17

874 52 26
                                    

Yıldıza basıp bölüme geçebilirsiniz⭐

.......

Uzun zamandır öğrenmek için can attığım gerçekler, şuan gözümü korkutuyordu. Bunun tek sebebi ise Zeytinin farklı ruh haliydi.

Sanki beni seven adam değilde başka biri gibi bakıyordu. Neden böyle bakıyordu ki?

"Evet, seni dinliyorum. Murat'ı neden çağırdın?" Elimdeki cüzdanı orta sehpaya koydum. Az önce Murat'la yan yana oturduğu koltukta şimdi biz karşı karşıya oturuyorduk. Murat'ın getirdiği alışveriş poşetinin üstünde büyük bir alışveriş firmasının ismi yazıyordu. İçinde her türlü malzeme olabilirdi. Gözlerimi tekrar Zeytine diktiğimde oturduğu yerde dikleşip düz bir sesle konuşmaya başladı.

"Alışveriş yapması için çağırdım. İhtiyaçlarımız vardı ve o halletti." Bir kaşım havaya kalktığında "Biz de halledebilirdik. Murat bizim ayak işçimiz değil."

"Bizim evden çıkmamamız gerek." dedi yine düz bir sesle. "Neden?" dediğimde gözlerimin içine bakan bakışlar arkamdaki pencereye kaydı. Salonun da perdeleri kapalıydı.

"Çünkü, geldirler." Kalbim nedensiz bir çarpıntıya maruz kaldı. "Kimler geldi?" Sorumu savuşturmasın, cevaplasın istedim. Her ne kadar bunu yapmayacağını bilsemde. Ama o beni şaşırttı.

"Kanaçi'nin adamları." Hayatımda ilk defa duyduğum isimle kaşlarımı çatıp ona baktım. "Kanaçi mi?" Oturduğum yerde biraz ona doğru kaydım. Bakışları pencereden, bedenine yaklaşan bedenime döndü. "Onlar kim Zeytin? Ne istiyorlar bizden?" dediği ismin benim zihnime giren baykuşla ilgili olduğunu hissediyordum. Çünkü o rüyadan kalktığımda da geldiler demişti.

"Senden bir şey istemiyorlar. Benden istiyorlar." O ne demekti. O, ben demekti. Biz eş olmuştuk. Bunu hemen unutmuş muydu?

"O zaman neden benim rüyalarıma girmeye çalışıyorlar?" Söylediğim söz ile omuzlarımda gezinen bakışlar gözlerime mıhlandı.

"Ne, onlar değil mi? Onlar biliyorum. Senden bir şey istiyorlarsa benim zihnimde ne işleri var Zeytin? Senin zihnine girmeye çalışmaları gerekmiyor muydu?" Bir an gözleri kırpıştı ve tekrar sessiz haline dönecek diye korktum. Yine anlatamam der diye korktum. Elimi kaldırıp bacağına koydum. "Bugün bile girmeye çalıştılar. Giremediler o ayrı bir konu ancak bugün bile zihnimde dolaşmak istediler. Sence tek istedikleri şey sen misin?"

"Bugün zihnine giremediler mi?" Garipser gibi sorduğu soru ile kafamı iki yana salladım. "Giremediler. Bir şeyler onlara karşı koymuş gibiydi." Sertçe yutkunduğunda bir şeyleri kafasında tartıyor gibiydi.

"Zeytin öyle bakıp durmayı kesip bir şeyleri anlatmaya başla artık." Sabrımın sınırlarında geziyordum. Sakin yaklaşıp bana bir şeyler anlatsın diye huyuna gitmeye çalışıyordum ancak onun da bir şeyler yapması gerekiyordu.

"Susup durma. Sen benim eşimsin derken boş boş konuşuyor muydun yoksa?" ona tokat atmışım gibi irkildi. "Ne diyorsun? Sen benim eşimsin! Bunu o şekilde ağzına alma!" Dakikalardır ifadesiz olan bakışlara öfke yüklenmişti. Belki de birkaç bilgi ve duygu almak için bu yoldan devam etmeliydim.

"Neden? Bana hiçbir şey anlatmayan, yalnızca becermek için yer arayan adam değil misin sen? Ne yapacağım, senin sırlarını bilip tüm dünyaya mı duyuracağım? O mankafanda neler kurup duruyorsun da bana hiçbir şey anlatmıyorsun sen?" Bacağındaki elimi sımsıkı tutup kendisine çektiğinde gözlerindeki öfke tüm vücuduna yayılmıştı.

"Ben," dedi öfke ile solurken. "Ben mi seni becermek için yer arayan adamım?" Onca lafımın içinde bunu mu çekip çıkarmıştı cidden. "Ben seninle birlikte olmayacağım dediğimde sinirden köpüren sen değil miydin? Ben senin canın acımasın diye ne kadar geride duruyordum ve bunu bildiğin halde bana böyle mi konuşuyorsun?" Evet biraz haklıydı ancak konumuz şuan bu değildi. Konumuz sakladığı şeylerdi.

BEZ BEBEK |B×B| +18Tempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang