir suçu yoktu. Öylece ölmesini istemedim." Karşısındaki adamın daha fazla suç işlemesini görmek istemiyordu.

Soobin sessiz kaldı. O adamı öldürecekti. Buna kimse engel olamazdı.

Yeonjun, belinden ilerletilmesiyle eve doğru yürüdü. Kolu daha çok yanmaya başlamıştı. Acıdan çok ateşi hissediyordu kolunda.

"Jiwoo pansuman malzemelerini getir." Mutfakta yemek yapan kız elindeki malzemeleri bırakıp ecza dolabına gitti.

"Buyrun efendim." Soobin küçük bir kafa hareketiyle çıkmasını söyledi.

"Böyle olaylar başına çok geliyor sanırım." Gelen malzemelere bakıyor ve bu korkusunu daha çok artırıyordu. Silahtan bile korkmazken canını yakan şeylerden (tentürdiyot) ölesiye korkuyordu.

"Masanın liderliğinden vazgeçirmeye çalışıyorlar." Kısaca verdiği cevapla Yeonjun Soobin'e odaklandı.

"Ne masası? Ben ayarlarım herkese masa. Bu kadar aksiyona gerek var mı? Ay acıdı be ayı." Elindeki pamukla Yeonjun'a baktı.

"Daha dokundurmadım." Yaralı olmayan kolunu uzatıp parmağının ucuyla Soobin'in omzuna 2 kere dokundu.

"Söyle." Pamuğu hazırlayıp bir çırpıda Yeonjun'un üstündeki sweati çıkarmasıyla ağzı açık bir şekilde Soobin'e baktı.

Soobin hiç takmadan elindeki pamuğa tentürdiyot döküp karşısındaki çocuğun koluna yaklaştı.

"Şey. Şeye cevap vermedin." Yaranın etrafını temizlerken göz ucuyla Yeonjun'a baktı.

"Neye?" Bir anda yerinde sıçramasıyla tekrardan Yeonjun'a baktı Soobin.

"Canım acıdı yaa. Ayrıca ne masasıymış bu?" Elindeki pamuğu tekrar kolunda gezdirirken bir yandan diyeceklerini düşündü. Bu çocuk zaten yeterince karanlık yönünü görmüştü. Çatışmanın içinde bile kalmıştı.

"Eğer ben lider olursam masadaki herkes dediklerimi dinlemek zorunda." Tek cümlelik açıklamasıyla Yeonjun kaşlarını kaldırıp duvara baktı. Baya havalı bir şeydi bu.

"Ay eğer sen kazanırsan sevgili olalım mı?" Bir anda gelen soruyla Soobin'in eli havada kaldı. Sevgili olmaktan mı bahsetmişti?

"Ay yani ne bileyim. Çok havalı değil mi? Silahlar falan. Çok iyi bence." Hâlâ konuşmaya devam etmesiyle Soobin boğazını temizleyip tekrar Yeonjun'un yarasına odaklandı.

Soobin hâlâ sessizce duruyor ve kurumuş kanları temizliyordu.

"Soobin canım acıyor yavaş yapsana biraz." Sızlanarak söylediği şeyle kendini biraz geri çekti.

Uzaklaşmasıyla derin bir nefes alıp Yeonjun'u tutarak kendine daha çok yakınlaştırdı.

"Şimdiden bu kadar acıyorsa ilerde ne yapacağız?" Fısıldayarak söylediği şeyi duymuştu fakat farklı anlamlar içeren cümleyi Yeonjun anlamamıştı.

"Onu da ilerde düşürünüz canım. Ne olacak?" Masumca söylediği şeyle koluna baktı. Çok kötü görünmüyordu.

Soobin başka bir pamuğa aynı şeyleri yapıp son kez temizledi. Bir krem sürüp kolunun etrafını bandajla sardı.

Yeonjun hatırladığı şeyle göğsünü kapatarak arkasına döndü. Utanmıştı. Kafasına gelen sweati alıp karşısındaki Soobin'e baktı. Kafasına bilerek atmıştı.

Emotion Eyes (Yeonbin)Where stories live. Discover now