Cassandra

51 3 2
                                    


--

I was in my new house placing daydreams
Yeni evimde hayaller kuruyordum

Patching up the crack along the wall
Duvardaki çatlakları tamir ediyordum

I pass it and lose track of what I'm saying
Oradan her geçtiğimde, ne söylediğimi unutuyorum

'Cause that's where I was when I got the call
Çünkü o telefon araması geldiğinde ordaydım

When the first stone's thrown, they're screaming
İlk taş atılıldığında, bağırıp duruyorlar

In the streets, there's a raging riot
Sokaklarda, şiddetli bir ayaklanma var

When it's "Burn the bitch," they're shrieking
"Sürtüğü yakın" dendiğinde, feryat ediyorlar

When the truth comes out, it's quiet
Ama gerçek ortaya çıktığında, etraf sessizleşiyor

So, they killed Cassandra first 'cause she feared the worst*
Bu yüzden, önce Kassandra'yı öldürdüler çünkü o en kötü ihtimalin olmasından korkuyordu

And tried to tell the town
Ve kasabaya bunu anlatmaya çalıştı

So, they filled my cell with snakes, I regret to say
Bu yüzden kafesimi yılanlarla doldurdular, üzülerek söylüyorum

Do you believe me now?
Şimdi bana inanıyor musunuz?

I was in my tower weaving nightmares*
Kulemde karanlık düşüncelere dalmıştım

Twisting all my smiles into snarls
Gülüşlerim yerini öfkeye bırakıyordu

They say, "What doesn't kill you makes you aware"
"Seni öldürmeyen şey seni bilinçlendirir" diyorlar

What happens if it becomes who you are?*
Peki bu, senin kişiliğin haline gelirse ne olur?

So, they killed Cassandra first 'cause she feared the worst
Bu yüzden, önce Kassandra'yı öldürdüler çünkü o en kötü ihtimalin olmasından korkuyordu

And tried to tell the town
Ve kasabaya bunu anlatmaya çalıştı

So, they set my life in flames, I regret to say
Bu yüzden hayatımı ateşe verdiler, üzülerek söylüyorum

Do you believe me now?
Şimdi bana inanıyor musunuz?

They knew, they knew, they knew the whole time
Biliyorlardı, biliyorlardı, tüm bu zaman boyunca biliyorlardı

That I was onto something
Bir şeyin farkında olduğumu

The family, the pure greed, the Christian chorus line*
Aile, saf hırs, ikiyüzlü Hristiyanlar

They all said nothing
Yine de hiçbir şey söylemediler

Blood's thick but nothing like a payroll*
Kan bağı güçlüdür ama paranın getirdiği etkiyle kıyaslanamaz

Bet they never spared a prayer for my soul
Onların ruhum için dua etmediklerine bahse girerim

You can mark my words that I said it first
Yaz bir kenara, ilk ben söyledim

In a mourning warning, no one heard*
Tehlike uyarısı yaparken, hiç kimse duymadı

I patched up the crack along the wall
Duvardaki çatlakları tamir ettim

I pass it and lose track of what I'm saying
Oradan her geçtiğimde, ne söylediğimi unutuyorum

'Cause that's where I was when I lost it all
Çünkü her şeyi kaybettiğimde ordaydım

So, they killed Cassandra first 'cause she feared the worst
Bu yüzden, önce Kassandra'yı öldürdüler çünkü o en kötü ihtimalin olmasından korkuyordu

And tried to tell the town
Ve kasabaya bunu anlatmaya çalıştı

So, they filled my cell with snakes, I regret to say
Bu yüzden kafesimi yılanlarla doldurdular, üzülerek söylüyorum

Do you believe me now?
Şimdi bana inanıyor musunuz?

