12.Gerçeklerin gölgesinde.

25.5K 1.3K 5.6K
                                    

[DİKKAT❗️Kitapta başka kurgulardan (kitap,film,dize ve s.) hiçbir şekilde (karakter ismi ve ya alıntısı, 'isim çekmedim ki' diye düşünmeden) bahsedilmemesini rica ederim.(bahsedilse bile silinecek o yüzde ne siz yazmakla yorulun ne de ben silmekle)

Oy vermeyi ve Yorum yapmayı da unutmazsanız çok,çok mutlu olurum.<<<3

(Kitap için en önemli bölümlerden biri, dikkatli okumanızı tavsiye ederim❤️)

Keyifli okumalar dilerim ✨

12.Gerçeklerin gölgesinde.

Karşılaştığımız andan itibaren ne zaman zor durumda kalsak, Polat aklında planlar kurar, çıkmamız için bir yol bulurdu. En önemlisi ise bulduğu yollarda ben bir şeyler yapan değil, sadece onun yanında duran, yol arkadaşı olurdum.

Az önce karşılaştığımız ve hala varlığını sürdüren sorunumuzun çözüm yolu ise artık benim de bir şeyler yapmamı gerektiriyordu. Bu kez her zamanki gibi planların seyircisi değil de bizzat o planları eyleme döken kişilerden biri olacaktım.

Sofia'nın üyesi olduğu çetenin toplanacağı binanın karşısında geçirdiğimiz dakikaların sayısı artarken, Polat Özgür bey ile tartışıyor, başka bir çözüm yolu bulmaya çalışıyordu. Ancak hepimiz bunun mümkün olmayacağının da farkındaydık.

En geç beş dakika içinde arabadan inmeli ve toplantının yapılacağı binaya girmeliydik, çünkü diğer çete üyeleri yavaş yavaş toplanmış olmalıydı. Neyse ki, Sofia ve eşinin daha önce katıldığı toplantıya katılan üyeler şimdikilerle aynı değildi, dolayısıyla bizi görseler bile onlar olup olmadığımızı bilmeyeceklerdi. Ancak, eğer toplantıya katılırsak, peşimizdeki adamları onlar olduğumuza inandırabilir ya da plan gereği zaman kazanabilirdik.

Artık kulaklığımdan sadece benimle iletişimde olan kişinin değil, diğerlerinin de sesini duyabildiğim sırada, "Abi, her şey kontrolümüz altında olacak." diyerek Polat'ı sakinleştirmeye çalışan Duru'ya inanmak istedim, ama bir yandan içimdeki korku karışık heyecan boğazımda düğümleniyor, yutkunmama izin vermiyordu.

Arkamızdaki canavarlardan kaçmak için çakalların arasına katılmak akıl alır bir plan değildi fakat mecburiyet insana her şeyi yaptırabilecek bir güce sahipti.

Yusuf ara sıra dikiz aynasından yüz metre kadar uzaklığımızda duran araçları kontrol ederken Polat üçüncü kez yumruk yaptığı elini önündeki koltuğa geçirip "Biliyorum!" diye bağırdı. Polat'ın bağırmasıyla, ona başka bir yolun olmadığını anlatmaya çalışan Özgür beyin sesi kesildiğinde yerini gergin nefeslere bıraktı. Birkaç saniye sonra sakin ama bir o kadar da gergin olduğu her halinden belli olan sesiyle "Bağırma, sikik herif!" dedi sertçe. "Hoşuma gidiyor diye anlatmıyorum, her yerimize bulaştırdığın bok gibi planın işe yaramadı diye anlatıyorum, farkındaysan!"

Polat çenesini sıkıp başını cama doğru çevirdiğinde, bakışlarım Yusuf'a kaydı. Ani olarak göz göze geldik ve bana buruk bir tebessümle karşılık vererek Polat'ı işaret ederken neyi kastettiğini anlamıştım. Polat'ı yalnız benim yola getirebileceğimi anlatmaya çalışmıştı.

Başımı sallayıp gerginlikten bir bacağını sallayan Polat'a döndüğümde hiç tereddüt etmeden elimi salladığı bacağının üzerine yerleştirdim. Dokunuşumu hisseder hissetmez duraksadığında vücudu kasılmıştı ve aynı anda bakışları pencereden bana doğru kaymıştı. Çenesine yerleştirip sıktığı eli yavaş yavaş gevşeyerek geri çekilirken, beni bulan bakışları da yumuşamıştı.

GÖLGELERİN KAÇIŞIWhere stories live. Discover now