15

9 3 11
                                    

Işıl'dan

Bana bağırmıştı...Her seferinde ona yakın olmak için uğraşırken o sürekli bana ters tepki veriyordu kızıyordu belki de benden bıkmıştı , ama bilmiyordu ki onun ikizi olduğumu... Bu okula sırf onun için gelmiştim onu ormanda bir ağacın dibinde baygın bir şekilde görünce kalbim agrımıstı mutlu olmuştum, korkmuştum. Ne yapicagimi bilemeyerek eve götürmüştum iyi olmuştu bir hafta boyunca benimle beraber kalmıştı gitmesini istemiyordum ama sonradan gidicem demesiyle tüm hayallerim yıkılmıştı yalnız kalıyordum yine. Ben o evde kafa dinlemek için kalıyordum yigiti görünce ailemin yanına geri dönmüştüm. Evet bir ailem vardı lakin gerçek ailem değillerdi mutlu ediyorlardı beni ama bana olanlardan hiçbirinin haberi yoktu.

Ben doğduktan bir hafta sonra yetimhaneye bırakılmışım babam bırakmış beni... Annemin haberi var mı bilmiyorum ama bundan sonra da haberi olamaz çünkü o artık yok. Beni sahiplenen ailem zengindi herşeyim vardı benimle çok ilgileniyorlardi onlara minnettarım. 12 yaşıma gelince bana herşeyi anlatmışlardi yigitin fotoğrafini bile göstermislerdi ama öz ailem beni yigitten saklamışlardi bizi ayrı bırakmışlardi.
Gerçeği öğrendiğimde artık Serap ve Kerem amcaya anne ve baba gözüyle bakamıyordum onlar da bunu normal olarak karşılamislardi çok iyi insanlardı , acaba gerçek ailemin yanında olsaydım nasıl olurdu? Yigiti ormanda bulduğumda onu tanımıştım çünkü daha önceden fotoğrafini görmüştüm insan kendi ikizini kan bağından olan birini tanımaz mı? Ben tanıdım. Anne ve babamın yanına gidemedim keşke gitseymisim. Beni hala bilmemesi canımı yakıyordu çünkü hala ikizini ariyordu oysaki ben uzun zamandır onunlaydim... Soylicektim inanın soylicektim sadece  cesaret edemedim.

Okulun arka bahçesinde bankta oturmuş ağlıyordum göz yaşlarıma hakim olamıyordum. Eylül'ün sesini duyunca ayağa kalkıp gözyaşlarımı sildim.
Endişeli bir şekilde yanıma gelerek beni baştan aşağı süzüp konuşmaya başladı.

" Kızım bu halin ne senin? Ne oldu sana? İyi misin sen? "

Yutkundum, başımı eğdim dolan gözlerimi saklamak için elini çeneme koyup başımı kaldırmıştı kızarmis olan gözlerimle ona baktım.

" Ah be kızım noldu sana... "

Beni kendine çekip sarılmistı, sarılınca göz yaşlarımı daha fazla tutamamistim sarılıp hıçkırarak ağlamaya başladım.

" Şşs... Geçicek hep geçti yine gecicek inan bana , ağlama ışıl... "

Geri çekilip ona baktım. Geçmiyordu gecmicekti, çok yorulmuştum.

" Geçmiyor Eylül , ne zaman geçicek? Ben sürekli onunla ilgilenmeye çalışıyordum ama o hep bana kızıyordu niye Eylül? Böyle yapması gerekmiyordu. Onu sinirlendirmek hoşuma gidiyordu ama o istediğim bir tepkiyi vermiyordu bagirmasa olmuyor  muydu? Beni kovalasaydi , saçımı çekseydi , bir şekilde rezil etseydi sesim çıkmazdı ama bagirmasaydi Eylül. Ben yigitin ikiziyim huylarimiz bile aynı neden bunu görmüyordu? Yada neden ikizini bir başka yerde arıyordu? Çok yoruldum ben Eylül.
Çabalamak istemiyorum artık. "

" Dayanmalısın ışıl oda nerden bilebilir senin onun ikizi olduğunu kimse gelip söylememiş ki, sana git söyle dediğim de cesaret edemiyorum diyip duruyordun belki de söylemenin vakti gelmiştir "

Eylüle cevap vericekken yigiti Eylül'ün arkasinda görünce elim ayağıma dolanmıştı...

