2- ÇOCUKLUĞUM

18 3 27
                                    

Merhaba! Şuan saat 02.00. Bir saattir bitirmeye çalışıyorum bu saatte kimse okuyamaz yüksek ihtimalle ama olsun.

Ben bu bölümü, kıymetini bilmediğim fakat bu dünyada beni en çok seven, yıllar önce vefat eden dedem için yazıyorum. Inşallah cenazesinde tek bir gözyaşı dahi dökmediğim için beni affeder.

Özür dilerim dede ben en çok seni sevdim.

Karakterin ismi- Derin.

Şarkı ismi: Çatı Katı.

Oylamayı ve yorum yapmayı unutmayın lütfen ❤️

Çıkış zili çaldığında çantanın tek kolunu koluma takıp sınıftan çıkmak için büyük bir zorluk çekmiştim çünkü 18 kişilik sınıfta herkes ilkokul çocuğu gibi kapıya koşmuştu.

Tabii onların nedeni eğlence değil, otobüse yetişme çabasıydı. İdare 2 dakika erken çıkmaya bile izin vermediği için herkes büyük bir telaş içindeydi. Okulumuzun bulunduğu konum yüzünden otobüs seferleri arasında çok fazla zaman oluyordu. Fakat benim umrumda değildi çünkü gerekirse 2 saat daha beklerdim fakat o kalabalığa girmezdim. Ben severdim zaten beklemeyi... Bir durakta, yağmurun altında otobüs beklemek benim için büyük bir huzur kaynağıydı. Yağmurun yağmasını yalnız olduğum sürece seviyordum çünkü huzurumu paylaşmak istemiyordum. Çünkü kiminle huzurumu paylaştıysam, o huzuru benden çalmıştı... Çünkü, çünkü, çünkü diye düşünceler zihnimde oyun oynadılar. O sırada bende okuldaki kalabalık azaldığı için sınıftan çıkıp zemin kata inmek için merdivenlere yöneldim.

Asansöre binemememin nedeni çoğu şey gibi çocukluktan geliyordu.

Bu sayfaya notum: Çocukluğumuz bizim hayatımızda ki en önemli şeylerden biri. Bir insanı tanımadan önce çocukluğunu tanımalı çünkü çocukluğu bir insanın saf halidir, değişmemiş, değiştirilmemiştir. Rol yapmıyordur. Bunu bu sayfayı yazarken fark ediyorum çünkü şuan üzerini örttüğüm çoğu şey çocukluğumda hâlâ yara, geçmiyor, geçemeyecek. Büyük bir iz bırakmış. Şimdiye baktığımda ise her şeyi basit bir çocukluk korkusu diye yorumlamaktan çekinmiyorum...

(Yıllar önce, yazarın anlatımından.)

"Anne!" diye bağırdı apartmanın çıkış kapısında bekleyen küçük Derin. Derin'in annesi 6 yaşında ki kızının üzerine bembeyaz bir elbise giydirmiş, kızıl saçlarını ise salık bırakmıştı.

"Anne, hadi! Bayrama geç kalacağız!" Canan eşinin koluna girmiş merdivenlerden iniyor bir yandan da kızının Ramazan bayramını böyle bir sey sanmasına gülüyordu. Merdivenleri indiklerinde kızının kapıyı açmaya çalıştığını gördü fakat açmak için kırmızı düğmeye basması gerektiğinden bi' haberdi Derin.Canan eğildi ve kızına kırmızı düğmeyi gösterdi.

"Açmak için buraya basmalısın, bir tanem," diye açıkladı. Derin annesini dinleyip kırmızı düğmeye bastığında kapı kolaylıkla açılmıştı. Derin'in kahverengi gözleri hayretle açıldı, babası ise kızının bunu daha yeni fark etmesine güldü.

Derin'in abisi Kuzey, dışarıda onları bekliyordu. Dışarı çıkıp, arabalarının yanına gittiklerinde babası 8 yaşında ki oğluna hayranlıkla baktı. Pantolon, gömlek giyinmişti, Kuzey.

"Ben beyefendi olacağım bayramda," demişti daha günler önce. Küçük bir İstanbul beyefendisi de olmuştu. Babası oğlunu kucağına aldı.

Her Kızın HikayesiWhere stories live. Discover now