51.bölüm: karışık duygular

4.3K 236 21
                                    

Sevmeden aşık olunur mu? Sevmek için illaha aşık mı olmak gerekiyor?

Gönüller muhabbetle birleştirilir, muhabbetle sevgi bağı oluşturulur. Muhabbetle aşık olunur.

Sen, emek verdiğin kadar sevilirsin, emek verdiğin kadar da seversin.
Yani her şey senin elinde...
B

u yüzden, kimi seveceğine dikkat et. Bunu sen seçiyorsun...


Sabaha doğru uyandığımda, yanı başımda uyuyan güzel gözlü kadınımı sonradan fark ettim. Ne kadar da çok özlemişim onu. Onun yokluğu içimde bir boşluk oluşturmaya başlamıştı. Öfkeli bakışları, çatık kaşları hiç alışık olmadığım şeylerdi. Bazen kızardı evet, ama böyle değil. Bu kadar sert değil ve maalesef ki haklıydı da.

Niyetim asla duygularıyla oynamak değildi. Sadece onu bu çıkmazın içinden çıkarmaya çalışıyordum.

Evlenene kadar onu korumaktı niyetim. Küçükken, yeni doğduğunda onu ilk defa bu kulübede görmüştüm. Onun komşusu sayılırdık. Annem ve ben de buralarda yaşardık. Hemen karşıda, yani arabada beklediğim yerde bir zamanalar bir evimiz vardı.

Bazen pencereden Hazar ve Maviye bakar, imrenerek iç çekerdim. Annem ile babamın problemlerinden güzel bir aile tablosuna alışkın değildim. Sonra bir gün Mavi'nin bir bebek beklediğini öğrendim. O zamanlar abla derdim tabii ona.

Yanına gider hayretle büyümüş karnına bakardım. Şimdi bir bebek mi var içinde derdim hayretle. O sıra dört yaşlarında falandım. Mavi de yedi aylık hamileydi. Mutlu bir çift olmalarına rağmen bazı problemleri vardı, fakat yine de mutlu olmayı başarıyorlardı.

Bu hayatta kimsenin tam tamına mutlu olamayacağını ilk o zaman kavramaya başlamıştım.

Bebek doğduğunda, yani ikizler doğduğunda çok sevinmiştim. Çocuk aklımla oyun arkadaşı bulduğuma mutlu olurdum.

Kaderin cilvesi işte, ilk Çilem'i görmüştüm. Yani başımda uyuyan güzel kadını. Onu ilk gördüğümde çirkin demem herkesi güldürmüştü. Evlilik zamanımızda bile bunun konusunu yine açmıştı Reha. Hiç aklından çıkmamıştı anlaşılan.

Neyse, o zaman yanı başımda uyuyan güzelin adı Mehirdi. Kız kardeşin adı da Hiraydı. Fakat Hira üçüncü yılı bitiremeden ölmüştü.

Üçüncü yıllarından bir süre sonra biz de annemle evi terk etmek zorunda kalmıştık. Başka bir yere taşınıp hayatımızı daha iyi bir düzene sokabileceğimizi düşündük. Fakat işler hiç öyle yürümedi. On bir yaşıma bastığımda annemi de kaybetmiştim.

Annemi, babam yüzünden kaybetmiştim. En son, tekrar eve geldiğinde büyük bir belayla gelmişti. Birini öldürmüştü. Bu yüzden kan davası çıkmıştı başımıza. O kadar çok sarhoş olmuştu ki, artık bilinci yerinde değildi. Öfkeden anneme saldırıyordu. Ben tabii engellemek için her şeyi yapmaya çalıştım fakat olmadı. O gün, elindeki silahı çıkartarak bir anda annemi sonsuza kadar benden almıştı.
Başımdan kaynar sular dökülmüştü. Ne yapacağımı bilmiyordum. Babam Ne yaptığını fark ettiğinde elindeki silahı korkuyla bırakarak kaçmıştı. Ben ise annemin başında durarak uyandırmaya çalıştım. Fakat uyanmadı. Onun o güzel sesini bir daha hiç duymadım. Annem o gün beni terk etmişti. Beni sonsuza kadar bırakmıştı.
Cenazesinin nasıl geçtiğini anlamamıştım. Her şey bir anda olmuştu ve bir anda bitmişti.

Savaş Ağa Where stories live. Discover now