39.Bölüm-"Yıldız Tacı"

31 4 0
                                    

Düğünün ertesi sabahı yani bu sabah,valinin özel daveti ile kahvaltı için bahçede kurulan ziyafet masasında toplanacaktık.
Güneyin Kralı Robert,Kuzey krallık adına bizlerin eksiksiz olarak bulunması rica etmiş ve masayı neredeyse sadece kuş süt eksik olacak şekilde hazırlatmıştı.

Giydiğim sade bir elbise ile bu davette ki yerimi almış yanımda oturan Alexender ve dük'ün ticari konuşmalarını dinliyordum.

-Aslında,
dedi dük.
-Köylüleri ikna etmek zor olsa da tüm toprakların kuzey krallık için kullanılması gerekiyor.Güney krallık hakimiyet kuramadığı bir toplum üzerinde sadece barış adına yol gösterebilir.
-Bu duruma siz ne diyorsunuz prens?

Onun vereceği cevabı çok iyi biliyordum fakat yine de dinlemek istedim.

-Elbette ki sizin bu görüşünüzü haklı buluyorum ancak bu rica edilecek bir durumdan çok,Kuzey krallığın dayatması olacak kanunların varlığı ile şekillenecektir.
-Bu hususta kıymetli dük,Güney krallığın mutlak suretle oradan çekilmesi gerekir.
-Gerekirse bunun için tekrar savaşacağız.

Sonra imâ dolu bakışlarını bana çevirerek;

-Kral Robert yeni ve sahte bir prens bularak valinin koruması altına girdi bile,
dedi.

Yüksek ses ile attığı kahkahanın ardından ise şu sözleri söyledi;

-Yakın bir zamanda büyük bir plan yaparak hak ettiğimiz toprakların tamamına kavuşacağız.

Dük,yediği yemeği zaten dolu olan ağzına tepiştirerek salladığı başı ile onun bu sözlerini çoktan onaylıyor olduğunu ifade etti.

-Beyler bölmek istemiyorum fakat,bizim krallığımız hakkı olandan fazlasına göz dikiyor olabilir mi?

Alexender'ın değişen yüz ifadesine bakarak devam ettim;

-Çünkü adı üstüne Güney Krallık ve onun bölgesinde kalan toprakların tamamı onların olmalı.

Sözlerim adeta soğuk rüzgarlar ettirerek masadaki keyifli görünen havayı dağıttı.

Hafifçe öksürük Alexender susmam gerektiğini imâ eden buz gib bakışları ile bana bakıyordu.

-Kıymetli Elenor'um siz hanımlar bu tür tatsız konuları düşünerek üzülmeyiniz güzelliğiniz ve gezileriniz için vakit harcayın.

Masaya oturduğumuzdan beri olduğu yerde somurtarak oturan Darcy'nin bu konuşmaya kulak misafiri olduğunun farkındaydım.

-Değerli prensim,
-Hayatta vakit harcamaya değer başka şeylerde vardır insanların geleceğini düşünmek,krallığımın adaletli bir şekilde yönetimini sürdürdüğünden emin olmak gibi...
-Oysa bunlarla hiç ilgilenmeyen ve sadece eşini mutlu etmek isteyen kadınlar da var,mesela sevgili Darcy,
dedim.

Alexender ve Darcy'in tedirginlikleri yüzlerinden okunuyordu.

Dük ise oturduğu köşeden gülümseyerek Darcy'e baktı ve;

-Ahhh,o benim değerli manolyam.
-Politika gibi sıkıcı olaylar için üzülmesini istemem.

Bir süre sonra saçma sapan konulardan konuşarak yemeklerini yemeğe devam ettiler.

Ben ise hâlâ Alexender'ın sözlerini düşünüyordum.
Böyle devam ederlerse besledikleri kötü planlarla babamı doldurarak krallığın sonunu getireceklerdi.
Kaldı ki hiç bir suçu olmayan masum insanların topraklarını ve Güney krallığının haklarını da çiğneyerek yapacaklardı bunu.

Eric'in ise asıl bundan sonra daha dikkatli olması gerekiyordu çünkü prens olarak bir çok yetkiye sahip olacak,bazı yükümlülükler onun sırtına yüklenecekti.
Üstüne üstlük Alexender Güney krallık topraklarına savaş ilan etmeyi planlıyorken.

Bahçedeki ziyafet bittikten bir saat kadar sonra,valinin konuk sarayında geçirdiğimiz bu son gün adına akşam yemek daveti ve balo olacağından neredeyse tüm konuklar odalarında dinleniyordu.