2 saat sonra

Eylül ve efeyle birlikte yigiti ariyorduk ama hiçbir yerde yoktu! Beni okul da oylece bırakmıştı beni dinlemeden gitmişti! Off neden böyle yapıyor neden...
Son olarak evine gidiyorduk adımlarimi korkarak atıyordum ayaklarım sanki oraya gitmemi istemiyormus gibiydi.
Evin önünde durunca evi incelemeye başladım , bahçe çiçeklerle doluydu ama çoğu solmuştu... Efe etrafa baktıktan sonra yanımıza geldi.

" Arabasi yok buraya gelmemiş olmalı başka bir yerdedir "

Burda olmalı başka nereye gidebilir? Hem arabası burda yok diye evde olmicak diye birşey yok yani umarım evdedir.

" Belki evdedir... "

" Evet bakalım , anahtar sende var mı efe?"

İnşallah vardır insallah umutla efeye baktım başını sallayıp evin kapısını açmıştı , içeri yavaş adimlarla ilerledik salona girdiğimde etrafa baktım ama yiğit yoktu. Karşılıklı iki tane duran uzun koltuk ve hemen televizyonun çaprazinda duran tekli koltuk ve vitrimden başka bişey yoktu. Mutfağa gittik dolabın üstünde annemin fotoğrafı vardı elime alıp fotoğrafı inceledim anneme ne kadar da çok benziyormusum... Annemin fotoğrafıni öpüp dolabın üstüne geri koyup mutfaktan çıktık. Efe ve Eylül hiç konuşmuyordu , konuşmamalari benim için daha iyiydi eğer konussalar dolan gözlerimi tutamazdim. Annemin yatak odasına baktık bir yatak ayna bir tane komidi ve gardırop vardı başka bişey yoktu oraya da bakıp çıktık. Son olarak yigitin odası kalmıştı... Derin nefes alıp veriyordum kapının önünde durunca efe ve Eylül'e dönüp baktım.

" Burdadir değil mi? "

Eylül sırtımı sivazlayip başını salladı Efe ise yine susmustu. Burda olması umuduyla kapıyı açtım. İçeri girdiğimde yatağın üstüne oturmus başını eğmiş bir şekilde fotoğrafa bakan bir kız vardı , buda kimdi? Yiğit nerde? Efeye dönüp baktığımda oda şaşırmış gözlerle kıza bakıyordu , kızın yanına gidip omzuna dokundum başını kaldırdığında ağladığını fark ettim.

" İyi misin? "

" Değilim. "

" Neyin var? Ve burda ne işin var senin? "

" Yiğit için geldim, onun yanına gitmeye korkuyorum bişey yapmaz değil mi kendine? "

Kafam karışmışti , şaşkın gözlerle ona bakmaya devam ettim.

" Yiğit senin neyin oluyor? Onun nerde olduğunu biliyor musun? Biliyorsan bize söyle. "

Bunları söyleyen efeydi , efe belli etmesede yiğit için endişeleniyordu.
Kim olduğunu bilmediğimiz kız göz yaşlarını silip tekrar konusmaya başlamıştı.

" Adım gece , yigitle nasıl tanıştığımızi size anlatamam ama onun hakkında herşeyi biliyorum , nereye gittiğini de ve sen Işıl onun ikizisin değil mi? "

Nerden biliyor bu! Off.

" Evet de sen nerden biliyorsun? "

" Bilirim ben , daha fazla durmayalim yigitin karşısına çıkmaya korkuyordum ama tek değilim artık  , bı an önce gidelim kendine zarar vermeden lütfen hadi. "

Bu olanlara anlam veremiyordum, ben niye tanımıyorum bu kızı ya. Efe kızı gördüğünde şaşırdıysa oda tanimiyor demektir.
Gece ayağa kalkıp odadan çıkıyordu ki geri dönüp askıdan yigitin ceketini alıp benim kolumu tuttu. Noluyoruz be.

" Yigitin sana ihtiyacı var hadi lütfen sonra şaşırirsiniz şuan zamanımız yok , efe Eylül hadi! "











İyi okumalar :)

Ben Senden Vazgeçmem Donde viven las historias. Descúbrelo ahora