I was onto something
Bir şeyin peşindeyim

They all said nothing
Hiçbir şey söylemediler

Blood's thick but nothing like a payroll
Kan bağı güçlüdür ama paranın getirdiği etkiyle kıyaslanamaz

Bet they never spared a prayer for my soul
Onların ruhum için dua etmediklerine bahse girerim

You can mark my words that I said it first
Yaz bir kenara, ilk ben söyledim

In a mourning warning, no one heard
Tehlike uyarısı yaparken, hiç kimse duymadı

No one heard, not a single word was heard
Hiç kimse duymadı, tek bir kelime bile duyulmadı

When the first stone's thrown, they're screaming
İlk taş atılıldığında, bağırıp duruyorlar

In the streets, there's a raging riot
Sokaklarda, şiddetli bir ayaklanma var

When it's "Burn the bitch," they're shrieking
"Sürtüğü yakın" dendiğinde, feryat ediyorlar

When the truth comes out, it's quiet
Ama gerçek ortaya çıktığında, etraf sessizleşiyor









Cassandra*: Truvada aynı zamanda Yunan mitolojisinin bir kahramanıdır. Savaşı yaşamış ve savaşta ağabeyi Hektor'u ve sözlülerini kaybetmiştir. Troya atı'nın getireceği tehlikeden dolayı çevresini uyarmaya çalışmıştır, ancak dinleyeni olmamıştır. Yunan tanrısı Apollo ile yaşadığı olaylardan sonra Apollo tarafından Kassandra geleceği görecek ama kimse ona inanamayacaktı. Truva Savaşı'nı ve savaşın sonucunu görmesine rağmen kimseyi inandıramamıştı

Cause she feared the worst*: "fear the worst" bir kalıptır. "en kötü ihtimalin gerçekleşmesinden korkmak" anlamına gelir.

I was in my tower weaving nightmares*: Kişinin içsel bir karanlık ve olumsuzluk durumu içinde olduğunu anlatır. Düz çevirince "Kulede kabuslar dokumak" ifadesi, kişinin karanlık ve rahatsız edici düşüncelerle meşgul olduğunu ima eder. "Gülüşlerim yerini öfkeye bırakıyordu" ise olumlu duyguların ve ifadelerin (gülüşler) olumsuz ve düşmanca ifadelere (öfkeye) dönüşmesini anlatır.

What happens if it becomes who you are?*: Şarkı sözlerinde öncesinde "Seni öldürmeyen şey seni bilinçlendirir" cümlesi zor veya travmatik deneyimlerin bir kişiyi daha bilinçli veya dikkatli yapabileceğini ima ediyor. Sonrasında gelen "Peki bu, senin kişiliğin haline gelirse ne olur?" cümlesi ise bu deneyimlerin uzun vadede nasıl bir etki yaratabileceğini sorguluyor. Eğer bir kişinin kimliği ve bakış açısı büyük ölçüde bu zorlukları atlatarak şekillenmişse, bu durum kişinin travmaları veya mücadeleleriyle tanımlanmasına yol açabilir. Bu durum, ilişkilerini, dünya görüşünü ve duygusal durumunu etkileyebilir.

The Christian chorus line*: Bu ifade de, Taylor dini inancıyla övünen veya ahlaki değerler taşıdığını iddia eden ama gerçekten bu değerleri yaşamadıklarını veya başkalarının acılarını umursamayan iki yüzlü insanları eleştiriyor.

Blood's thick but nothing like a payroll*: Bu cümle genellikle aile bağlarının önemli olduğu ve güçlü olduğu düşüncesine karşı bir eleştiri getiriyor. "Blood's thick" ifadesi, aile bağlarının güçlü olduğunu ifade ederken, "but nothing like a payroll" kısmı bu güçlülüğün aslında bir maddi (parasal) çıkarlar kadar güçlü olmadığını ima ediyor. Aile bağlarının ne kadar sağlam olabileceği konusunda bir eleştiri getiriyor, özellikle de maddi çıkarların ön plana çıktığı durumlarda.

In a mourning warning, no one heard*: Şarkı sözleri, konuşan kişinin önemli bir şeyi önceden tahmin ettiğini ve bu konuda uyarıda bulunduğunu ancak kimse tarafından dikkate alınmadığını anlatıyor. "You can mark my words" ifadesi, konuşanın tahmininin kesinliğini vurgulamak için kullanılıyor. "In a mourning warning, no one heard" kısmı ise, uyarı veya tahminlerinin hiç kimsenin dikkatini çekmediğini ve anlaşılmadığını ifade ediyor.





THE TORTURED POETS DEPARTMENT (Türkçe Çeviri)Where stories live. Discover now