six

18 5 23
                                    

Göktuğ: Sen çok yaramaz bir insansın.

Mira:Sen hayırdır ya kimsin de bize laf atıyorsun?

Göktuğ: Karşı masadan gelen bir mülteci. Ülkenize sığınmaya geldim de.

Mira dalga geçtiğini anlamıştı. Ama ben saf saf bakıyordum etrafa.

Mira: Kardeşim adam akıllı söylesene dalga geçeceğine.

Göktuğ: Kantinin ortasında bağıran sensin niye şimdi böyle yapıyorsun ki? Oysa ben özür dilemen için gelmiştim.

Mira sinirlendi kesinlikle. Dalga geçildi üzerine birde özür dilemesi istendiyse yanımıza gelen kişinin cenazesi bile çıkabilir.

Mira: Pardon? Bagirdigim için özür mi dilemem gerekiyor yani? Anlayamadım da.

Göktuğ: Eh, sanırım. Yani siz de uygun görürseniz hanımefendi görünümlü bayım.

Allah belanı vermesin, demeyecektin onu.

Mira: Ha? Ne dedin? Duyamadım? Bana demedi değil mi Defne? 1 Nisan şakası mı yapıyorsunuz lan siz. Defne kalk yoksa ben bunu burda parçalarım.

E bize kalkmak düşer.

Defne: Mira sakin mi olsan? Tanımıyor çocuk seni ve bir daha görmezsin zaten. Takma bu kadar.

Mira: Ben mi onu takacağım? Allah'ın sümüklüsü. Neyse ya hadi gidelim son dersi kaçırmayalım.

Ders biter evlere gitmek için aşağı inerler.

"Pişt, gel beraber gidelim.Yolumuz aynı sanırım."

Geldi yine ya. Bıktırdı artık. Duymazdan geldim.

"Hey,sana diyorum. Neyse ya işim var zaten."

Ayrıldı yanımdan. Ama devam etmeliydi takip etmeye ya, kırıldım.
Ne diyorsun Defne, kendine gel. O kim ki yanında dursun bosver.
Eve gitmeye devam ettim.

URAZ ATILGAN

Yanından ayrılıp bara doğru yol aldım. Bar dediğime bakmayın, merdiven altı yerlerde boks maçlarına katılıyorum. Bugün de barda  maç var o yüzden yani.

"Uraz geldin mi?" Dedi birisi. "Geldim Göktuğ."diyerek cevap verdim odama geçerken. "Yarım saat sonra başlayacak maç ve sen ısınmadın bile-" derken sözünü kesip" Isınmadan oynayacağım Göktuğ"

"Her zamanki gibi kol ağrısı çekmek mi istiyorsun? Kendini düşün birazcık Uraz. Kendin geçinmek için sakatliyorsun kendini, yapma!"

"Çekmiyorum, ilaç tedavisine başladım." yalandi tabii ki. "Peki."

Duş aldım, üzerimi giyindim ve saate baktığımda beş dakika sonra maç başlayacaktı. Kapıyı açmaya yeltendim ama başım dönmeye başladı. Yaklaşık yirmi saniye nerede olduğumu hatırlayamadım ve hareket edemedim ancak kendimi toparladım ve barda maçın olacağı yere doğru yol aldım. İsimler anons ediliyordu. Rakibimin ismi söylendi. Birkaç dakika sonra benim ismim, pardon takma ismim, söylendi.

"BU GÜN BURADA BULUNARAK BIZE ŞEREF VEREN KİŞİYI RINGE DAVET EDİYORUM. ISTE KARSINIZDA KUZGUN"

Yavaş yavaş içeri adımladim. Herkes alkışlıyordu. Burada bulunan kadınlar iğrenç iğrenç sırıtıyordu. Yapmak istedikleri şeyi herkes biliyordur zaten. Sürekli başka erkeklerle... neyse. Bakışları umursamayarak ringe çıktım ve köşeye geçtim. Eldiven takamazdim çünkü bu barın kendine ait kurallari var bu maçlar için. Adam akıllı kan görmeden kaybetmiş veya kazanmış kişi belirlenemez. Burada ün sahibi olmamın nedeni de bu zaten. İstedikleri kanı onlara göstererek ün sahibi oldum. Pek yararlı bir neden değil ama kurallar böyle.

Fan Fin Foncu/ YARI TEXTİNGTempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang