27.Bölüm-"Baskın"

34 4 0
                                    

10 gün sonra...

Kral ve Alex,Dük aracılığıyla gelen ticari ilişkilerinin saygın konukları ve valiler onuruna şehirde büyük bir parti verecekti ve yarın akşam tüm soylu ve asiller davetli olacaktı.
Ayrıca düğün için tebrikleri kabul edecek küçük bir dans gösterisi ile krallığın genişlemesini kutlayacaktık.
Çok yakın bir zamanda bizden bir çocuk haberi de beklediklerini biliyordum ancak onun bana düğünden sonra elini dahi sürmesine izin vermemiştim.

Anlaşmayı da zorunlu olarak kabul etmişti.
Krallığın gölgesindeyken kazandıklarından dolayı halinden memnun gözüküyordu.
Hem prens olarak yaşamaya devam edecek,hem de Darcy ile istedigi gibi gönül eğlendirecekti.

O yatmak için gece odaya oldukça geç geliyor ben de kimseye görünmeden eski odama geçiyordum.
Bu şekilde ikimizde birbirimizi rahatsız etmeden evliliğe uyum sağlıyorduk.

Bir gece neredeyse hizmetli bir kadına yakalanıyordum ki kraliçenin kulağına gitmesi halinde bu bir felaket olur,bu özgürlüğüm kısıtlanırdı.

Bu gecede yine aynı şekilde odaya oldukça geç dönen Alex,bana hiç bulaşmadan doğruca yatağına yattı.
Bense koridoru kontrol ederek eski odama doğru yürüdüm.

Kapının önüne geldiğimde kapı kilitli olduğu için Biana'ya üç kez seslendim ancak beni duymamıştı.
Oysa benim geldiğimden emin olana kadar uyumuyordu.

Mecburen yatak odasına geri dönmek için sağ tarafa yöneldiğimde âniden bir el beni çekerek hafifçe sürükledi ve yakınında olan Eric'in odasına doğru itledi.

Tabii bunu yapan ondan başkası degildi.

-Eric beni korkuttun,ne yapıyorsun?

-Şşşştttt,sessiz ol!!!

Topuklu ayakkabı ve konuşma sesleri geliyordu.
Bunu neden yaptığını şimdi anlamıştım.

Üstelik bu kraliçenin sesiydi.

Gelen ayak seslerinden az sonra kapısı kilitli olan eski odamın önünde durduğunu anladım.

Kapı kolunu hareket ettirdiğinde ise kilitli olduğu için önce bir duraksadı ve daha sonra yanında getirdiği hizmetlinin duyurusu üzerine anahtarın çevrilme sesi geldi.

Biana'ya odasına bakmak için geldiklerini söylediler ve tekrar kapının kapanma sesi duyuldu.

Neler oluyordu?

Birinin bu durumu kraliçeye yetiştirmiş olmasından korkuyordum belki de gerçekten korktuğum başıma gelmişti.

-Eric ne yapacağım?
Diye sordum.

-Prensesim telaş etmeyin,sizi odada bulamayınca gideceklerdir.

Onun odasında kapının arkasında öylece durmuş bekliyorduk ama uzun süre ses gelmemişti.

Sanıyorum ki annem gizli geçite kadar bakarak benim orada olup olmadığımı kontrol ediyordu.
Ve sonunda konuşmalar eşliğinde yine ayak seslerini duymaya başlamıştım.

Gelen tıkırtılar eşliğinde bu odanın kapısının önünden geçtiklerini duyuyordum.

Ve korktuğum şey gerçekleşmek üzereydi.

İki kez çalınan kapının ardından hizmetlinin sesi duyuldu;

-Muhafız Eric,kraliçeniz için kapıyı açın.

Bayılmak üzereydim.
Ya da kesinlikle ölüyordum.

Eric ise gayet soğukkanlı bir ses ile vakit kazanmak için seslendi;

-Elbette efendim,müsaadenizle hemen giyinip açıyorum.

Fısıltı bir ses ile ona dönerek sordum;

-Ne yapacağız?

-Balkona çıkacaksın Elanor,başka bir çözümü yok.

Oldukça soğuk hissedilen bir geceydi ayrıca balkon dediği yer camla parmaklıklar arasında kalan küçücük dar bir alandı.
Ve benim küçüklüğümden beri yükseklik korkum vardı.

Tabii şu an dediğini yapmaktan başka çarem yoktu.

Kalın kumaş perdeyi aralayarak balkon dediği yerin camını açıp aşağıya indim.
Burası çok dikkatli ve eğilerek bakmadıkları sürece beni görmeyecekleri kadar küçük ve aşağıdaydı.

Büyük bir sorunum daha vardı.
Yalınayak bastığım taş zemin buz gibi hava ile birleştiğinde,üzerimdeki ince gecelik bir an tenimde ürpermeye sebep oluyordu.
Adeta donuyordum.

Aşağıya bakmadan,küçücük bir alanda bedeni küçülterek saklandım.

Ben hazır olduğumda Eric perdeyi tekrar çekerek kapıyı açmaya gitti.

Dışarıdan gelen tüm korkutucu sesler,karanlık ve yükseklik başımı döndürüyorken bu dakikaların bir an önce geçmesini istiyordum.

Sanki zaman durmuş bir türlü geçmek bilmiyordu.
İçime iyice işleyen soğuk hava sonrası dudaklarım titremeye,ellerim uyuşmaya ve midem bulunmaya başlamıştı.

Bayılacağımı hissettiğim o kısa an nihayet balkon camından gelen ses ile kendime geldim.

-Elenor tehlike bitti,çıkabilirsin.

-Ne-re-deeee kaldınnn,ölüyordum buradaaaa!

Soğuktan dolayı artık tüm bedenim titriyordu.

-Seni bu gece görüp görmediğimle ilgili sorguya çektiler adeta,yine de şansın için dua etmelisin ki balkona bakmadılar.

-Sennn burayaaa balkon mu diyorsunnn.

-Bu şekilde bile benimle tartışıyorsunuz prenses!
-Hadi hemen yorgana sarılın lütfen.

Normal şartlarda itiraz ederdim ancak şu an ki halim buna müsade etmemişti.

Yatağa yatarak hızla yorgana sarıldığımda birbirine çarpan dişlerim,hissetmediğim el ve ayaklarım bu ani ısı ile yanmaya başlamıştı.

Sonrası harika bir sıcaklık ve uyuma isteği olunca bedenim karşı koyamayarak kendini bu tatlı huzurun kollarına bıraktı.
Üstelik onun yastığından burnuma gelen kokusu mest ediyordu.

5 saat sonra;

Sabah olmuş olmalıydı.
Gözlerime vuran aydınlık beni rahatsız ediyordu.

Nerdeydim.

Başımı çevirdiğimde Biana'nın diğer yanımdaki yatakta uyuduğunu gördüm.

Az sonra kendime gelerek gece olanlardan küçük bir anı anımsadım.

Uyku ve sıcak o kadar tatlı gelmişti ki Eric'in sesini duysamda kendime gelememiştim.
Birden yavaş yavaş onun belimi saran sıcak ellerini ve havaya doğru yükselişimi ardından beni sıkıca kucağına alarak bu odaya taşıdığınıda hatırlıyordum.



KAF DAĞININ PRENSESİ Where stories live. Discover now