4.4

21.2K 2.3K 237
                                    


Hikayeme oy vererek destek olmayı unutmayın

Keyifli okumalar 🦋

🫶🏻

"Çırptım çırptım karıştırdım, kendimi onla yarıştırdım." Telefonumdan çalan şarkıya eşlik ederken keyfim son derece yerindeydi. "Kimse kimseye benzemez, kendimi kekle yatıştırdım."

Kek yapmıyordum ama önemi yoktu. Doğradığım salatalık dilimlerini tabağa özenle yerleştirdim. Kırmızı biberleri doğarken şarkıya eşlik etmeye devam ediyordum. "İnsan neler yapar isteyince, bu bir şey değil düşününce."

Arkamdan belime sarılan kollarla anlık olarak korksamda sonrasında hemen yüzümde gülümseme oluştu. "Günaydın hayatım." Bedenimi hemen ona yaslayarak kendimi bıraktım.

"Günaydın sevgilim." Başımı ona doğru çevirdiğimde fırsatı hiç kaçırmadan dudaklarıma uzandı. Dudaklarımı aralayıp ona izin verirken elimdeki bıçağı bırakıp avucumu yanağına yasladım.

Uzun öpüşmemiz sonunda ayrıldık. "Neler hazırladın sen bakalım?" Belimdeki elleri aşağı kayarak kaçlarımda durduğunda güldüm.

"Sana menemen yaptım, seninki kadar lezzetli olamaz tabii." Karşımda bir aşçı olduğu için onunla yarışmam zaten mümkün değildi. Ocaktaki menemene göz ucuyla baktığını gördüm.

"Sen yaptıysan dünyanın en lezzetli yemeği olmuştur o." Tezgahla onun arasında sıkışan bedenimde alışık olduğum o sertliği hissediyordum. Kalçamı iki yandan tutarken kendimi geriye ittirdim biraz. "Zorlama istersen güzelim." Anında tepki vermişti.

"Sabah sabah iki kişi uyanmışsınız." Gözlerini devirdikten sonra boynuma öpücük bırakıp ayrıldı benden. Göz ucuyla baktığımda önündeki kabarıklığı gördüm.

"Acaba neden? Kalçanı öyle yaslayacaksın bende tepkisiz duracağım öyle mi?" Söylene söylene masaya geçmişti. Gülerken biberleri de tabağa koyarak menemenle birlikte masaya götürdüm.

Dağhan'ın karşısına geçip otururken konuştum. "Bana sarılan sensin. Benim bir suçum yok." Şu an rahatlayamadığı için rahatsız olduğunu biliyordum ama fazlasıyla açtım.

"Benim sevgilimin ne zaman bir suçu olur zaten?" Güldüm sadece. Tabağıma yemeklerden koyarken Dağhan'da aynısını yapmıştı.

"Yılbaşına az kaldı." Kafamı salladığımda devam etti. "Yoğun musun? Londra için ayarlamaları yapalım diyorum artık." Ağzımdaki lokmayı yuttum konuşmadan önce.

"3 günlüğüne gidebiliriz. 30'unda gidip 2'sinde dönsek harika olur." Kafasını salladı. "O zaman ben dönmeden halledelim otel işini biletleri falan." Hallederiz dercesine salladım kafamı.

Gerçekten zaman ne çabuk geçiyordu. Dağhan geleli iki gün olmuştu. Birkaç ay sonra Dağhan hayatıma gireli bir sene olacaktı neredeyse. Yeni yıla girmemize ise sadece iki hafta kalmıştı.

Bunları düşünürken aklıma gelen detayla Dağhan'a döndüm. "Aslı mesaj atmış. Dava açıldığı için bu fotoğrafları ilk paylaşan hesabın ip adresine ulaşmaya çalışıyorlarmış. Yakındır yani kimin yaptığını öğrenmemiz." Elbette hiç durmadan davayı açmıştım.

"Öğrenelim bakalım kimin ne derdi varmış." Diye söylendi Dağhan. Hala çok öfkeliydi fotoğraflar konusunda. Kendisi için alışkındı ama benim özel hayatıma kadar girilmesi onu daha da kızdırmıştı.

Onun için sorun fotoğraflarımın eski sevgilimle olması değilde. Bugün bunu yapan insanlar yarın telefonuma erişip özel hayatımı da yayınlayabilirdi ve Dağhan bu yüzden fazlasıyla öfkeliydi.

Canlı | TextingWhere stories live. Discover now