Babamın yanına onunla bu konular hakkında konuşmaya gitmek için büyük salondan geçerek üst kata yöneldim.
Özel olarak hazırlanan dinlenme odasında kitap okuyordu ve benim geldiğini görünce biraz şaşırak;

-Elanor,tatlım bir sorun mu var?
Diye sordu.

Arkamda bizi duyacak biri olup olmadığını kontrol ettikten sonra kapıyı kapattım.

-Evet kralım,sizinle bir konu hakkında konuşmak istiyorum,
dedim.

Elindeki kitabını kapatarak koltuğunun kenarına bıraktı.

-Seni dinliyorum,anlat bakalım bu kez konu ne?

Söze nereden başlayacağımı tam olarak bilemesem de konuyu ortak topraklar ve Güney krallığının geleceğine getirmeyi düşünüyordum.

-Kralım...
-Elbette ki Kuzey krallık olarak topraklarımızın varlığını korumak zorundayızdır ancak bunun için köylerde bulunan ortak toprakları yönetirken,biraz daha ılımlı bir politika izlememiz gerektiğini düşünüyorum.
-Hakkımızdan olandan daha fazlasını aldığımız vergiler için zorlanan halk isyan ederek,Güney krallık yönetim konusunda daha iyimser davrandığı içinde bu savaşta onların tarafında olacaktır,
dedim.

Babam bir an da ayağa kalkarak pencereye doğru yürüdü.
Beklemediğim bir şekilde bezgin bir ses tonu ile konuşmaya başladı.

-Bak Elenor,
-Tüm bu olanları fark etmediğimi mi düşünüyorsun?
-Elbette senin sözlerinde haklılık payı var ancak kötü yönettiğim ve sonra annenin kontrolüne bıraktığım hazine miz oldukça sıkıntılı durumda.
-Dük ve Vali ile geliştirdiğim ticari anlaşmalarla ayakta kalmaya çalıyoruz o yüzden de bu topraklardan çıkarlarımız doğrultusunda hareket ederek hatta gerekirse savaşarak para edecek ganimetleri toplamalıyız.
-Bedeli ne olursa olsun prenses,beni anlıyormusun?

İleride olabilecek olayları şimdiden tahmin edebildiğim için gözlerimin dolmasını engelleyememiştim.

Onun yanına giderek elini tuttum;

-Ama kralım savaş olacak bu çok belli.Masum insanlar ortada kalacak,gereksiz yere ölümler olacak.
-Güney Krallık artık daha da güçlendi ve biz de yara alacağız,
dedim.

-Elanor ne söylediğim gayet açık ve bu konu tartışmaya kapalı.
-Şimdi lütfen beni yalnız bırak ve akşam gerçekleşecek davet için hazırlanmaya başla çünkü gerçek bir prenses gibi görünmüyorsun.Unutma ki düşmanlarımıza karşı güçlü olduğumuzu göstermenin en iyi yolu ihtişamlı duruşumuzdur.
-Özellikle Güney Krallığın yeni prensesinin altında ezilmemelisin.

Umutsuzca odasından çıktıktan sonra odama çıkarak hazırlanmaya başladım ancak bilerek en kötü ve en sade olan elbisemi seçtim.

Akşam olduğunda baloya inmek için hazırlanmış Alexender'ın kolunda ifadesiz bir şekilde yürüyordum.
Bana bakan şaşkın bakışlara aldırmadan süslü çiçeklerin ve şamdanların olduğu masaya oturdum.

Konuklar gelmeye başladıktan sonra kapıda ele görülen yeni evli çift gülümseyerek içeriye girdi.
Başında bulunan yıldız tacı ve prens kostümü ile kendinden emin adımlarla yürüyen Eric,neredeyse kusursuz görünüyor,mutlu bir yüz ifadesi ayrıca şıklık içindeki elbisesi ile herkesi büyüleyen Angel,beğeni dolu bakışları üzerlerine topluyordu.

Masaya en son gelerek yanımıza oturan babam ve annem oldukça gergin görünüyor,yine nefret dolu bakışlarla yeni çifte kin kusuyorlardı.

Açılış için başlayan küçük dans gösterisine başımın ağrıdığını bahane ederek katılmayacağımı söylediğimde ise kraliçe kulağıma eğilerek;

-Bence de ayağa kalkmamalısın Elenor,berbat görünüyorsun.

Onun bu sözlerini hiç umursamadan önümde duran içeceği yudumlamaya başladım.

Konuşmayı duyan babam ise soğuk bakışlarının ardından şu sözleri söyledi;

-Farkındamısınız kraliçem ancak Elenor son günlerde bize karşı düşmanca davranıyor,
dedi ve ekledi;

-Yakında bunun gerçek sebebini anlayacağız!









KAF DAĞININ PRENSESİ Where stories live. Discover now