7

1.2K 100 27
                                    

Bazen seni bir yere hapsetmeleri için ayaklarına prangalar vurmak zorunda değiller. İçine ilmek ilmek işlenen duygularda seni hapseder. Bu bazen korku olur, bazen sevgi, bazen de kopmaz bir bağ.

Onsuz yaşayamam dediğim her gün, geleceğimdeki günleri etkiliyormuş, şimdi anladım. Ben ona ve onunla yaşamaya o kadar alışmıştım ki.

Gidemiyordum. Bırakamıyordum. O bir katil olsa bile...

Aramızdaki bağ, onu bırakmamam için gerilmişti ve kaçmama izin vermiyordu.

Her şeye sırtımı döndüm. Zeytinin katil olmasına, acımasız olmasına, psikopat olmasına, kapıya, yatağa hatta yaşayabileceğim rahat hayata sırtımı döndüm. Ancak zeytine sırtımı dönemedim.

Yatakta kendi tarafıma geçip kapıya sırtım dönük bir şekilde uzandım.

Korkuyordum, kaçmak istiyordum ama benim gidecek hiçbir yerim yoktu ki... Ondan başka.

Dediği gibi birkaç dakika geçti, aşağıdaki takırtılar silik birer ses olmaya başladı ve ardından dış kapının kapanma sesi doldu kulaklarıma. En sonunda sert adımlar, merdivende duyuldu.

Odanın kapısı açıldığında kimin geldiğini görmesem de, onun bakışlarını her daim hisseder, anlardım. Vücudumda gezinen bakışları anladım. Koridordan gelen ışık, kapıyı yavaşça kapatması sonucu kesildi. Yanıma gelmeden önce, banyo kapısını açtı ardından odayı, banyodan süzülen loş bir ışık kapladı.

Ne yapıyorsa işini çabucak bitirdi ve ışığı kapattığında yatakta diken üstünde yatan vücuduma yaklaştı. Hala ondan korkuyor ve ürperiyordum. Ve ben bu adamla, aynı yatakta yatacaktım.

Yatağın sol tarafı, ağır vücudu sayesinde çöktü. Ben, benden uzakta yatar uyur diye düşünürken, arkamda hissettiğim sıcak beden ve enseme vuran sıcak nefeslerle put kesildim. Gözlerimi bile kırpmadan odadaki pencereye baktım.

Bu sıcaklık... İyi hissettiriyordu.

Kalın ve damarlı kolu, boynumun altındaki boşluktan sızdı ve büyük eli görüş açıma girdi. Diğer eli karnımın üstüne baskı yaptığında, hissettiğim duygular ile karnım içe göçtü. O, bunu umursamadı ve güçlü kolları put kesmiş bedenimi, kendi sıcak bedenine çekti. Kasıkları kalçama yaslandığı da kaşlarım çatılsa da sustum.

"İyi geceler okşaması yok mu?" Boğukça kulağıma doğru fısıldadı. Söylediği cümle, yanlış anlaşılmaya çok açıktı ve ben, bir anlık yanlış anlamıştım. "Yok," dedim sakince. Saçını okşamamı bekliyordu.

"Peki ya, iyi geceler öpücüğü verecek misin?" Penceredeki bakışlarımı bana dönük avuç içlerine çevirdim. "Vermeyeceğim." dedim sessizce.

Eli havalandığında korku ile vücudum gerilse de, alnıma düşen saçları okşadığında sıcak nefesim bileğine döküldü. O kol, istediğinde beni boğabilirdi. Ama boğmadı, onun yerine saçlarımı okşadı.

Karnımdaki eli sert bir baskı yaptı ve vücudumu içine sokmak ister gibi, yanardağ kadar sıcak bedenine daha çok yasladı. Dudakları enseme değdiğinde, ensemden tüm vücuduma şimşek çaktı sanki. Tüm vücudum bu dokunuş ile uyarıldı. "Zeytin," diye soludum adını. "Bu geceki iyi geceler öpücüğünü, ben sana veriyorum." Konuştukça, sıcak nefesi enseme çarptı. Her çarpışında kalbim patlayacak kadar şişti, kulaklarımda baskın bir çınlama peyda oldu.

Hayır, kes şunu. O yalnızca Zeytin! Benim bez bebeğim!

Derin derin nefes almaya çalışırken eli hareket etmeye başlayınca nefeslerim kesikleşti. İki elimi de kalın bileğine sardım ve onu durdurdum. "Yapma," diye fısıldadım. Etrafımızı gri bir duman çevirmiş gibiydi. Aramızda, daha önce hayatımda hissetmediğim bir çekim hissediyordum ve bu çekime anlam veremiyordum.  Onunla aynı yatakta, dip dibe yatmaktan tek etkilenen ben değildim. Kalçamın hemen üstüne baskı yapan erkekliği, onun daha çok etkilendiğini gösteriyordu.

BEZ BEBEK |B×B| +18Where stories live. Discover now